Haber metinleri ve bültenleri dışında çok önünüze çıkmasa da tüm Konyalının bilmesi gerekir. Pazartesi günü Konya tarihi için çok önemli günlerden biriydi.
Meselenin önünü arkasını başladığı günden beri takip eden biri olmanın verdiği cesaretle kurdum bu cümleyi. Binlerce yıllık şehir merkezinde ilk defa bu kadar kapsamlı bir çalışmanın eşiğine gelindi zira.
Şükran Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi’nde iğneyle kazılan kuyuda sonuca ulaşıldı. Ve ilk temel atıldı.
AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı’nın konuşmasında projeyi başlatan eski Belediye Başkanı Fatma Toru’yu anması çok şık oldu. Bu proje bu günlere geldiyse Sayın Toru’nun fitili ateşlemesinin hakkını teslim etmemiz gerekiyor.
Tabii göreve geldikten sonra Başkan Mustafa Kavuş’un projeyi aynı önemle sahiplenmesi ve bayrağı daha yükseklere taşıması bizleri bugünlere getirdi.
Ortaya bir şeyler çıkmadan maalesef insanlar zihinlerinde anlamlandırma yapamıyor. Şükran Mahallesi ve birçoğumuzun tabiriyle Suriyeli Sokağı, 5 yılı aşkın bir süredir şu anki haliyle gözümüze çarpıyor. Yıkık metruk binaların olduğu bir boşluk. Bu sürenin bizlere göre uzun olmasında yapılan kazı çalışmaları etken oldu. Çünkü tarihe zarar vermemek adına çıplak eller ve küçük çapalarla kazılar yapıldı. Başkan Kavuş bu yüzden sık sık, ‘İğneyle kuyu kazıldı’ diyor.
Peki, 5 etap olarak düşünülen projenin bu ilk etabında ne yapılıyor?
Türkiye'nin Hasankeyf'ten sonra ikinci en büyük tescilli alanının taşınacağı projede, 6 tarihi mekân yeniden aslına uygun şekilde yapılarak hayat bulacak. Tarihi ve kültürel doku önemli ölçüde korunmuş olacak. Alana baktığınızda bazı binaların ayakta olduğunu ve kullanıldığını görüyorsunuz. Hakimevi, Hakim Konukevi ve Zabıta Karakolu tescilli binalar. 6 bina daha orijinal şekilde yapılınca toplam 9 tescilli bina olacak. Bu yapılar sosyal yaşam merkezi, kafe, restoran, otel ve idari bina olarak Konyalılara hizmet edecek. Başkan Kavuş, "Bölgede restore edilemeyecek şekilde bulunan, tehlike arz eden ve yıkımı gerçekleştirilen tescilli yapıların yerine aynı özelliklerde yeni yapılar kazandırıyoruz. Burada Türk mimarisine uygun, taş ve ahşap yapılar yeniden inşa edilerek günümüze kazandırılacak. Yine o dönemin izlerini taşıyan cumbalı yapılar yer alacak. Binalar geçmişte hangi işlevi görüyorsa onu ya da benzeri bir işlevi görmesini arzu ederek projelendirdik. Konya'nın hem gündüz hem de akşam sosyal hayatına katkı sunacak" diyerek kafamızdaki soru işaretlerini giderdi. Bu kısmı merkezdeki yaşama farklı bir katkı sunması adına değerli. Zira şu anda Konyalılar o bölgeyi kullanmayı çok fazla tercih etmiyor maalesef.
Bugünlerde eski Larende’de yoğun çalışma var. Daha evvel de yazmıştım, özellikle inşaat sektörüne hizmet veren esnafın çoğu alandan ayrılıyor. Caddeden Arapoğlu Makası’na kadar bakıldığında engelsiz görülebilecek. Eski Konya biraz daha ortaya çıkmış olacak. Bir sürü tarihi buluntu, kalıntı hepsi bir araya gelecek. Haliyle burası bir ‘açık hava müzesi’ halini alacak.
Şehrin merkezine tarihi bir dokunuş bu.
Başkan Kavuş, sıklıkla projeye katkılarından ötürü Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ a teşekkür etti. Kuşkusuz şehirdeki yönetici uyumu olmasa Şükran’da bu kadar ilerleme sağlanamazdı.
Uğur Başkan’ın şehirdeki merkezi dönüşümü Bedesten ile başlatıp Mevlana önü ile devam ettirmesi ve Şükran ile bağlaması bu bütünlüğün ve uyumun cümleleri olarak çınladı benim kulaklarımda.
Konya’nın kalbinde tarihi bir gün yaşandı ve Türkiye’nin en büyük 2. Tescilli Bina Taşıma Projesi’ne başlandı. Hayırlı olur inşallah.