Bugün Hz. Mevlana’nın doğumunun 812. Yıldönümü. Şerbet-i Veladet etkinliği bu yıl Mevlana Meydanında.
Mengüç Sokak’tan belli ki vazgeçilmiş görünüyor.
Mengüç Sokak, bu şehrin hayaliydi, rüyasıydı, Konya kültürünü yansıtacaktı, Konya sanatını, Konya’nın sanatkarını, unutulmaya yüz tutan el sanatlarımızı yaşatacak, destekleyecek, geliştirecek, Konya kültürüne yön verecekti.
Beyaz yalanlarla, pembe yalanlarla, kuyruklu yalanlarla yıllar geçti.
Laflar duman oldu, uçtu gitti.
Ne gören kaldı, ne duyan, nede böyle bir şey vardı diye şahit olan.
Sonrasında Mengüç Sokak da yalan oldu.
Ne yazık ki, bir türlü Konya sokağı olamadı. Bu vasfı taşımasına elbirliği ile mani olduğumuz, Mengüç Sokak,
Ne sanat sokağı olabildi…
Ne kültür…
Ne de Turizm sokağı…
Bizler Konya sokağı dedikçe,
Sokakta yer alan mekanlar inadına burası Konya sokağı değil dercesine,
Önce yumurtacılar sokağı,
Sonra simitçiler sokağı oldu.
Şimdi de kafelere ve nargileye teslim olarak belli ki pes etti.
Yazık oldu!
İnanın, o sokağın sıcaklığında Şerbet-i Veladet çok daha güzel ve anlamlıydı.
ŞERBET-İ VELADET NEDEN MANİSA MESİR ŞENLİĞİ GİBİ OLMASIN?
Hatırlarsanız, geçmiş yıllarda, Şerbeti Veladet etkinliklerinin günlere yayılması, ilçelerimizin de yetiştirdiği ürünlerle bu etkinlikte yer alması düşüncemizi bu sütunlardan sizlerle paylaşmıştık…
Konya geniş bir hinterlanda ve ürün yelpazesine sahip.
Şerbet-i Veladet’e katılması mutlaka şart olan marka olmuş Konya firmaları da, tam olarak bu etkinlikte yer almıyorlar!
Böyle bir etkinlik için Büyükşehrimizin kültür dairesi, ilgili kültür müdürlükleri aylar öncesinden çok güzel adımlar atabilirlerdi.
Ancak, bu türden, adımların atılamadığı görülüyor.
Konya sadece, merkez ve üç merkez ilçe belediyesinden mi ibaret? Bu şehrin büyük ilçeleri, odaları, kuruluşları bu türden etkinliklere keşke dahil edilebilselerdi.
Taşın altına herkesin ellerini koyması sağlanabilseydi. Sen-ben, ayrı-gayrı olmasaydı! Program keşke daha çok katılım sağlanarak renklendirilebilseydi de, bu kadar kısa tutulmasaydı!
Neden mi?
Şerbet-i Veladet konusunda büyük düşünmek, kapsamlı düşünmek bu kadar zor olmasa gerek!
Mesela, Şerbet-i Veladet neden Manisa Mesir Şenliği gibi olmasın?
Bunu başarabilecek güçte değil miyiz?
Bizim dev firmalarımız var!
Torku, Konya için çarpan yüreklerin yönettiği markamız. Mevlana Şekeri üretiyor, neden bir stantla böyle bir etkinlikte yer almasın?
Atiker, Konya’nın önemli markalarında, Konya sevdası biliniyor, böyle bir alanda mutlaka olur.
Zade, Konya için heyecan duyan, Konya denildiğinde akan suların durduğu yöneticilere sahip,
Şehrimizin gururu Çelikkayalar, böyle bir etkinlikte yer almaya hayır demez.
Sonra, Hz. Mevlana’nın adıyla, Mevlana Diyarından geliyoruz diyen turizm şirketleri,
Beş yıldızlı turistik otellerimiz,
Seyahat acentalarımız,
Konya yemekleriyle ünlü restoranlarımız,
Türkiye’yi bir uçtan bir uca kat eden otobüs şirketlerimiz,
Ünü Türkiye’de yaygın olan şekercilerimiz, lokumcularımız,
Neredeler?
KÜSTÜRDÜK, BOYNU BÜKÜK BIRAKTIK BEDESTENİ!
İnanın, değil Mevlana Meydanını, Bedesten’i doldurur Konyalı, Bedesten’i! Bedesten demişken, bu etkinliğin yeri sizce de Bedesten değil mi, sevgili belediyemiz?
Bedesten o kadar çok boş kaldı ki, küstürdük, boynu bükük bıraktık Bedesten’i!
Büyük caddelerden birine Büyükşehir, sokaklara Meram, Selçuklu, Karatay ve diğer ilçeler kursalardı stantlarını…
Şehir şöyle bir renklense, hareketlense, coşsa ne olurdu ama?
Merak etmeyin 40 sokağı var bu Bedesten’in. Hem dolar taşar, hem de herkese yeter de artardı.
Her neyse…
Ne diyorduk, ilçelerimizde olmalıydılar, yer almalıydılar Şerbet-i Veladet’te…
Sanıyorum, merkez ilçelerimiz dışında diğer ilçeler yoklar.
Bozkır tahini… Beyşehir’in tarhanası… Seydişehir’in leblebisi… Akşehir’in kirazlı lokumu… Karapınar’ın koyun yoğurdundan ayranı… Ereğli’nin şalgam suyu… Çumra’nın kavunu… Hadim’in üzümü… Kadınhanı’nın Tahinli Pidesi…
Hemen ilk aklımıza gelenler.
Bu ürünler ilçe stantlarında dağıtılsa, tanıtılsa, ikram edilse ne olurdu?
İlçelerimiz yılda bir gün Hz. Mevlana’ya vefalarını seve seve gösterecek anlayışlara sahipler. Bu görülmeli ve ilçelerimiz böyle bir etkinliğe getirilebilmeliydiler!
TEK YENİLİĞİMİZ MENGÜÇ SOKAK’TAN, MEVLANA MEYDANINA GELMEK!
Mesela, pazar günü Konyaspor-Kayserispor arasında oynanan maça Şerbet-i Veladet pankartıyla çıkılamaz mıydı?
Üç merkez ilçeli Konya’mızda, üç merkez ilçemize üç ayrı gün ayırabilir, Şerbet-i Veladet günleri yapabilirdik.
Şerbet-i Veladet’i uluslararası bir niteliğe büründürülüp, Beypazarı gibi, Şirince gibi, Safranbolu gibi bakış açıları geliştirilse, Konya’ya, Şeb-i Arus öncesi oldukça etkili ikinci bir etkinlik kazandırılabilirdi!
Bunun için elimizde o kadar çok imkan var ki…
Lakin; Şerbet-i Veladet’in handikabı Mistik Müzik Festivali’nin gölgesinde kalması gibi görünüyor. Yahut öyle sanılıyor! Halbuki, bu iki etkinlik hem birbirlerinden farklı, hem de izleyeni, takip edeni, ziyaretçisi farklılık arz ediyor.
22-30 Eylül arasında sergilenen Mistik Müzik Festivali’nin son gününe denk gelen Şerbet-i Veladet, bu denk gelmeden kurtarılmalıdır. Mistik Müzik Festivali 29 Eylül’de sona erebilir!
Şerbet-i Veladetin, öğle namazı sonrasında başlayıp, ikindiyi göremeyen bir etkinlik olmaktan çıkarılması bu kadar zor mu?
Hani, Hz. Mevlana etkinliklerini bütün bir yıla yayacağız diyorduk ya…
Hani, Konya kültürüne sevdalıyız, Hz. Mevlana’yı çok seviyoruz, diyorduk ya…
Konya’ya değişik etkinlikler kazandırma adına neden bir arpa boyu yol gidemediğimiz sizce de düşündürücü değil mi?
Mevlana ile ilgili programları bütün bir yıl içerisine yayma konusu, kimine göre rafta, kimine göre lafta kaldı.
Tek yeniliğimiz, Mengüç sokaktan, Mevlana Meydanına gelmek!
Dileğimiz, önümüzdeki Şerbet-i Veladet’lerin geniş katılımlı, el ele verilerek, şehrin ve ilçelerin tamamını kucaklayan zengin bir programla, öğle ile ikindi arasına sıkışmayan geniş açılımlı ve tanıtımlı bir şekilde sunulması.
Büyüklerimize arz olunur.