Beyin dış söylemlerden ne kadar etkilenir?
Beyin yanlış telkinlere inandırılabilir mi?
İngiltere'de yapılan bir deneyde "IQ zeka ortalaması 100-110 olan öğrenci grubu ile IQ ortalaması 80 - 90 olan öğrenci grupları için ayrı ayrı iki sınıf oluşturulmuştur. IQ seviyesi yüksek olan gruba "Sizin zeka seviyeniz düşük, kolay bir eğitim alacaksınız" denilerek basit konular işlenmiştir. IQ seviyesi düşük olan öğrencilere ise, "Sizin IQ seviyeniz çok yüksek ona göre daha zor dersler alacaksınız" denilerek daha zor konular işlenmiştir.
6 ay sonra IQ seviyesi düşük olan öğrencilerin diğer IQ seviyesi yüksek olan öğrencilerden çok daha başarılı oldukları ve yüksek not aldıkları tespit edilmiştir.
“Bir insana kırk gün deli derseniz deli olur.” Atasözü boşa söylenmiş bir söz değildir.
Beyin kontrolü, kişinin ikna ve telkinle istekleri dışında belirlenmiş bir davranışa yönlendirilmesidir. Kişi psikolojik savunma mekanizmalarından mahrum bırakılıp, sahip olduğu düşünce yapısı sarsıldığında ikna ve telkinle yönlendirilmeye meyilli bir insan haline dönüşebilir ve söylenen her telkine kendini inandırmaya zorunluymuş gibi hissetmeye başlayabilir.
“Senden hiç bir şey olmaz!”
“Sen adam olmazsın!”
“Senin kadar tembel bir insan yoktur!”
“Sen beceriksizin birisin!
Olumsuz ve onur kırıcı sözleri kişinin psikolojik savunma mekanizmasını yıpratmakta ve bunun devamında da beyin olumsuz telkinlere teslim olmak zorunda kalabilmektedir. Kişi artık başarısız ve beceriksiz bir insan olduğuna inanmakta ve hayatını buna göre yönlendirmeye başlayabilmektedir.
“Sen yaparsın”
“Sen başarılı bir insansın”
“Sen her zorluğun altından kalkabilirsin”
Telkinleri ise tam aksine yıpranmış psikolojik savunma mekanizmasını güçlendirmekte ve milyarlarca beyin nöronlarını harekete geçirerek bireyi bambaşka bir ruh haline büründürmektedir. Kişi artık başarılı bir birey olduğuna inanmaya ve özgüvenini kazanmaya başlamış başarılı bir insan haline dönüştüğüne kanaat getirmeye başlamıştır.
Yıpratıcı bir sözün, milyarlarca nörondan oluşan insan beynine özellikle de çocukların ruh haline vermiş olduğu hasarı bilsek acaba bu olumsuz davranışları yapabilir miyiz? Bu sebeple insanların bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi gerekmektedir
Anne babası çağrılarak “Çocuğunuzun kapasitesi düşük, anlamıyor, yapacak bir şey yok” söylemleriyle öğrencileri arka sıralara atan ve ilgisini azaltan eğitimcilerimiz varsa büyük bir vebalin altında olduklarını unutmamaları gerekir. Öğrencinin kaderiyle oynadığı gibi anne ve babanın hayallerini de yıktığının üzüntüsü içinde olmalıdırlar.
Çocuğa söylenen olumlu her sözün başarıda “Merhaba”, olumsuz söylenen her sözün ise, “Elveda” anlamı taşıdığının bilinmesi gerekir.
Unutulmamalıdır ki başarının tek bir adres ve anahtarı vardır.
O da “ÖZGÜVEN”dir.
Sağlıcakla kalın...