Gündem zaman zaman o kadar yoğun bir hal alıveriyor ki, takip edelim derken, gündem potasının içerisinde eriyip kaybolabiliyoruz…
Ancak bazı gündemler var ki, her zamanın, her dönemin, her anın, herkesin gündemidir. Belli bir zümreyi değil, herkesi ilgilendirir. Mahal olarak en yakınında olanların yanında çok uzaklarda olanlar da bu gündeme ilişkin gelişmeleri takip eder, yakın markaja alıp izler…
Mesela Konya Şeker…
Yakın diyebileceğimiz bir zamanda yapılan genel kuruldaki görev değişikliği, ortaya atılan spekülasyonlar, Konya Şeker’in borçları vesaire derken, aslında Konya Şeker, Konyalı olsun ya da olmasın herkesin ilgisini çekebiliyor.
Çünkü bir tarafta büyük başarılar, bir tarafta korkunç ve dudak uçuklatacak cinsten borçlar…
İsmi, Torku ve Konya Şeker ile bir anılır hale gelen Recep Konuk’un görev süresinin bitmesinin ardından yapılan genel kurulda göreve gelen Konya Şeker ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Ramazan Erkoyuncu’yla öncesinde hiç münasebetimiz yoktu.
Seçimden sonra kendisini Konya Gazeteciler Cemiyeti olarak ziyaret ettiğimizde açık sözlü ve her şeyi olduğu gibi paylaşabilen bir Ramazan Erkoyuncu görmüştüm. Dil olanı olduğu gibi söylüyor, cümleler ardı ardına dudaklarından dökülüveriyordu. Ama bakışları, gözlerindeki yorgunluk, mimikleri, vücut hareketleri, Konya Şeker’in mevcut durumunu anlatmaya yetiyordu.
Üzülmemenin elde olmadığı ama elden de bir şeyin gelmediği bu güç durum karşısında doğrudan ya da dolaylı olarak milyon rakamlarıyla insanın ekmek kapısı haline gelen Konya Şeker’in iyiliği için içten içe dua etmekti belki de yapabileceğimiz en iyi şey…
Geçtiğimiz Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan akşam, Ramazan Erkoyuncu Bey’in daveti üzerine Konya Şeker’in merkez kampüsünde güzel ve samimi bir ortamda iftarımızı açtık. Sonrasında Başkan Erkoyuncu, gazeteci meslektaşlarımızın meraklı gözlerindeki merakı giderebilmek adına eline mikrofonu alıp Konya Şeker’in mevcut durumunu ortaya koyan bir açıklama yaptı.
Şeker üretim kapasitesinin artırılacağından, Soma ve Kangal’ın enerji üretimindeki payından, Ayçiçek yağındaki mevcut durumdan, patates üretiminden, yeni organik gübre yatırımından esaslı ve detaylı bir şekilde bahsetti…
Gözlerdeki merakı tam olarak gideremediğini anlamış olacak ki, borç durumu, borçların ödenmesine ilişkin süreç, bankalarla yapılan anlaşmalar, mevcut Konya Şeker Kampüsü’nün bulunduğu alanın taşınması sonrasında boşalacak olan arsayla Konya Şeker’in ekonomisinin daha güçlü bir hale gelecek olması gibi özel konulara girdi.
Bu da yetmeyince, “Bundan sonraki bölüm soru ve cevap şeklinde geçsin, siz sorun ben de samimiyetle cevap veriyim” dedi.
O kadar gazetecinin ve hele ki yıllarını bu işe vermiş ve mesleğin kurdu haline gelmiş isimlerin bulunduğu bir ortamda bu tavır adeta bir düello çağrısı gibiydi… Ancak ortak payda Konya ve Konya Şeker olunca, yaklaşım da yapıcı olmak durumundaydı.
Başkan, bu bölümde de kendisine yöneltilen sorular doğrultusunda açıklamalarını sürdürdü. Konu tekrar şekere yani şeker krizine gelince üreticiden son tüketiciye gelinen süreçte aracıların fırsatçılık yapabildiğini, stokladıkları şekerle küçük krizler oluşturabildiğini söyledi.
Devamında ise bu tür durumların yaşanmaması için kısa vadede küçük miktarlarda şeker ithalatının dahi yapılmasının uygun olabileceğine işaret etti.
Başkan Erkoyuncu’nun önemli cümlelerinden bir tanesi de Konya Şeker’in mevcut arsasının 2 tane Konya Şeker ortaya koyacak kadar kıymetli olduğuna vurgu yapmasıydı. Anlaşılan Konya Şeker’in arsası da emniyet supabı olarak görülüyor. Çıkmaza girilirse, arsadan yürür, önümüzü görürüz diye bakılıyor.
Yazının başında bahsettiğim ziyaretimizden bugüne gelinen sürece ilişkin bende oluşan genel intiba ise Ramazan Erkoyuncu’nun kendine güveninin geldiği, bu güvenle birlikte Konya Şeker’in de tadının yerine geldiği yönünde oldu.
Allah yollarını açık etsin…