Israr ve inatla siyaset seçim yazmak istemiyorum. Yazarsak ya da adam gibi yazma cesaretini bulabilirsek Ak Parti’den CHP’ye, MHP’den HDP’ye pek çok can sıkarız…
Ama sonunda doğru yazınca kimse yanmıyor yine biz yanıyoruz. Hem de bizi bile bile yakıyorlar. Son yediğim dirgenden sonra aslı sapa gelmek istemiyorum. Çünkü bizim basın olarak durumumuz çok vahim, hatta acı desek yetersiz kalır çok, çok acı.
Bu yüzden de korkuyoruz.
Korktuğumuz içinde adam gibi yazamıyoruz.
Hep dinlemedeyiz. Herkesi ama herkesi her kesimi dinliyoruz. Bir yerde bildiklerimizi, gördüklerimizi, dinlediklerimizi de yazmak durumundayız. Haa bir de şöyle bir durum var, biz yazacağız da ne olacak? Ya da bizim bildiklerimizi millet bilmiyor mu? Aslında bu millet herkesten çok daha iyisini biliyor, arada ki tek fark işadamından işçisine, müdüründen memuruna millet yüksek sesle konuşmaya korkuyor. Özünde Allah sizi inandırsın biz bire bir kısık sesle bize anlatılanlarla yazı yazıyoruz.
Veee yazınca da “kötü” hatta “muhalif” oluyoruz.
Aslında bu durumu garipsemiyoruz. Çünkü filler ve çimler tarih boyunca yaşanagelmiş bir gerçektir.
Geçen hafta içerisinde sadece bir günde ekonomik ve gelecek konusunda öylesine sohbet ettiğimiz, görüşlerini aldığımız birkaç isimden bahsedeyim mi?
Hasan Hüseyin Karapınar…
Haşmet Okur…
Uğur İbrahim Altay…
Sami Güçlü…
Ahmet Köseoğlu…
Targun Polat…
Yunus Derebağ…
Hamdi Parmak…
***
Bakın bu isimlere aynı gün içerisinde birkaç isim daha ekleyebiliriz.
Ve farkında iseniz bu isimler öyle birilerinin baskısı nedeni ile konuşamayacak kişiler de değil.
Ve hepsinin ortak sevdası Konya ve ülke.
Mesela hafta sonu bu şehirde inanılmaz bir düğün dernek telaşesi vardı. Ramazan ayı gelmeden resmi işlemler gerçekleştirilmeliydi. Buralarda da o kadar eğlenceli tantanalı görüntüler arasında hep siyaset konuşuldu. Çünkü kimse resmen söylemese de iş dünyası çok tedirgin. İş dünyasının çarkı dönmez ise hepimiz sıkıntıya gireriz. Ama tabii sosyal medyada da yazıldığı gibi “emekli bile emekli maaşını alamayacak” dersek dünü inkar etmiş oluruz. Çünkü Ak Parti’nin dışındaki partilere oy vermiş olan iş adamlarımızın da farklı denklemleri var.
Özetle herkesin bir hesabı var. Önemli olan Cenab-ı Allah’ın dediği. Bir de şöyle bir kanı oluşmuş “Vatandaşın en ince ayarı sandıkta verdiği” …
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
“Geleceğim bekle” dedi gitti. Ben beklemedim, o da gelmedi. Ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Söylediklerimiz ile icraatlarımız örtüştüğü zaman ADAM oluruz.