Şehir Ve İnsan-1

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

İnsan ve dünya. İkisi de birbirinin ayrılmaz parçası. İnsanın bol veya az olduğu mekanlar vardır. Bunu tayin eden birtakım imkanlar; ekonomi, eğlence, eğitim, sanayi veya tarımsal kaynaklar olabilir. Genelde insanın bol olduğu yerlerde ciddi bir karmaşa ve kargaşalar, az olduğu yerlerde sükunet söz konusudur.

Şehirler genelde fırsatların, imkanların bol olduğu yerlerdir. Böylece şehirlerde biçimlenme dar bölgelere oranla daha yüksektir. Ancak, şehirler mi insanı biçimlendirir ya da insan mı şehirleri biçimlendirir sorgulanmaktadır. Biçimlenme sadece şekli olarak değil, görgü, ekonomik, sosyal, kültürel yönlerde çevrenin etkisiyle olabilmektedir.  

Şehrin havası sadece taşıdığı kirli havayı soluma değildir. Onun atmosferini, gürültüsünü, sosyal düzenini, ışıklı temiz sokaklarını, renklerini, yeşili bol çiçekli parklarını, cıvıldaşarak oynayan çocuklarını, ince minareli camilerini, insanın içine işleyen ezanını, daha neler.  Biçimlenme bumudur? sorusu aklınıza gelebilir. Şehir bir kimliğin adı mıdır? cevabı o kadar iç içe geçmiştir ki, neticede karşılıklı etkileşimin olduğu ve yaşayan kültürü yoğurduğu ve belirlediği konusunda ortak bir noktada karar kılınılabilinir.

Burada şehir plancılarına çok iş düşmektedir. Günümüzün modern şehir planlamacıları, kendi istekleri doğrultusunda mı, siyasi otoritenin istekleri yönünde mi şehre yön vermektedir. Büyükşehirler artık kontrol edilemeyecek boyutta yatay olarak gelişimine devam ederken, dikey olarak ta birbirinden farklı mimari özellikleri olan anıt yapıtlara mı kavuşuyor? Şehirler değiştiriliyor, değişim insanı da biçimlendiriyor mu?

Çağdaş insan tabiatın o akustik atmosferinden kopuk, doğa özlemi ile saksı içinde yetişen bir bitki gibi ya bodur kalmakta ya da şehrin betonlarını saran sarmaşık gülleri gibi bu atmosferde kendini gösterememekte midir?

Dünyada çok başarılı bir şehir yapılaşması gösteren şehirler vardır. Tarihi eserler ve modern yapıların öyle bir uyumu vardır ki, bir yandan Şekspir’in OTHELLO sunu izlerken, öte yandan Pavarotti’nin LA DONNA E MOBİLE sini kulaklarınıza sarkmaktadır. Renk, çizgi, şekil, mimari uyum ve sosyal çevreyi kucaklamaktadır.

O şehirlerde insanlar daha özgür ve kişilikli yapısını korumaktadır. O şehirlere gittiğinizde hangi şehre geldiğinizi ilk bakışta binalara bakarak söyleyebiliyorsunuz. Bazı şehirler var ki, isim tabelası olmadığı sürece hangi şehirdesiniz, ya da gerçekten şehirde misiniz? Kimliksiz, kişiliksiz birbirine benzeyen binaların çirkin görünümü tüm şehre yansımıştır.

Seçimlerin yaklaştığı şu günlerde başkan adaylarına söylenecek çok şey olduğunu vurgulamak gerekir. Bu beldeleri ya şehir yaparsınız, ya şehir yaparsınız! Şehrin emini olun ve şehir de sizden emin olsun.

ALLAH’A EMANET, HAYRA MUHATAB OLUNUZ…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.