İsrail, 8 Temmuz’da Gazze’ye hava ve denizden başlattığı operasyonu, 17 Temmuz’da kara harekatına çevirdi. Sahilde oyun oynayan, masum çocuklar katledildi.
Ambulanslar, hastaneler, Hamas militanları bahane edilerek vuruldu. Hemen arkasından 20 Temmuz günü Gazze’nin Şecaiyye semtinde ise ayrı bir vahşet yaşandı. Yanmış, parçalanmış insanlar... Vücutları yara-bere içindeki çocuklar, tabi ki masum siviller…
18 Temmuz’da olağanüstü toplanan BMGK, toplantı sonunda somut ve sonuç almaya yönelik kararlar alsalardı, ABD Başkanı, Almanya, Fransa ve İngiltere başbakanları Obama, Merkel, Hollande ve Cameron, İsrail’in bu acımasız terör estirmesine destek vermeselerdi bu kadar vahşice katliam yaşanmaz ve yaşanmayacaktı.
BMGK, aldıkları karar ve tutumlarıyla, niyetlerini ve rezilliklerini bir kez daha göstermiş oldular. Aynı BMGK’nin Irak için Mısır için Libya için nasıl karar çıkardığını ve hemen ardından Fransa, İngiltere ve ABD güçlerinin nasıl buralara operasyon yaptıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz.
İran'ın başkenti Tahran’da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamantolar Birliği (İSİPAB) toplantısında, İsrail’in Gazze’ye saldırılarını acilen durdurması ve Mısır hükümetinin Refah Sınır Kapısı'nı açması istendi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik gerçekleştirdiği saldırılar “soykırım” olarak tanımlandı ve acilen durdurulması çağrısı yapıldı.
Sivilleri hedef alan saldırıların şiddetle kınandığı bildiride, İsrail’in “savaş suçlusu” olarak yargılanması talep edildi.
Müslümanların hangi milletten ve mezhepten olursa olsun ihtilafları bir kenara bırakıp mazlum Filistin halkını desteklemek için birlik olması gerektiği vurgusu yapılan bildiride, Mısır hükümetine Gazze halkına insani yardımların gönderilebilmesi için Refah Sınır Kapısı'nı açma çağrısı yapıldı.
Katılımcılar ayrıca 25 Temmuz Cuma gününün İsrail’in sivilleri hedef alan saldırılarında şehit olan Gazzeliler için dünya genelinde ortak yas ilan edilmesini kararlaştırdı.
Suriye’de ve Irak’ta Müslüman kanı dökülmesine seyirci kalındı. Müslümanlar adeta sustu. Son olarak Gazze’de mübarek Ramazan ayının içinde zulüm ve katliam yapılmaktadır.
Masum çocuk, kadın ve yaşlılar olmak üzere sivil halk katledilmektedir. Birbiriyle uğraşmakta olan İslam âlemi bu katliamlara seyirci kalıyor.
İslam dünyası cayır cayır yanıyor. Maalesef İslam ülkeleri sadece ve sadece kınıyorlar. İslam ülkelerine sormak lazım bu nasıl Müslümanlıktır? Bu olaylar, Müslümanların ne kadar samimiyetsiz ve ayrılıkçı olduğunu gösteriyor mu? Sadece Türkiye ve Türk milleti de bu durumdan derin üzüntü duymaktadır.
Şu Mübarek gün ve gecelerde Allahım başta zulüm gören tüm İslam ülkelerini ve ülkemizi tüm kötü amaçlı güçlere karşı korusun ve onlar karşısında galip çıkan taraf olmamızı sağlasın diye dua etmeliyiz ki bu zalimler çektirdikleri cefanın cezasını çeksinler.
Suudi Arabistan, hiçbir şekilde kullanmadığı halde, her yıl Amerika, İngiltere ve İsrail'den milyarlarca dolarlık silah alıyor ve alacak!!!
Tüm dünya ve Müslüman ülkeler bunu bilirken, Orta Doğu'da bugün Gazze'de açıkça Müslümanlara yapılan zulme Suudi Arabistan, sessiz ve seyirci kalmakta!
Günün özeti olarak; ‘’Bana dokunmayan yılan bin yaşasın..‘’ mantığı geçerli olduğu süreçte Müslümanlar hep zulüm görmeye mahkum olurlar..