Yerel seçimlere az bir zaman kaldı. Her seçim öncesinde olduğu gibi sanal alemde şehir efsaneleri yazılmaya başladı.
-Seçimlerde oylar çalınacak.
-Seçimlerde sandıklarda hile olacak.
-Oylar Ankara’ya bildirilirken oylar iktidara yazılacak.
-Seçimlerde ölenlerin oyları iktidar partisine yazılacak.
-Seçimlerin yüzdeleri şimdiden ayarlandı.
…Gibi ipe sapa gelmeyen, gerçekçi olmayan, sallama yalanları önüne gelen yazıyor. Bunların hiç birisi gerçek iddialar değil. Ben seçimlerde hiçbir hilenin yapıldığını zannetmiyorum. Seçim güvenliği gerçekten çok sağlam hale getirildi. Bunu iddia edenlerin çoğunluğunun muhalefet partilerinden gelmesi ise önemli. Şehirlerde, kasaba ve köylerde sandığın başına partisinin temsilcisini bulamayan, bu tembelliğini bu tür saçma iddialarla örtmeye çalışan bu insanlara diyorum ki ‘peki oylar iktidarca manipüle ediliyorsa; örneğin CHP’nin güçlü olduğu İzmir’de neden oylar manipüle edilmiyor.’
Geçmişte 1876 senesinde kurulan Konya belediyesinde seçimler iki senede bir yapılıyordu, seçimler on gün sürerdi ve sadece yerli halk oy kullanma hakkına sahipti. TBMM hükümeti 1921’de bir karar alarak yabancı memurların ve muhacirlerin de oy kullanacağını bildirdi.
1 Şubat 1921’de başlayan Konya belediye seçimlerine on gün boyunca çeşitli hile ve kanunsuzluklar yapıldığı iddialar üzerine Konya Valiliği bir komisyon kurdu. Araştırmalar sonucunda gerçekten de çeşitli hile ve kanunsuzlukların yapıldığı tespit edilmiş ve Vali Refik Galip Paşa yetkisini kullanarak belediye seçimini iptal etmiştir.
Bu olay Konya basını tarafından eleştirildi. Babalık gazetesi şöyle yazmıştır; “Fikre fikirle, ilme ilimle, nezakete nezaketle, irşada irşadla mukabele etmek, meziyet-i insaniye ve hasail-i islamiye iktizasından iken, biz bunların kaffaseni e hakaretle, huşunetle, hiddetle, gazabla karşı koymak istiyoruz.”
Yenilenen seçimler 1921 yılı 8-18 Şubat arasında yapıldı. Seçmen listesi Kapu Camii duvarına asılmıştı. Sonuçta 4223 oyla Muhlis Bey (Koner) seçimi kazanmıştır. Muhlis Bey’in Konya’ya çok büyük hizmetleri olmuştur. Aziziye Camii ile Selimiye Camii arasındaki cadde de onun eseridir. Ayrıca sayısız gazete yazısı yazarak, tiyatro eserleriyle, kitap yayınlayarak ve öğretmenlik yaparak Konya’ya hizmet etmiştir. Bugün mesneviyi tercüme ettirdik diye caka satanlar unutmasınlar, rahmetli Muhlis Koner çok iyi Farsca bildiği için Mevlana’nın mesnevisini “MESNEVİNİN ÖZÜ “adıyla Türkçe’ye tercüme etmiş ve bu eser 1961 senesinde Konya belediyesince yayımlanmıştır. Caddelerdeki mağaza ve dükkanlara tabela asma zorunluğu getiren ve bu tabelaları belediye tarafından 100 kuruş karşılığında yaptıran bundan elde edilen geliri de bazı hayır kurumlarına veren ve Kayalı Park’ı yaptıran belediye başkanıdır. 21 Ekim 1957’de vefat etmiştir.
Yazıya son verirken şunları da belirtmekte fayda var: Muhlis Bey imar değişikliğinden rant sağlamamıştır, kendi yandaşlarına arsa, bina, imar çıkarı sağlamamış, kooperatif kurdurup rüsum hakkından bedava daireler sahibi olmamıştır. Seçildiği dönemlerde kazandığını hayırlara harcamış dükkanlar, mağazalar sahibi olmamıştır. Eğer yapsaydı mutlaka tarih yazardı. Unutmayın tarih her şeyi kaydeder. Tapu daireleri gerçek tarihtir. Huzur içinde yatsın…