Bugün sayfamızda fazla yer kaplamamak sosyal medyada da sizi yormamak adına işi kısa tutacağız.
BİZİM OKURUMUZ, BENİM
GİBİ “BALIK HAFIZALI” DEĞİL…
Her Allah’ın günü böylesine kaliteli bir okur kitlesi ile birlikte olduğum için, kendimi çocuklar gibi mutlu hissediyorum. İnanın birilerine yağcılık olsun diye değil ya da şirinlik için demiyorum. Şimdi bugün de aşağıda örneğini vereceğim sizlerle paylaşacağım birkaç konuyu siz değerli insanlarımız dostlarımız okurlarımız bizimle paylaştığı için ben bu satırları yazabiliyorum.
Bu pazar günü saat 17.12’de uzunca bir video ve fotoğrafları bizimle paylaşıyordu;
Altına da şunları yazıyordu;
“Uğur abi burası Meram Yaka Yolu. Son derece işlek. Yolu kazmışlar. Öylece bırakıp gitmişler burada çok kaza oluyor…”
………………
Aynı okurumuz pazartesi günü saat 12.06’da da bu kez şu kareleri bizimle paylaşırken de şöyle diyordu;
“Biz dediklerimiz in takibini de yaparız. Yolu nihayet yaptılar. Yalnız abi bu süreçte araçların lastiklerine jantlarına verilen zarar işin cabası tabii.”
………….
Bu insanımızın bu okurumuzun iyi niyeti ve samimiyetidir. Kendisini ve milleti üzen konuyu bizimle paylaşıyor 24 saat sonra da güzel olanı paylaşıyor. Allah sizden ve cümlenizden razı olsun inşallah
“BENİM 1 MİLYONUMU VERİN”
Dün sabah saat 9.15’te bir büyüğüm bir iş adamımız aradı. Abimizin sıkı okurumuz olduğunu biliyorduk. Direkt konuya girdi “Bugünkü yazın için çok teşekkür ederim Uğur’um. Bizim bakan da bizi zarara uğrattı. Senin dediğin gibi 'İmar Barışı'nda ödeme tarihi aralık ayı sonuna kadar uzatıldı. Biz uzatılmayacak diye bundan yararlanmak için 1 milyon lira yatırmıştık. Hemen bizim oğlanı gönderdim. Madem süre uzatıldı biz de aralık ayında yatırmak istiyoruz” diye. Olmaz demişler. Uğur’um içim yanıyor içim. Bu ülkede en yetkili insanlara güvenip belirtilmen tarihte paramızı yatırıyoruz. Sonra bir daha süre uzatılıyor. İçim yanıyor içim...”
…………….
Ben bu yangına yorum yapmayacağım. Zaten adımız çıkmış dokuza inmez sekize.
ENGELLİ PARKINA
SANDALYELİ KORUMA!
Bu fotoğraf karesi de dün sabah 8.52’de Zafer Bölgesinden geldi. Bu kareyi gönderen okurumuz şöyle diyordu;
“Size ismini vermek istemeyen bir takipçinizim. Burası Zafer. Eski Sağlık İl Müdürlüğünün arkası. Buraya araç gelecek aracını buraya koyma tantanası var…”
…………..
Bu konuda kime ne diyebiliriz ki?
Allah aracı ile çarşıya inenlere ecir sabır güç kuvvet ve bol şans versin. Çarşı olarak bilinen nerede olursanız olun bu şehir parası ile de aracınızı yasal bir yere park edebilmeniz için ilk girişte saydığımız beş unsurdan en az ikisinin olması gerekir.
Ve kimse bize bu şehirde yeteri kadar otopark var demesin. Otopark var da olması gereken yerde yok. Mesela en canlı örneğini söyleyeyim de sonra siz yine bize kızın.
Uğur Başkan dün resmen açıkladı. Muhacir Pazarımız yenileniyor yaaa. Ben değil Uğur Başkan açıkladı. Projede olan buranın alt kısmının otopark olma işi olmamış. Başkan burada zeminin kazılmasının tehlikeli olduğuna işaret etmiş.
Bence de şöyle bir durum var.
Bunu biz daha önceden köşemizde yazmıştık. Buranın altına kazmayı vurursanız insan kemiklerine rastlarsınız. Ne demek istediğimi anladınız değil mi?
Tamam, siz bana bakmayın Uğur Başkan doğru söylemiş.
Gel gelelim burada otopark olmaz ise bu bölgede en iyi ihtimalle cumartesi pazar trafiği ve otopark sorunu ne olur?
Sonuç inşallah, başkan kendisi içinde Konya ve Konyalı için de 1 numaralı sorun olarak görünen bilinen trafik işine mühendis kafası, mühendislik zekası ve tecrübesi ile köklü bir kazma vuracaktır diye inanıyorum.
BENİM HİÇ Mİ DOSTUM OLMAYACAK?
Bu şehrin yarısı KTO Başkanı Sayın Selçuk Öztürk’ü sevip yarısı sevmez iken bile, benim yerim safım belli idi.
Ben hep Selçuk Başkan’a inandım sevdim ve saydım. Allah’ın izni ile bugün de aynı yerdeyim. Cenab-ı Allah aklımı almadığı sürece de yarın da aynı yerde olacağım.
Amma velakin zaman zaman Selçuk Başkan’ın etkili ve yetkili olduğu yerlerden şikayetler alıyorum.
Şimdi başkanı sevmek saymak ve kendisine inanmak başka bir şey, her yapılana her söylenene kayıtsız şartsız tabii olmak başka bir şey.
Huyum kurusun. Beynime tüküreyim. Allah beni ıslah etsin. Ne olurdu Yarabbi ben de şahsi menfaatlerim için görmezden duymazdan ve konuşmaktan geri kalmayı becerebilseydim. İnşallah en ağır imtihanımız budur.
Birilerine göre Selçuk Başkan’ın en iyi adamlarından birisiyimdir. Ama Allah şahit Selçuk Başkan bugüne kadar benim için parmağını oynatmamıştır. Haaa kendisi de beni sever mi? Sever. Bir sıkıntım var, derdim şu desem yanımda olup benimle koşar mı? Koşar.
Sonuçta bizim olmaz gomaz olası mesleğimiz yüzünden hiçbir dost dediğim adam geldiğimiz noktada bana güvenmiyor.
Böyle giderse de kimse güvenmeyecek galiba. Acaba salımızdan tutan olur mu ki?
Bakın dün Konya dışından bir dost aradı.
KTO Karatay Üniversitesinin 16 ilde bilmem kaç bin açık hava reklam ihalesi imiş.
Vallahi bu tanıdığın söylemesi ile haberdar oldum.
Dostumuz bana bunları attı
Sonra da yazdı;
“Abi seninkiler ne yapar Allah aşkına.”
Önce anlamadım telefonla uzun uzadıya konuştuk.
Özetle diyordu ki
“Bu ihalenin saati belli değil.
İhaleye girecek firmaların bu illerle ilgili yetki belgesi var mı?
Trenin içerisinde ekranlar kullanılacak deniliyor. İhaleye girecek firmalardan trenleri işleten Genel Müdürlükten yetki belgesi alındı mı?
Kullanılacak olan mecraların yer listesi diyelim ki 100 tane Antalya’da billboard isteniyor. Bu nereye asılacak? Antalya’nın kenar mahallerine mi yoksa şehir merkezi mi olacak?”
……………
İnşallah en başta Selçuk Başkan bizi fırçalamaz. Ya da Selçuk Başkanın ekibinde yer alanlar başkana hemen alo deyip “Gördün mü senin adamın bize ne yazmış?” diye oduna ateş atmazlar.
Hepsi olacak. Olsun. Herkesin canı sağ olsun.
Bugün biz bunu yazalım. KTO Karatay Üniversitesi “Yazdıklarınızın şurası yanlış burası eksik” diyerek bizi düzeltsinler. Sonuçta Konyalı olmayan Konya’da olmayan insanlar benim başkanım için en ufak bir leke sürümesinler.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Zalimin köpeği olacağına garibin Aslan'ı ol ki, öldüğünde mezar taşına İT değil YİĞİT yazılsın.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Belediyenin yasal ücretli park yerine park etmiş araçların arkasına aracımızı park edip çekip gitmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.