Bir yandan teknolojinin getirdiği yeniliklere alışırken, hızlı yaşayıp telaşeden dünyayı göremezken, aynı odada bulunulan kişilere mesaj ile iletişim kurarken birçok değeri, inceliği ve özelliği kaybettiğimizin farkında mıyız? İş lafa gelince hepimiz kendimiz için organik olanını, en iyi olanını ve yakışanını isteriz. Cadde ve sokaklarda ısmarlama konfeksiyon sevgileri, yüreğine değil cebine ve sosyal çevresine göre değer verdiğimiz kişileri, ilişkileri ve dostlukları bolca görmekteyiz. Nerelerden nerelere geldiğimizin farkına varabilsek çoğu sorunların, sıkıntıların önüne geçmiş oluruz. Toplumu oluşturan unsurları bozmadan, tahrip etmeden; hoşgörü ile devam ettirebilsek herhalde herkese ibret verecek bir toplum oluruz. Çoğu yerlerde şahit olduğumuz bir ifadeyi canlandırırsak bir doktor gibi hastanın derdine çare buluruz. Dünyaya tek geldik, aile olduk, yaşlandık ve yine tek gidiyoruz. Nasıl gözlerimizi açmış isek aynı şekilde bu dünyayı terk edeceğiz. Mal, mülk, şan, şöhret, sosyal çevre hepsi geride kalacak. Geride bir dostun bir duası, tatlı bir gülümseme kalacak baki. “Aşkitoş, canım, aşkım” mesaj ve sözlerini çok duyduğumuz, yapmacık ifade ve sevgilerin bol olduğu günümüzde Konya’nın kenar mahallelerinden birinde oturan, ekmeğini topraktan çıkarıp kimselere muhtaç olmadan dik durmaya çalışan Memet Amca günün birinde ilk göz ağrısı, ömürlük dostu, iyi ve kötü gün arkadaşı karısı Dudu Teyzeyi rahatsızlığı nedeniyle hastaneye getirir. Dudu Teyze de yılların verdiği yorgunluk, hastalık olmasına rağmen eşinin, herifinin yanında mutludur.Teyze 62 yaşında ,şalvarlı,ayaklarında lastik ayakkabısı ile kendinden birkaç yaş büyük, şişe dibi cam misali kocaman gözlüklü,kasketli, lastik ayakkabılı Memet ile şifa aramaya gelir.Bakınca Köylü Mehmet Ağa ve Köylü Dudu Teyze diye görülen gönülleri zengin,yüreği güzel iki insan. Hastanede sırası bekledikten sonra muayene olan Dudu Teyze ağzında Allah razı olsun duasıyla, içeride kendini bekleyen Memet Amca ile koridora çıkarlarken dışarıda sırada bekleyenleri gören Memet Amca eşinin biraz daha çabuk olması için eşine” Hayatım, dışarıda senin çıkmanı bekleyenler var, biraz çabuk ol “diye seslenir. Bu sözü ve nezaketi birbirine söyleyemeyen ve söylemeyen, bu hoşgörüyü birbirine göstermeyen o kadar çok insan var ki… Ancak anlatamazsın 120 metre karelik eve sığamayanların, 4 metre kareye sığacağını, anlamazlar. Diyemezsin elmasla mutlu olan elmasla gider. Sevgiyle mutlu olan ölümle gider diye. İş ayakkabının kalitesinde değil dostlar, yüreğin kalitesinde. Günümüzde bu gönlü ve bu yüreği taşıyacak kişilerin çokluğu elbette toplumdaki saygıyı, toplumun temellerini sağlayacak unsurları yaşatacak en önemli değerlerdir. İş ayakkabıda, çamurda, lastikte değil yürektedir. Yüreği güzel olanların çok olması dileğiyle… Sevgiyle kalın.
SEVGİNİN DİLİ
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.