SEVİNSEK Mİ ÜZÜLSEK Mİ?

Süleyman Sayan

Şehir olarak Beşiktaş ile oynayacağımız maç için yine günler öncesinden aman bir aksilik çıkmasın şeklinde ekstra çaba içindeydik. Maç günü geldi çattı şehir olarak hazırdık. Provokatörlerin iş başına geçmesi alt yapı maçımızla çoktan başlamıştı. Yenilgiyi hazmedemeyenlerin kendi şehrimizde kendi takımımızın sevinmesini hazmedemedi ve istemediğimiz olaylar meydana geldi. İşin Konyaspor yönetimi ile ilgili yaptırım konusunda hiç endişem yok fakat aynını karşı taraf için söyleyemeyeceğim, mağdur pozisyonundaydık dayak yedik gibi açıklamalarla olayı kapatırlarsa boş yere kendi oyuncularımızı yem etmemek gerek. Artık bu olayı sosyal medya vasıtası ile 2024’ün bize verilmeyişine bağlayandan tutun geçen yıl süper kupa ile ilişkilendiren densizler olacaktır. Dilin kemiği yok maalesef bu insanlara yaptırımda yok.

Maça geçmeden önce bir konu hakkında da yaptırımla ilgili problemi masaya yatırmak gerekir

Eylül ayından Fenerbahçe ile oynanan maçta Konyaspor tribünlerine giren Fenerbahçeli taraftarlara yapılan tepkilerden sonra il güvenlik kurulu kararıyla; “İl Spor güvenlik kurulu toplantısında alınan karar uyarınca, Atiker Konyaspor müsabakalarında, Atiker Konyaspor taraftarlarının bulunduğu tribünde, üzerinde Konyaspor formaları dışında başka takım formalarıyla gelen taraftarların alınmamasına karar verildi” denilmişti. Konyaspor kuzey alt tribününde fark ettiğimiz sadece Beşiktaşlı değil Beşiktaş formalı kişinin dışarı alınması yönünde kendimi tanıtarak emniyet güçlerinden yardım istedim. Tabiri caiz ise iteleyip kakaladılar. İçlerinden bir tanesi bana senin gazeteci ve spor yazarı olman benim için bir şey ifade etmez. Benimle beraber oldu mu diye tepki gösterdi. Kendisine sadece il güvenlik kurulunun verdiği yasağa bir emniyet mensubu nasıl uymaz hadi girerken gözünden kaçırdın sana söylüyorum dışarı çıkartmıyorsun. Dememe rağmen emniyet güçleri oralı olmadılar sadece bir tane sivil polisin görevini kibarlıkla yaptığı ortamda taraftarın tamamı bu adamı görse ne olurdu? Bakınız tribün biraz sürü psikolojisini içinde barındırır orda bir anlık kıvılcım ile neler olabileceğini düşünmek bile istemiyorum. Bahsettiğim bölüm batı değil kuzey alt, maça gelirken belediye otobüsünü Beşiktaşlı taraftar sanıp onların içlerine almalarından bahsetmiyorum bile. Bir de içerisinde sadece Seydişehir yazan pankartı stada almamaları durumu var ama çok takılmıyorum oraya.

Maça geçecek olursak bakın abartısız söylüyorum bu kadro kalitesi Konyaspor tarihinde ender rastlanabilecek bir kalitede. Şuana kadar oynadığımız tüm maçlarda puanları o kadar basit hatalardan kaybettik ki. Tüm maçları kazansak kimsenin diyecek bir şeyi olmazdı.

Beşiktaş maçında Selim’in kesik yemesi normal görünüyordu. Jevtoviç’in sakatlığının nüksetmesi ile Volkan ya da Moke oynaması muhtemeldi, öyle de oldu. Kadro tercihi doğru fakat oyunda benim gözlemlediğim kadarıyla problem var. Ligi şimdiye kadar oynanan maçları göz önüne aldığımızda Erzurum iki farklı öne geçti takım beraberlik geldi. Son anda 3 puan aldılar. Antalya 3-1’i yakaladın 3-3 oldu yenilebilirdin. Bursa maçın başında skoru aldın penaltı kaçırdın yine aynı şekilde. Fenerbahçe maçını bunlardan ayırıyorum çünkü çok şuursuz saldırdık. Bütün bunları neden anlatıyorum. Beşiktaş maçında skoru lehimize çevirdikten sonra ne oldu?

Rakip 10 kişi penaltı ile öne geçmişsin her şey senin lehine gereksiz bir çekilme yaşadın geride bekledin. İkinci yarının başında sana altın tepside bir penaltı daha verdiler. Artık Beşiktaş dağılacak belki tarihi bir fark olacak. Uğur penaltı atışını kullanmak için topu eline almış kenardan müdahale ile neden Yatabare’ye kullandırma ihtiyacı hissetti anlamadım. Penaltı kaçtığı anda olan psikoloji şu idi sanki biz 10 kişiyiz mağlup durumdayız ve penaltıyı kaçırmışız halbuki halen avantaj bizdeydi. Takım ilk yarıda yaptığı hastalığa, hatta öne geçtiği hemen hemen her maçtaki hastalığa geri göndü. Geride bekledi. Rıza hocam Beşiktaş’tan kartı kim yedi Vida, hangi mevkii oyuncusu stoper sen hücum etmez topu geri ve orta alanda bekleyerek zaman kaybedersen maç 11-11 gibi oynanır. Çünkü sen o eksikliği hissettireceksin. Tabi şunu unutmamak lazım Milosevic’in oyundan çıkması üzerine Jonsson’un sakatlığı, Beşiktaş’ın bu durumda Oğuzhan hamlesi Babel ve Lens’in çok fazla istemesi bir anda onları üstün konuma getirdi. Birinci golün sersemliğini atlatamadan ikinci gol geldi. Başka da pozisyonları yoktu zaten. Bu üstünlük ikinci gole kadar sürdü sonra Traore hamlesi ile beraberliği kurtardık. Sevinsek mi üzülsek mi bilemedik. Aldığımız bir puana mı sevinelim, kaybettiğimiz üç puana mı üzülelim.

Hücumu düşünüyorsan ben hücum oynayacağım diyorsan sevgili hocam farkı artırman gerekir çünkü bu takım anatomik olarak defans üzerine kurulu olmamalı. Hakeme diyecek fazla bir şey yok bence güzel maç yönetti! Quaresma atılmaması dışında. Volkan Fındıklı geldiğinden beri en etkili oyununu oynadı diyebilirim, ona yapılan yorumları şaşkınlıkla takip ettim.

Sonuç olarak; Maçın ilk düdüğünden son düdüğe kadar hak ettiğimiz bir maçı kazanamadık. Ulusalda maçta yaşanan gelişmeler sadece Beşiktaş penceresinden bakılacağından objektif bir şekilde yaşananları anlatmaya çalıştım. Bir cümle de Beşiktaş taraftarına söyleyeyim maçın başından sonuna kadar Konyalılara küfür ettiniz, elinize ne geçti bilmiyorum içinizdeki Konyalılar bunu nasıl sindirdi onu da çözemiyorum.

Ölürüm Türkiye’mi devre arasında söylerken alkışladınız eyvallah maç öncesi karşıdan açılan bayrağımız ve saygı duruşunda neden küfür ettiniz anlamadım. Yazık!

Maçın sözü; Sevinsek mi üzülsek mi bilemedim…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.