Seçmek veya seçememek!
Seçmek perde arkasında “evet” mührünün vurulmasından ibaret değildir. Aslında kolay gibi görünen çok zor bir süreç.
Zor olduğu kadar üzerinde düşülmesi gereken psiko-sosyal bir durumdur. Bunun temelinde taassup ve fanatizm gibi psikolojik rahatsızlık bulunmaktadır. İnsanımızda her olumsuz olayın neden ve sonucunu birilerine yükleme kolaylığı vardır. İnsan birini veya birilerini sevmemeye görsün!
Bir kişi birini sevmiyorsa o kişi ağzıyla kuş tutsun ne yaparsa yapsın hiçbir kıymeti yoktur. Aynı şekilde seviyorsa da o kişi doğru veya yanlış ne yaparsa yapsın iyidir!
İşte toplumsal bunalımın yansımalarından biri de taassup ve fanatizmdir. Taassup ve fanatizm insanın beynini kör etmektedir. Taassup içerisinde olan insan gerçekleri göremez, sağlıklı düşünemez; en vahimi, kendisi gibi düşünmeyen herkesi cahil, bilgisiz görür ve aşağılar. İşte taassup ve fanatizmin insanı götürdüğü nokta!
Bu taassup ve fanatizmi yoğun olarak siyaset ve spor alanında somut olarak her an görebilmekteyiz. Tartışmalı pozisyonun yaşandığı bir derbi maçtan sonra televizyon kanallarındaki spor programlarını izleyiniz. Onlarca spor yorumcusu; eski futbolcular, hakemler tartışmalı pozisyonu değerlendirirler.
Mesela, tartışmalı pozisyon topun gol çizgisini geçip geçmediği olsun. İnanın onlarca yorumcudan bir kısmının yüzde yüz çizgiyi geçti bir kısmının yüzde yüz geçmedi diyeceğini göreceksiniz. Hem de televizyonda pozisyonu kare kare izledikleri halde!
-Nasıl olur?
Olur, bal gibi olur; fanatizm varsa her şey olur!
Bundan üç beş yıl önce iki takım taraftarlarının kavgalarını televizyonlarda izlemiştim; siz de izlemişsinizdir. Birbirlerine döner bıçaklarıyla, parke taşlarıyla nasıl saldırıyorlardı, akıl işi değil; karşıdaki insanın ölebileceğini düşünemiyor. Bu mantık dışı davranışın mantıklı açıklaması, fanatizmdir. Aynı taassup ve fanatizmi siyasi alanda da yoğun bir şekilde her an her yerde görebilmekteyiz.
Önümüzde bir seçim var. Hz.Allah(cc) izin verirse bir seçim yapacağız. İnşallah bu seçim ülkemiz ve insanımız için en hayırlısı olur.
Yukarıda dedim ya seçmek kolay iş değil; çünkü doğru seçim yapmanın veya yapamamanın insana yüklediği büyük sorumluluk vardır. Bu sorumluluğu doğru bir şekilde yerine getirememenin mesuliyeti vardır.
Seçmek demek, destek vermek demektir. Kişi kime destek verdiğinin veya vermediğinin muhasebesini iyi yapmalı; hele hele bir Müslüman bu muhasebeyi en ince ayrıntısına kadar yapmalı; yapmadığı zaman huzuru mahşerde Yüce Allah(cc)’a hesap vereceğini unutmamalıdır.
Seçimimizi yaparken bu önemli hususa dikkat etmeliyiz. Bireysel rahatsızlıklarımızı ve etniksel saplantılarımızı bir kenara bırakmalıyız.
Hiçbir siyasi parti hiç birimizin istek ve arzularına uygun düşmeyebilir. Zaten böyle bir durum siyasetin doğasına da aykırıdır. Ancak, mevcutlar içerisinde ince eleyip sık dokuyarak en uygununu seçmeliyiz. Bütün şartları göz önünde bulundurarak artısı en fazla olana oyumuzu vermeliyiz.
Bu seçim, belki de cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi. Ülkemiz ve ülkemiz dışındaki olan olaylar seçimi çok önemli kılmaktadır. Ülkenin güçlü bir sistemle yönetilmesi gerekliliği zorunluluk halini almıştır. Bu seçimde ön yargılarımızı, taassuplarımızı rafa kaldırmalıyız.
Bu yazımı bir siyasi partiyi desteklemek veya desteklememek için yazmadım. Seçimimizi taassup ve fanatik duygularla yapmamamız için duygularımı paylaştım.
Seçimin ülkemize hayırlı olması ve seçimimizin hayır olması temennisiyle saygılarımı sunarım.