TÜİK enflasyon rakamlarını açıkladı. Enflasyon Mart ayında yüzde 5.64 artmış. Yıllık bazda ise yüzde 61.14 olmuş. Yılın ilk çeyreğinde geldiğimiz nokta resmi rakamlara göre fecaat!
Enflasyon canavarı sevimli gösterile-gösterile semirdi, büyüdü, zincirlerini kırdı, zapt edilemez bir hale geldi.
Söylenenlerin aksine sevimsiz mi sevimsiz bir canavar oldu!
Rakamlarla kendimizi bildik bileli aramız iyi değildi! Matematiği zorlaştıranlar, sevdirmeyenler, Matematik öğrenmek herkesin harcı değildir diye ahkam kesenler, başınız göğe erdi mi?
Rakamlar keşke gerçekleri yansıtmış olsalardı.
Maaş ve ücretlere yapılan zamların daha elimize geçmeden, oh bile demeden! Nefes dahi almadan! Az biraz rahatlayalım düşüncesine fırsat bile vermeden!
Bir anda eriyip gitmesinin açıklaması bu rakamlar.
Gerçek rakamlar, enflasyonun yılın ilk ayında, ikinci aya varmadan ne varsa silip süpürdüğünü, alıp götürdüğünü gösteriyor.
Görülen o ki, enflasyon artık kontrolden çıktı. Zapturapt altına alınması imkansız hale geldi.
Ulaştırma ve gıda sevimsiz canavarın en sevimsiz yüzleri olarak içimize oturdu!
Ne gıdaya bir çare bulabildik, ne de ulaştırmadan kaynaklanan zamlara!
Sevimsiz canavar bizi geldi üstelik Ramazan ayında yakaladı!
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise yıllık enflasyonu yüzde 142.63, Mart ayı enflasyonunu ise yüzde 11.93 olarak açıkladı.
Dünkü haberlere göre, “Yıllık üretici enflasyonu Şubatın ardından Martta da üç haneli gerçekleşti ve yüzde 114,97 seviyesine yükseldi. Aylık bazda üretici fiyatlarındaki artış yüzde 9,19 oldu. Üretici enflasyonu ile tüketici enflasyonu arasındaki makas 53,8 puanla yine rekor kırdı.”
*****
Rakamlar arasında uçurumlar oluşurken, enflasyon dördüncü aya girdiğimiz şu günlerde ise yeni rekorların peşinde….
İşin gerçeği ne?
Sevimsiz canavar işi nerelere kadar vardırdı?
Bunu açıklayacak olan göstergeler rakamlarla alakalı!
Lakin rakam o rakam değil!
Rakam yalancı!
Rakam inkarcı!
Rakam laf salatası yapmakta mahir!
Rakam dolambaçlı anlatımları seviyor!
Küsuratlı konuşuyor!
Kırk dereden su getiriyor!
Ne olmuşsa en az yarısını söylüyor!
Hiçbir şey yokmuş, hiç yaşanmamış, hiç olmamış gibi gösteriyor!
İşte meydan deyip, her şey ortada deyip kenara çekiliyor!
Biliyor ki, insanların meydana çıkacak ne mecalleri var, ne de takatleri!
Rakam sevimsiz canavarın yol arkadaşı, can dostu!
Yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor! Serüvenleri bitecek gibi değil!
*****
Eskiler söz atlarını meydana sürerdi, yeniler ise ilmi siyaseti edebiyatla takviye edip yeni bir yol, yeni bir metot geliştirdiler. Bu metot kürsü, mikrofon, prompter gibi takviyelerle donatılmış durumda. Fazlası var, eksiği yok.
Enflasyon her ayın başında yıllık şu kadar, geçtiğimiz ay bu kadar çıktı deniyor ya…
Bu açıklamaya ikisi de bayılıyor!
Neden mi?
Rakamlar üzerinde ve enflasyonun durumu hakkında ahkam kesmeye, günlerce konuşmaya, tartışmaya meraklı o kadar çok insan var ki…
Sevimsiz canavar uzatıyor ayaklarını, kendine şöyle bol köpüklü birde Türk kahvesi söylüyor, yanında birkaç tanede lokum, birkaç tane bitter çikolatalı tarafından, zevkten dört köşe atışmaları ve sataşmaları izliyor.
Hemen yanı başında da bahse konu edilen rakam!
Bu gidişle bize sıra gelinceye kadar akşam olur diye gülüşüp duruyorlar!
Enflasyonun hakkından geleceğiz diyenler ise; Şu şunu dedi, bu bunu dedi, o bilemedi, yanlış söyledi, gelmesi gereken yere gelemedi, gerçeği söylemedi diye bir başlıyorlar, birde bakmışsınız bir ay daha geçmiş! Enflasyon yerli yerinde, rakam zirvede! Bizler ise eli böğründe bekleşip duruyoruz!
*****
Ne yapacaktık? Enflasyona çare bulacaktık, çare arayacaktık!
Bu hengamede çare bulunabilir mi?
Çare, çaresiz dertlere düşmüş, yok mu bana bir çare diyor amma, onu duyan yok, duymak isteyen yok!
Dertler başka, dert enflasyon değil, rakam değil!
Milletin derdi, çare ne biliyoruz, o iş bizde, çözeceğiz dedik, az sabır, ölmediniz ya benzeri cevaplarla ötelendikçe öteleniyor!
Garibim çare, zaten biçare…
Ölmüşüm ağlayanım yok, düşsem-kalsam kaldıranım yok, konuşsam dinleyenim yok, ağlasam nedir bu halin diye soranım yok bir halde!
İnsanlar; Bir o sözüm ona çare arıyoruz diye, kendi çarelerine derdine düşmüşlere bakıyor, bir de bıyık altından gülen rakama ve enflasyona…
Birde katlanarak gelen faturalara, altından kalkamayacağı zamlara ve fiyatlara…
Lafın gelişi diye bir şey var ya hani…
Lafın gelişi, ağızlara bir parmak bal çalmak!
O bir parmak bal Temmuz üstüne…Olmadı Temmuz’dan daha ötelerine….
*****
Rakamlar açıklandıktan sonra peş peşe açıklamalar dolduruyor gündemi. Enflasyona kimseyi ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz babından. Enflasyon ben diyor bunları öyle bir ezdim ki, pestillerini çıkardım! Ezilmediler deniyorsa, demek ki bir yerlerde yanlışım olmuş, öyle bir ezeyim ki, bir daha seslerini soluklarını duyan olmasın diyerek hazırlanıyor rakamla beraber!
Sonrası, mesajlar, açıklamalar, demeçler!
Hemen gündem değişiyor! Habbeler kubbe oluyor! Şunu dediler, şunu demek istediler, bu müjde demektir! Lakin göz açtırmayacağız o münasebetsize, görecek dünya kaç bucak, görecek gününü!
Arada bir de pik meselesi var tabi! Nerede pik yapacak sevimsiz diye de merak eden pek çok! Pik yüzde 70 de mi olur? Yoksa yüzde 90’ı görür mü, diye soran sorana!
O pik yapıncaya kadar, bize yaptığı pikelerin ise haddi hesabı yok! Bilen yok, gören yok, aldıran yok!
Sevimsiz canavarın yerden yere çarptığı, kaldırıp attığı, bilmediğimiz kıyı bucaklara savurduğu, hırsını alamayıp, yaktığı kavurduğu, küle döndürdüğü, enkazı üzerinde halay çektiği bizler ise tek bir şey duymak istiyoruz artık.
Bırakın rakamları, bırakın enflasyonun seyrini de, tez zamanda kurtarın şu ikisinin elinden milleti!