Güzel bir pazar gününden tüm okurlarımıza en içten selam ve saygılarımızı iletiyoruz.
Konya mübarek, Konyalı mübarek, Konya’da Ramazan bir başka güzel amenna ama Konya Ramazan’da uyur.
Haaa haksızlık yapmayalım tabi 24 saat uyumaz ya da uyumayız.
Sahura kadar oturur sabah namazını kılıp yatar öğle namazı için hoca Allahu ekber deyinceye kadar da mışıl mışıl yatarız.
Hafta içi durum böyle olunca kim bilir bugünkü gibi bir tatil gününde millet nasıl uyur?
Acaba içimizde ikindi namazına kadar yatan kaç kişi vardır sizce?
……..
Boş verin ben fesatlığımdan böyle yazıyorum.
Uyuyana, uyuyabilene hayranım.
Ben uyuyamıyorsam kendi manyaklığımdan yatana helal olsun diyorum.
Yatan millet nasıl olsa belli bir saatte kalkacak ve şehir gündemi için yine “Konya’da neler olmuş?” diye okumaya, öğrenmeye çalışacak.
……..
Biz bugün yine sizlerden gelenlerle iki ayrı konuya değinmek istiyoruz.
Benim Trabzonlu iyi bir bürokrat dostum var.
Bu dost bence beyin ve yürek olarak dolu mu doludur?
Bakın geçen gün bize aşağıdaki şu fotoğrafı göndermiş.
Altına da;
“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı...” Mehmet Akif Ersoy
Şems-i Tebrizi Türbesi ve Cami’nin bulunduğu, Şems Park’ının eski ve yeni görüntüsü.
İyi çalışmalar diler, saygılar sunarım.”…
……….
Bu iş işte bu kadar basit.
Artık her gün yüzlerce insanımızın üzerinde dolaştığı yürüdüğü yerlerin nasıl bir mezarlık olduğunu fotoğrafta çok iyi görebiliyoruz.
Konya’nın pek çok yeri mezarlık.
Büyüklerimiz ve bilenler hep anlatır.
Nereye kazsanız mezar.
Bundan sonra yapılacak bir şey var mı bilemiyorum.
Ama durum biz bugün için yaşayan insanlar adına çok vahim.
Allah günahlarımızı affetsin demekten başkada elimizden bir şey gelmiyor değil mi?
DUVARLARDAKİ UTANÇ YAZILARI
Hep söylüyoruz biz bize inanan dostlarımız ve okurlarımız sayesinde gazetecilik yapabiliyoruz.
İşte çok sevdiğim ve inandığım bir isim Ahmet Faruk Bildirici’nin nerede ise aylarca önce gönderdiği fotoğraflar ve notu.
Yatıyorum aklıma geliyor sabah kalkıyoruz unutuyorum.
Ama dün fena aklıma taktım ve gazeteye gelir gelmez de Ahmet Faruk’un notunu buldum.
Bakın şehir için yanıp tutuşan samimi yürek önce şu fotoğrafları bizimle paylaşıyor ve arkasından da şunları yazıyordu;
“Merhaba Uğur abi. Malum ben fotoğraf çekmeye meraklıyım. Dün eski stadyumun önünden motosikletle geçerken dikkatimi çekti. Durdum bu ekteki fotoğrafları çektim.
Tam ilk fotoğrafı çekerken bir bağıran oldu.
-Çekme p…….! diye.
Etrafa baktım, görünen yoktu. Ama ses tahminimce içeriden küçük pencerelerden birinden geliyordu. Dikkate almadım. Diğer fotoğrafı da çektim. Ses tekrar geldi, aynı ifadelerle bağırıyordu. Dikkatle tekrar baktım görünen yoktu. Ama ses içeriden geliyordu.
Şimdi. Aklıma şu geldi: “Hem içeride barınıyor, içeride faydalanıyorsun, hem o mekanın dışına bu terbiyesiz yazıları yazıyorsun. Buralar bu tip kişilerin yuvası mı, spor mekanı mı?”
Uğur Özteke abimizin ilgi alanıdır diye düşündüm. Selamlar...”
………….
Ahmet Faruk kardeşimiz yazacağını yazmış. Bize pek bir şey bırakmamış. Ellerine sağlık kardeşim. Allah bizi ıslah etsin. İyi pazarlar. İyi tatiller.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Samimiyetin devam etmesi, yakınlarımızın kalplerinin bize karşı soğumasına mani olur.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hasta ziyaretlerinde hastayı ve yakınlarını bunaltmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.