Bizlere samimi olarak güvenen inan okurlarımıza güzel, mutlu, sağlıklı bir gün dileği ile başlarken bugün hiç yapmadığım bir şeyi yazarak yazımıza başlıyoruz.
Şu anda saat 08.40.
Çünkü biz asla bu saatlerde köşe yazımızı yazmayız.
Özel işyerlerinde işler daha yeni başlıyor. Tezgah takım başındakiler uykularını açmaya çalışıyorlar. Resmi kurum çalışanları güne adapte olmanın mücadelesini veriyorlar. Ekabirlerimizin ise afyonu dahi patlamadı.
Ama biz saat 8’den önce çok şükür evimizden çıktık. Bir Organize yaptık döndük ve bilgisayarımızın karşısına geçtik.
Dünden randevulaştığımız Büyüközkanlar’dan Musa Özkan abimiz gelip karşılıklı kahvelerimizi yudumlayıncaya kadar da yazımıza başlayıverelim istedik.
Allah için bugün özellikle sabah 07.00- 08.30 arası ile akşam saatlerinde iğrenç bir trafiğe ev sahipliği yapan Ankara Yolu’nu yazayım derken, Selim rumuzlu abimizin yorumu işin tuzu biberi oldu.
Selim rumuzu ile sürekli ama sürekli haftada en az üç defa bu ve buna benzer yorumlarını bizimle paylaşan abimiz dün şöyle diyordu;
“Ya abi form Selçuklu’da sana geçen Şato Form’un köşesinden 1. Form apartmanı ve SGK’ya doğru bak dedim. Bakmadın sen sadece zengin insanların bak dediğine bakarsın da bir bak gene de. Görüntü nasıl abi?”
…..
Selim abim, canım abim, gözüm abim Allah senden bir kere razı olsun.
Allah rızası için bana inan.
Bir dönem ömrümü o semte verdim. O bölgede yaşadım.
Şehrin en müstesna, en güzel, en hareketli, en stratejik bölgelerinden birisi olan bu bölgenin hali içler acısı.
Taaa o zamanlardan bu zamanlara iyi olacağına gittikçe kötüleşiyor.
Daha da acısı çirkinleşiyor.
Oysa burası merkezin atar damarlarından birisi.
Beş on yıl sonraya bakacak olursak eski stadyum bölgesinin şekillenmesi ise bu bölgede daha da önem kazanacak.
Selim abi bu kimin umurunda?
İnan dünyamızda sen ve senin gibi düşünenler yok.
Bana eğer kızmaz isen şimdi sana daha farklı ve yine dün sabah yaşadığım bir bölgeden bahsedebilir miyim?
Konya’yı bire bir olmasa da siyaseten ve ekonomik olarak BÜSAN’da Organize Sanayi bölgelerinde fabrikaları iş yerleri olan senin de sözünü ettiğin o zengin insanlar yönetir.
Ve bu zengin insanlar hem o süper lüks makam araçları ile ve de çalıştırdıkları işçileri taşıyan işçi servis otobüsleri ile yani sayıları 10 binleri bulan insan topluluğu ile her gün sabah iş yerlerine giderken akşam da evlerine dönerler.
Ve bu yolda çektikleri çileyi bir kendileri bilirler bir de Allah.
Direksiyon başında sürekli olarak bu işte vebali olanlara ya kızarlar çok kızarlarsa da küfredeler.
Hatta hızlarını alamazlar zaman zaman bu durumu kaşımamız için bize de iletirler.
Ve bu insanlar mesela son 15 yılda AK Parti’de Konya’yı kuranlardır, AK Parti’de görev alanlardır, AK Parti’yi şekillendirenlerdir.
Dolayısı ile senin senim gibi “Yeter artık Konya ve Konyalı bunu hak etmiyor” diye feryat edenlerin dostlarıdır. Dahası bizlerin kızdığı eleştirdiği insanları oraya seçtiren ya da atayanlardır.
Hani laf aramızda birbirimizi eleştirirken “Biz Konyalılar niye böyleyiz?” diye hep şikayetçi oluruz ya…
Bence bütün mesele bu ince ve kocamaaaan kara delikte…
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bir şeye samimiyetIe inanan insan, yaInız menfaatIerinin kıIavuzIuğu iIe iIerIeyen doksandokuz kişiye bedeIdir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İstanbul yolunda güpegündüz trafiğin yoğun olduğu saatlerde şerit çizilecek diye üç şeritli yolu iki şeride indirip sürücüleri sıkıntıya sokmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.