Sevgili

Sadık Büyüksakarya

Masaya oturduğum vakit kendimi kalemimle tartışmaktan alıkoyamıyorum. Yazmaya cesaret edemediğim çokça başlığı halının altına süpürmek öyle zannediyorum ki adını koyamadığım o rezil duygu durumunun dışa vurumu. Bana yarenlik eden kalemim her vakit olduğu gibi bu gecede bunun farkında ve olaya el atan kahraman rolünü oynuyor. Güç yetiremeyeceğim bu koyu ısrara karşı pes etmek zorunda kalıyorum. Önce beni silkeliyor sonra usulca parmaklarımın arasına kurulup ona eşlik etmemi istiyor. Vefasızlık edip onu geri çevirmek niyetin de değilim tabii ki. Ama önce içimde varlık bulan ve ısrarla yaşatmaya devam ettiğim o duygu seline çıkış izni vermeye hazır olmam lazım. Bunu başarmadan önce yarenime göz kırparsam mahcup ve mahzun olacağımı biliyorum. O da beni bu halde görmek istemez diye düşünüyorum. Ve düşüncem karşılığını buluyor bana müsaade buyuruyor. Ben de çok üzmemek adına yola revan oluyorum:

‘Sevgili,

Bana öğrettiklerin ve hayatıma ilmek ilmek işlediklerin için,

Beni büyütüp bu yolun ilanihaye olduğunu bilerek sonrasını düşünüp nazenin basamakları önüme dizdiğin için,

Mücadelenin resmini çizdikten sonra yaşanılası olan kısmın çerçevesini bana bıraktığın için,

‘Aşkın makbulü; acemiliği Leyla’da atıp ustalığı Mevla’ya saklayabilmektir.’ inceliğini gönlümün her bir köşesine bıraktığın için,

Sahte benliğimden alıp hakiki benliğin dikenli yollarına düşürdüğün için,

Gözün gördüğü güzelliğe değer biçip, gönül gözünün karşı karşıya kaldığı saf ve temiz güzelliğe paha biçilemeyeceğini bana öğrettiğin için,

Asıl varlığın bir çift göz ve dudaktan olmadığını zehirli bakışlarla ve aşağılık haykırışlarla kulağıma küpe ettiğin için,

Bir zamanlar benimsediğin kırmızı gülün yapraklarını, orkidenin rayihasını, karanfilin her bir tanesini benim karşıma dikip bana hesap sordurduğun için,

Kalbimi kara tahta niyetiyle kullanıp üzerine tebeşirle yazıp çizdiklerini bir çırpıda silebileceğini öğrettiğin için, yolcu yola vesiledir fakat yol yolcuyu doğurabilir mi şeklindeki keskin muammayı önüme koyduğun için,

Kırık kalpler durağındaki beyhude bekleyişin tam karşılığına tecrübe diyebilmeyi kalbin aklına mıhladığın için, kağıdın destesini mürekkebin koyusunu bana sırdaş belletip çizdiğin yolu onlara tarif ettiğin için; sana sonsuz teşekkür ediyorum.’

Yarenim memnun. Zira duygularımı akıtmama vesile, gönülden damlayan göz yaşıma mendil oldu. Memnuniyetini bana ısrarla belli etmek ve benim de onun istediği çehreye büründüğümü gösterebilme arzusunda. Ben de biraz olsun rahata erdiğimi, düşüncelerimin berraklaştığını yarenime aks ettirmenin gayretindeyim. Bu gayretimi nihayete kavuşturup halının altındakileri birer birer önüme koymayı yapılacaklar listesine yazdım. Mevzu bahis durum belki de yapılacaklar listeme şekil düzen vermeme vesile olacak. Önceliklerimi ve ihtiyaçlarımı tekrar gözden geçirmeme sebebiyet verecek. Öteden ve beriden yanıma denk düşürmeye çalıştığım benzemezleri ve benzeyemeyecek olanların çok yüzlülüğünü belli edecek. Şu ana kadar olanı olamamış gibi var olanı yokmuş gibi gördüğüm hadiseler yumağının açılmasına kapı aralayacak. Hali hal olmayanın haline iyi niyette bulunup, kendimin haline yanmamı tepeden tırnağa her uzvuma öğretecek. Kazanarak kaybetmeyle kaybederek kazanmayı aynı gömleğin içine koyup kol çıkışlarından yol bulma gayretkeşliğini masal kitaplarının ön sözünde karşılık bulacağını kabul ettirecek.

Evet,

Okuyan gözleri düşünerek haddinden fazla kelama yer vermek istemiyorum.

Niyazım o dur ki umudun ufku kararmasın.

Selametle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.