Soner Çağaptay’in açıkladığı Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan Müslüman Ülkeler arasında ŞERİAT YÖNETİMİ isteme anket sonuçlarına göre bazı ülke oranları şöyle:
Afganistan % 99, Irak % 91, Filistin %89, Nijer %86, Pakistan %84, Fas %83, Bangladeş %82, Mısır %74, Ürdün %71, Mali %63 devam ediyor.
Ülkemiz ve diğer bazı ülkelerin oranları ise; Kırgızistan %35, Kosova %20, Bosna Hersek %15, Türkiye % 12, Kazakistan %10, Azerbaycan %8 olarak yer almaktadır.
Araştırmayı yapan şirketin güvenirliğini bilmiyorum; ancak, ülkemiz verilerinin gerçeği yansıttığını düşününce yazımda yer verdim.
Daha önce “Laiklik mi Şeriat mı” başlıklı yazımda bu konu içerikli bir değerlendirmede bulunmuştum.
Belli bir kanaate varabilmek için kendi gözlemlerimin yanında anket çalışmalarını da dikkate alıyorum; çünkü, anket çalışmaları, sokak röportajları daha geniş kitlelerin görüşlerini yansıtmaktadır.
Gençler arasında yapılan ciddi bir araştırmada gençlerin yüzde 12’si kendini dindar olarak tanımlıyor.
“Laiklik mi Şeriat mı” konulu bir sokak röportajına katılanların kahir ekseriyeti bu soruya “laiklik” cevabı veriyorlar.
Burada iki husus ortaya çıkıyor. Birincisi Müslümanlar “şeriat” kelimesinin neyi kastettiğini bilmiyor; ikincisi İslam ile olan ilişkisi çok zayıf hatta yok!
Çünkü, normal şartlar altında bir Müslümana “Laiklik mi Şeriat mı” sorusu sorulması saçmadır.
Bir Müslüman “Müslümanım ama aynı zamanda laikim” gibi lafları ediyorsa kesinlikle ne dediğinin farkında değil!
-İyi ya işte adam hem laikliği benimsiyor hem de Müslümanlığı, diyebilirsiniz.
-Hiç iyi değil!
“Müslümanım ama aynı zamanda laikim” diyen bir Müslümana “Laiklik mi Şeriat mi” sorusu sorulduğunda büyük bir ihtimalle “Laiklik” diyecek ve diyorlar da.
“Laiklik ve Şeriat” üzerinde kısaca durmaya çalışacağım ki kaygım daha iyi anlaşılsın.
-Laiklik nedir?
Laikliğe “la dinilik yani dinsizlik” olmak üzere birçok anlam yüklenmekle birlikte genel olarak din işleriyle dünya işlerini ayıran, dinin dünya, özellikle de devlet işlerine karışmaması; iman ve inancın yerine, aklın konulması; hukuk sisteminin dini kurallara göre değil, insanların kendi koydukları kurallara göre tesis edilmesine denir.
Yani, Allah(c.c.)’ın koyduğu kurallar yerine kulların kendi oluşturdukları kurallar tercih edilecek ve dini olan her şey hükümsüz olacak.
Laiklik bir kısım insanların açıkladığı gibi “din ve vicdan özgürlüğünü” sağlamaz tam tersi insanları dinden uzaklaştırır. Din ve vicdan özgürlüğünü sağlaması tanımlaması tamamen kandırmacadır.
Laikliğin uygulandığı ülkelere bakınca bu durumu rahatlıkla görebiliriz. Mesela, Fransa’da ateistlerin oranı yüzde 50’lere ulaşmış durumdadır.
-Şeriat Nedir?
Şunu samimiyetimle ifade edebilirim; yüzde 99’nun kendisini Müslüman olarak tanımlayan toplumun kahir ekseriyeti “Şeriatin” İslam’ın bizatihi kendisi olduğunu bilmez. İsterseniz çevrenizdeki insanlara sorabilirsiniz.
Şeriat; İslami hükümlerin tamamıdır. Şeriat kavramının içinde, imani hükümlerin yanında ahlaka, ibadete ve günlük hayattaki işlere dair hükümlerin hepsi vardır.
Yani, Kur'an'ı Kerime, Hadis-i Şeriflere, İcma ve Kıyasa dayanan hükümlerin tamamını içine almaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti laik bir ülke olsa da Müslüman halk “Laiklik mi Şeriat mi” tercihinde “laiklik” diyemez!
Bir Müslümanın Allah(c.c.)’ın hükümlerini gerekçesi ne olursa olsun istemiyorum, deme hakkı yoktur.
-Derse ne olur?
Sonu ebedi cehennem olur!