SEVİYORUM DEMEK YETMEZ !

Namık Ceyhan

Geçen hafta mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden hava sıcaklıklarından daha sıcak bir gelişme, 15 Temmuz gecesi yaşanan “Darbe Girişimi” bir anda ülke gündemine oturdu.

Her hayırda bir şer her şerde de bir hayır vardır denir ya işte tam öyle oldu. Bu hain başkaldırı bir birimize sarılmamıza, millet olarak bir kez daha birbirimize kenetlenmemize neden oldu.

Hiç yan yana gelmez denilen siyasi parti liderlerinin aynı bildiriye imza atmasına, daha düne kadar demediğini bırakmadıkları kişilerin birbiriyle yeniden diyalog kapılarını açılmasını sağladı.

Kim dost kim, düşman? Kim hain, kim vatansever? Daha iyi anlamamıza ve Türkiye üzerine oynanan oyunların ne kadar ciddi olduğunun daha açık bir şekilde görülmesine sebep oldu.

Dünyanın geleceğini dizayn eden ve hükmeden (kendini büyük zanneden) ülkelerin Türkiye ve Türk milletinin vatanı için neler yapabileceğini görmesine vesile oldu.

Milletçe uyanık olmak zorundayız. Ülkemizde ikinci bir kurtuluş savaşı verilmektedir. Bu savaşın ordusu Türk, Kürt, Laz, Çerkez top yekûn 78 milyon insanımızdır. Vatanını, bayrağını seven herkes canı pahasına ön saflarda mücadele etmektedir.

Bu kutsal mücadelede hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Büyük geçmiş olsun.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK komutasında millet olarak verilen Kurtuluş savaşı ordularının muvaffakiyeti için Merhum üstat Şair Yahya Kemal Beyatlı’nın 26 Ağustos 1922 yazdığı şiiri hepimiz bir kez daha ve boş kaldıkça okuyalım:

Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.
Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,
Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın!

Tek vatan, tek bayrak, tek millet ve tek devlet ülküsünü yüreğinde hisseden, 780 bin kilometrekare Türkiye toprağını vatan olarak kabul eden her birey bu ordunun bir mensubudur. Yüce Allah (c.c) lütfuyla ve izniyle zaferler kazanmıştır, bundan sonrada daima muzaffer olacaktır.

Uzaklardan aldıkları emirlerle ekmeğini yediği ülkesine ihanet eden çete mensupları bir kez daha görmüştür ki askeriyle, polisiyle, sivil toplum örgütleriyle, siyasi partileriyle, 7 den 70 e her kesimden insanıyla Türkiye Cumhuriyeti dik dik ayaktadır ve bölmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Bu mücadele yeniden var oluş ve yok oluş mücadelesidir. Bu mesele sadece Ak parti ve iktidarın meselesi değildir. Bu mesele hangi görüşten olursa olsun tüm partilerin ve bütün milletimizin meselesidir.

Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Baş Komutanlığında yürütülen mücadeleye Türk insanının büyük çoğunluğu destek vermekte, meydanlarda yaşanan “Demokrasi Nöbetine” katılım artarak devam etmektedir.

Sayın Erdoğan’ı sevmek zorunda değilsiniz ama saygı duymak ve zor günlerde gösterdiği başarılı yönetimden dolayı hakkını teslim etmek zorundasınız.

Çünkü burada mesele ERDOĞAN meselesi değil, Türkiye meselesidir. Söz konusu olan vatanımızın birliği ve bütünlüğüdür, gerisi teferruattır. Türkiye Cumhuriyeti Başkomutanına, Başbakanımıza ve hükümete verilen bu destek ama sız, fakatsız, ancak sız devam etmelidir.

Ben vatanımı seviyorum, bayrağımı seviyorum demek tek başına yeterli değildir; bu sevgimizi göstermemiz gerekir. Yani sevgimizi eyleme dönüştürmemiz gerekir. Demokrasi nöbetleri bu eylemin bir parçasıdır.

Yüreğinde vatan sevgisi, bayrak sevgisi, toprak sevgisi, en önemlisi insan sevgisi olan her insan, sevgisini eyleme döndürmelidir. Bunun için en başta da kutsal vatan topraklarına, ay yıldızı bayrağına sahip çıkmalıdır.

Ezan sesleri dinmeyecek, bayrak inmeyecek ve bu vatan hainlere mezar olacaktır inşaallah, kalın sağlıcakla.

ÇEVRECİ SÖZÜ: Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.