TARİHE YOLCULUK (225)
Şeker Fabrikaları neden özelleştiriliyor? Şekerpancarı söz konusu olduğunda “Millî”, “Yerli” ve “Yerel” kelimeleri, küresel şirketlerin emir kipi sözcükleri karşısında neden sessiz kalıyor? AB ülkeleri kendi çiftçisini sübvanse ederken biz neden şekerpancarı çiftçisini “Cargill” gibi çok uluslu şirketlere yem yapıyoruz!..
Dünyada ilk şeker pancarı fabrikası 1802 yılında Fransa’da kuruldu. İngiltere ise 1912’de kurdu. Pancarın anavatanı Asya olmasına rağmen Türkiye’de ilk pancar şekeri ise, 1926 yılında kurulan Kırklareli Alpullu Şeker Fabrikası’nda üretildi. Bu fabrika ne yazık ki bugün kapalı.
Dünyada 2016 yılı itibariyle şekerin yüzde 78’i kamıştan, yüzde 22’si pancardan üretilmiş olup; dünya ticaretinde hâkim pozisyonunda olan düşük maliyetli şekerkamışıdır. Ülkemizde olduğu gibi AB ülkeleri, Rusya, Ukrayna gibi ülkeler şekeri pancardan; ABD, Japonya, Çin gibi ülkeler hem pancardan hem kamıştan; Brezilya, Hindistan, Meksika, Tayland, Avusturya başta olmak üz Dünyada 100’den fazla ülke şeker üretiyor. British Sugar ise, İngiltere’de, 3.500 şeker pancarı yetiştiricisiyle ortaklık kurarak yılda sekiz milyon ton şeker üretmekte ve 2014/15 yıllarında yetiştiricileri 317 milyon £ 'dan fazla kazanç elde etmiştir.. Şu anda, ülkenin şeker talebinin yaklaşık% 60'ı ev tohum şekeri pancarından karşılanıyor, geri kalan kısmı da ithal şekerkamışından karşılanıyor.
***
Evimiz İhsaniye Mahallesinde idi. İstasyona ve Konya Şeker Fabrikasına yakındı. Tren yolunu atladığımızda Alavardı Mahallesi ve fabrikanın sağ tarafındaki Beyşehir Yolu da Şeker Tekke Mahallesi idi. Kampanya başladığında tren yolundan hergün geçen arabalar ve traktör römorklarının üstündeki pancarlar yere düşer, ortaokula giden arkadaşlarla birlikte bu pancarları közde pişirir ve afiyetle yerdik. Tren istasyonundaki amcalar, “yiyin çocuklar pancar kan yapar” derlerdi. Bazen eve götürür ve turşusunu kurarlar, suyu da böbreklere iyi geldiğinden içerdik. Bütün bunlar bugün unutuldu öyle değil mi?..
“Sam Amca” parmağını sallayarak dönemin başbakanı Ecevit’e ne demişti:
“-Haşhaş ekmeyeceksiniz!”
“-Tütün ekmeyeceksiniz!”
‘Büyük Şeytan’ın parmağı bu sefer şekerpancarı için kalktı;
Önce; “şekerpancarı üretimini azaltın” dedi. Ardından ise;
“Şeker fabrikalarını özelleştirin” dedi ve ilaveten de; “Şekerpancarının fiyatını serbest piyasa belirleyecek” dedi. Piyasa ise, uluslararası şeker ticaretini belirleyen Londra Borsası idi. ABD “Sizin şekerpancarının maliyeti pahalı. Biz nişasta bazlı şekere kol-kanat gereceğiz” dedi.
Pankobirlik verilerine göre 1998’de 500 bin 951 hektar olan şekerpancarı dikim alanı, 2016’da 321 bin 116 hektara düştü. 1998 yılında 22 milyon ton olan şekerpancarı üretimi, 2016 yılında 19,5 milyon tona geriledi. Çiftçi sayısı ise, 450 binden 120 bine düştü. Bu sayı, 14 şeker fabrikası özelleştirildiğinde daha da aşağılara düşecek. Peki, 2015’lerde Türkiye, şeker stokumuz olmasına rağmen neden 170 bin ton şeker ithal etti? Türkiye neden buğday ithal eden ülke konumuna getirildi?
***
Ziraat Mühendisleri Odası’nın ‘2015-Şeker Pancarı Dosyası bakalım ne diyor: Şeker pancarı üretiminde 1998 yılından sonra kota sistemi uygulanmaya başlanmıştır. Şeker pancarı ve şeker politikası 2001 yılında yürürlüğe giren 4634 sayılı Şeker Kanunu ile düzenlenmiştir. Üretimde kota uygulaması bu kanunla da sürdürülmekte ve üretim yazılı sözleşme hükümlerine göre yapılmaktadır.
Şeker Kanunu’nun 3. maddesine göre; “Şeker üretimi ve arzında istikrarı sağlamak amacıyla pazarlanacak şeker miktarı, sakaroz kökenli ve diğer şekerler için ayrı ayrı olmak üzere şeker türlerine göre, gerektiğinde dönemsel olarak kotalar ile belirlenir. Nişasta kökenli şekerler için belirlenecek toplam A kotası, ülke toplam A kotasının %10’unu geçemez. Bakanlar Kurulu bu oranı, Kurumun görüşünü alarak %50’sine kadar artırmaya, % 50’sine kadar eksiltmeye yetkilidir".
Mevcut Kanun kapsamında faaliyet gösteren tüm şeker şirketleri, Şeker Kurulunca kendilerine tahsis edilen kotalar paralelinde üretim programı yapmaktadırlar. Son 13 yıllık dönemde Bakanlar Kurulu NBŞ kotasını %25-50 oranında artırmıştır.”
***
Dosyanın en can alıcı noktası da “Sorunlar ve Öneriler” kısmında yer alıyor. Aşağıdaki önerilere katılmamak mümkün değil.
-Avrupa Birliği şeker politikasının ülkemiz şeker sanayini yok etme olanağı verilmemelidir.
-Ülkemizin şeker politikası kendine yeterli ve dünya piyasalarında önemli bir üretici olma amacı taşımalıdır.
-Türkiye’de NBŞ kotalarının artırılması durdurulmalı ve AB kota seviyelerine uygun olarak yeniden düzenlenmelidir.
-Şeker üretim maliyetlerini düşürmek için şeker pancarı tarımı desteklenmelidir.
-Kamuya ait şeker fabrikalarının yeniden yapılandırılmaları konusunda gerekli yenileme ve modernizasyon çalışmaları yapılarak rekabet gücü arttırılmalıdır.
Kamuya ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden vazgeçilmeli; pancarın yetiştirilmesinden şeker üretim ve pazarlanmasına değin tüm süreçte üreticilerin söz ve karar sahibi olacakları örgütlenmeler egemen olmalıdır.”
Soru şu: Şeker Fabrikaları neden özelleştiriliyor? Şekerpancarı söz konusu olduğunda “Millî”, “Yerli” ve “Yerel” kelimeleri, küresel şirketlerin emir kipi sözcükleri karşısında neden sessizliğe bürünüyor?
AB ülkeleri kendi çiftçisini sübvanse ederken biz neden şekerpancarı çiftçisini “Cargill” gibi çok uluslu şirketlere yem yapıyoruz ki!
Bir tarafta yerli ve bizden olan şekerpancarı çiftçisi…
Diğer tarafta ise; insanımızı yavaş yavaş zehirleyen nişasta bazlı küresel şeker şirketleri…
PAZARTESİ: Kırım Kırım Kırılan Kırım ve Türkiye…