Güzel bir hafta başında güzel bir duyum ile bugünkü yazımıza başlamak istiyorum.
Konya Ticaret Odası’nın siyasetten ekonomiye olan gücünü, Konya’dan Ankara’ya hatta hükümetlere olan etkisine ilk kez Rahim Özkaymak başkanlığında bire bir şahit olmuştum.
Ardından o malum Özkaymak-Üzülmez seçimi. Daha sonra Sayın Hüseyin Üzülmez’in “Yeni KTO’su”..
Ve Üzülmez’in bence başkanlığını taçlandıran KTO Karatay Üniversitesi.
Bu birer satırlık yazdığımız hatırlatmalar Konya tarihinde yıllarca, on yıllarca yıllara mâl olan işler idi.
Ve yakın zamanda KTO’da Selçuk Öztürk dönemi.
Sayın Selçuk Öztürk’ün seçimi öncesi yaşanan Selçuk Öztürk-İsmail Hakkı Kolat yarışı.
(Sadece bu seçimin öncesi için bile aslında bir kitap yazılabilir. Allah beni ıslah eder bu gazetecilikten sağ salim kurtulur, aklım başımdan gitmez, elim de kalem tutarsa böyle yakın tarihin detaylarını gerçekten yazmayı çok arzu ediyorum.)
Seçim öncesi, seçim ve seçim sonrası.
O günlerden bugünlere.
Ve benim de sizler gibi bir dönem kader birliği yapan, birbirini seven sayan ama seçim yüzünden dahası aradaki fitne, fesat, yalancı, ikiyüzlü dostları(!) yüzünden araları açık olarak bildiğim Selçuk Öztürk ile İsmail Hakkı Kolat bir araya gelmişler.
Dahası Selçuk Başkan, (Başkan diyorum ama benim için hep o savunduğum “adam gibi adam” lığı ile alıp kabul ettiğim insan) İsmail Hakkı Kolat Bey’in kapısını çalmış.
“Dün dünde kaldı abicim. Konya için bugün artık birlikte yeni şeyler yapmamız lazım” diyerek elini uzatmış.
İsmail Hakkı Kolat Bey seçimi kaybetmenin değil, dost bildiği insanlardan yediği darbenin yaralarını kapanmadan kendisine uzatılan eli karşılamış ve şehrin iki delikanlı insanı sarılıp öpüşmüş.
….
Bu olayı, bu karşılaşmayı, bu anı dinlerken inanın tüylerim diken diken oluyordu.
Benim için şahıs olarak her ikisi de Selçuk abimiz de İsmail Hakkı Kolat abimiz de şehrin ayrı ayrı birer değerlerdi idi. Konumlarına göre yerleri doldurulamaz iki isim idi.
İkisi de siyasetin dışında kendi alanlarında tırnakları ile çile çekerek sabrederek, susarak rüya gibi bir yerlere gelmişlerdi.
Ancak biz şehir olarak her ne hikmetse büyük olsun küçük olsun her seçimin ardından başkan adayların kanlı bıçaklı olmalarına, bu işi kan davasına dönüştürmelerine, hatta yanlarında birlikte olan insanların dahi taraf olmalarına o kadar alıştık ki işittiklerimize inanamıyorduk.
Bizler her ne hikmetse seçimleri dünya meselesi yapıveriyorduk. Oysa şuanda öyle isimler var ki, girdikleri bir yarışı kaybettikten sonra öyle kazançlı işler yaptılar ki o kaybedilen seçimin kendileri için ne kadar hayırlı olduğuna hala inanamayarak anlatırlar.
Bu vesile ile bizde bu iki goca yürekli insanı yürekten kutluyoruz. İnşallah yarın bir gün basında yan yana fotoğraflarınız da çıkar ve şehir için tarihi bir adıma vesile olmuş olursunuz. Dahası Konyalıya örnek olursunuz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Çağımızın hastalığının belirtileri, kafa ve kalbin boş, midenin ise dolu olmasıdır
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Dünü inkar etmediğimiz zaman ADAM oluruz