Yaz mevsimini yavaştan geride bırakıp güzden ilk günleri aldığımız bu zaman dilimi çok kritik…
Birçok insan mevsim geçişinin olduğu, üzerine ne giyeceğini bilemediği bu mevsimde psikolojik olarak bir hayli yıpranır. Hatta bu yıpranmışlık hali öyle boyutlara gelir ki psikiyatrik tedavi boyutuna bile ulaşabilir. Psikolojik bunalımlar istemediğim sonuçları da beraberinde getirebilir. Psikolojik anlamda en güzel ilaç sabır, ama kendimizi rahatlatmak adına yapabileceğimiz en güzel şey de ne sıcak ne de soğuk olan bu havanın tadını çıkarıp, olandan zevk almaya çalışmaktır.
Size tavsiyem gazellerin arasında yürümeniz, kendinizi ve zihninizi rahatlatmanızdır…
Psikolojik etkilerinin yanında bu süreç fizyolojik olarak da insan bedenine büyük etkiler bırakıyor.
Mevsim geçişlerinin olduğu, hava sıcaklığının bir anda düştüğü, özellikle gece ile gündüz arasındaki sıcaklık dereceleri arasındaki makasın hissedilir derecede açıldığı bu dönem sağlık açısından çok kritik.
Tecrübeyle sabit…
Hem yakın çevremde, ailemde, hem de eş dost çevremde ve eşrafta aynı şeyi görüyorum.
Öksürük, aksırık, tıksırık, baş ağrısı, yüksek ateş, mide bulantısı, halsizlik vesaire vesaire…
Herkes mi hasta olur?
Sesinin alışık olduğu sesten farklı olduğunu duyduğumuz insanlara ‘Sen de mi hastasın?’ sorusunu sorduğumuzda aldığımız cevap ‘Yoksa sen de mi?’ oluyor…
Çocuklar kırılıp dökülüyor.
Acil servisler vıngır vıngır kaynıyor.
Salgın okula mı gidiyor, okuldan mı geliyor bilemeyiz ama hızla yayılıyor.
Sadece mevsim geçişlerine yormak da belki doğru olmayabilir.
Bu aralar, kovid-19’un yeni varyantlarıyla ilgili belirtiler nedeniyle çalıştı iş yerinden izin alan ya da testi pozitif olduğu için sağlık raporu alıp evine kapananların sayısının da hızla arttığını duyuyoruz.
Duyuyoruz deyince belki yanlış anlaşılabilir, bunlar sadece duyum değil. Bildiğim gerçekleri paylaşıyorum.
Sağlık anlamında büyük bir sınav verdiğimiz, en yakınlarımızı kaybettiğimiz, amansız bir hastalık nedeniyle evlerimize adeta hapsolduğumuz dönemleri yaşadık. O dönemlerin ne kadar büyük zorlukları beraberinde getirdiğini de bugün acı bir şekilde tecrübe ediyoruz.
Tüm bu gerçeklerden yola çıkarak, daha büyük sıkıntılar yaşamamak adına, öncelikle kendimizi dertten, tasadan, hastalıktan korumak, sonrasında da içinde yaşadığımız toplumu korumak adına görev ve sorumluluklarımızın olduğunu hatırlatmaya çalışıyorum.
Birçok konuda sınanıyoruz ama en büyük sınav sağlık ile sınanmak…
O nedenledir ki sağlıkla ilgili konularda daha duyarlı, daha dikkatli olmak bireysel manada hepimizin görevi ve sorumluluğudur. Lütfen sorumluluklarımızın bilincinde olalım. Varsa bir sağlık sorunumuz ve bulaşıcıysa lütfen kendimizi toplumdan arındıralım, bu illeti bir daha başımıza sarmayalım.
Sağlıcakla kalın…