10 Ocak tarihinin bizdeki yeri başkadır…
Bizdeki derken, medya sektöründen bahsediyorum.
Gazetesi, televizyonu, radyosu, internet mecrası ile tüm basın çalışanları, emekçileri, emeklileri için 10 Ocak tarihi önemli…
Kısaca özet geçecek olursak, 1961 yılında basın çalışanlarının özlük haklarını iyileştirecek bir altyapı oluşturulmuş, 212 sayılı kanun ile basın çalışanlarının hakları güvence altına alınmış. 10 Ocak 1961’de bu değişiklik yürürlüğe girmiş, o günden sonra da uzun bir süre 10 Ocak tarihi Çalışan Gazeteciler Bayramı olarak kutlanmış.
Sonrasında bu hakların büyük bir bölümü askeri darbe ile gasp edilmiş. Ama bu tarih önemini yitirmemiş. Bayram olarak kutlanan gün, Dayanışma Günü haline dönüşmüş. Sonrasında hakların bir kısmı yeniden iade edilmiş. Ancak 10 Ocak günü gazeteciler için mücadelenin, haklarını haykırmanın günü olarak günümüze kadar gelmiş. 10 Ocak, bugün de Gazeteciler Günü olarak kutlanıyor.
Yani, çalışan, çalışmayan, emekçi, emekli ayrımı gözetmeksizin gazetecilerin senede bir günü var...
Yılın 365 günü, gece-gündüz demeden, mesai gözetmeksizin, kamuoyunu doğru bilgilendirmek, yaşanan gelişmelerden haberdar etmek için çaba harcayan gazetecilerin, senenin sadece bir gününde kendilerine ayırdıkları belki birkaç saatleri vardır.
***
Önceki akşam, Konya Büyükşehir Belediyesi, Selçuklu, Karatay ve Meram Belediyeleri, Konya Valiliği ve Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin birlikte organize ettiği programda Konya’nın merkezinde ve ilçelerindeki görev yapan gazeteciler olarak biraraya geldik.
Milletvekilleri, belediye başkanları, siyasetçiler, kamu kurumlarının müdür ve amirleri ile buluştuğumuz ortam hayli sıcak ve samimiydi. Esasen işimiz gereği bu saydıklarım ile sürekli dirsek teması halindeyiz. Ancak bu kez bir haber, bir gündem, bir toplantı takibi şeklinde olmadığı için samimiyeti yüksek bir ortam oluşmuş oldu.
***
Bizim için özel olan bu günde, bize özel olan bazı güzel gelişmelerin de paylaşılmasının mutluluğunu yaşadık. Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin öncülüğünde, ilgili kurum ve kuruluşların destekleriyle organizasyonu gerçekleştirilen, evi bulunmayan meslektaşlarımızı uygun koşullarda ev sahibi yapmaya yönelik olan TOKİ konutlarının Mart ayında teslim edileceğini öğrendik mesela…
Sonrasında yine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız, hemşerimiz Murat Kurum başta olmak üzere, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca’nın üstün gayretleriyle oluşturulacak olan Konya Gazeteciler Cemiyeti Konya Basın Merkezi binasının da temelinin kısa bir süre içerisinde atılacağının bilgisini aldık…
Konya basınının gelişimi ve sektörümüzün geleceği adına önemli gelişmelerin paylaşılması bizleri sevindirdi. Bu yıl düzenlenen 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü etkinlikleri fiili anlama sektörümüze yansıyacak olan müspet gelişmeler açısından mutluluk vericiydi.
***
Gün, gazetecilerin günü olunca, muhabbet de gazetecilik, gazeteciliğin dünü, bugünü ve yarını üzerine şekillendi.
Bulunduğum masada AK Parti Konya Milletvekilleri Ahmet Sorgun ile Ziya Altunyaldız da vardı. Ziya Bey, “Benim gençlerle buluşmam lazım” diyerek erken ayrıldı.
Sonrasında Ahmet Sorgun beyle koyu bir sohbete daldık. Laf lafı açtı, Ahmet Sorgun’un gençliğinde gazetecilik yaptığını, imam hatip lisesinde okuduğu yıllarda Milli Gazete’nin Konya’daki fahri muhabirlerinden birinin de kendisi olduğunu öğrendik. Konya’dan sosyal ve kültürel haberleri gönderirmiş Milli Gazete’ye gençliğinde…
Dolayısıyla mesleğimizin dününü çok iyi biliyor. Bugününü de yakından takip ediyor. Geleceğine yönelik kaygılarımızı dile getirdiğimiz zaman ise bizi daha iyi anladığını varsayıyoruz.
***
Toplasanız belki bir pişirimlik dahi değiliz. Toplumun gören gözü, işiten kulağı, haykıran dili olmaya çalışırız. Varlığımızı belki kimse bilmez, hissetmez, belki de umursamaz. Ta ki bize ihtiyaç duyulana kadar! İhtiyaç duyulduğunda ise el üstünde tutulur, en kıymetli haline geliriz.
Kimin nasıl baktığını da çok önemsemeyiz açıkçası. Bizim için önemli olan işimizi layıkıyla yapmak, doğru ile yanlışı iyi ayırt etmek, kamuoyunu doğru bilgilerle aydınlatmaktır.
Bu açıdan kıymetimizi kimse bilmese de biz biliriz. Enaniyet gibi olmasın ama iyi ki de varız.