Gün geçmiyor ki Konyaspor, tarihinde yine bir ilke imza atmasın. Türkiye Kupası'nın yanı sıra Süper Kupa'yı da müzesine koyan temsilcimiz Atiker Konyaspor, ülkemizi doğrudan gruplarda temsil etmeye hak kazanmıştı ki grubun ilk maçında, Fransa'nın güçlü takımı Marsilya karşısında deplasmanda yediği tek golle mağlup olmuştu.
Lige de iyi başlayamayan yeşil beyazlılar evinde çıktığı ikinci Avrupa maçı, Vitoria Guimaraes karşısında tüm bunların aksine ne yaptığını iyi bilen bir takım görüntüsü çizerek adeta rakiplerine gözdağı verdi. Hatta futbolda sahayı dar etmek diye bir terim vardır ki bunu altmış dakika boyunca Portekiz temsilcisine, zevkle yaşattık. Beklediğimiz, arzu ettiğimiz, özlediğimiz Konyaspor; taraftarının desteğini de arkasına alınca adeta şaha kalktı.
Geçtiğimiz sezonu da ilave edersek Avrupa'da sahne aldığımız sekizinci müsabaka da ilk galibiyeti, ilk üç puanı, ilk iki farkı evimizde, muhteşem taraftarımızın önünde coşkuyla aldık. Portekizlilere karşı yüzümüz gülerken geçtiğimiz sezon da Miloseviç ile ilk Avrupa golümüzü, ilk ve tek Avrupa puanımızı Braga karşısında almıştık. İlk demişken çok uzun bir aradan sonra takımıyla buluşan taraftarımız da maç boyunca gösterdiği dik duruşuyla içinde art niyet besleyenlere adeta sosyal mesaj verdi.
Vakti zamanında Ahmet Şan'ın gereksiz, yersiz ve yanlış anlaşılmaya yol açan İzmir Marşı demeci tüm Konya'ya mal edilmiş ve o gündür bu gündür Konyalı anlamsız bir şekilde yıpratılıyor ki dün tribünlerimiz art niyet arayan kişilere gereken cevabı verdi. Maçın başlama vuruşuyla birlikte "İzmir'in dağlarında çiçekler açar. Altın güneş orda sırmalar saçar. Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar. Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa" derken aslında İzmir Marşı'nın nerde, nasıl ve kime karşı söylenirse anlam kazanacağını göstermiş oldu.
Kerkük mesajının yanı sıra Yıldırım Demirören'e de sitem eden taraftar bizlere bu özel ve anlamlı geceyi yaşattı. Ve atalarımız "Sabreden derviş, muradına ermiş" deyimini bizlere öğüt olarak bırakmış. İki hafta önce sosyal ağlardan felaket tellallığı yapanlar alınan skorlarla bugün herkesten fazla takımı savunur oldular. Keşke bunu skor odaklı olarak yapmadan önce en başta yani iyi günde olduğu gibi kötü günde de bu erdemi göstererek kanıtlasalardı.
Çünkü bu iyi gidişat hep var olmayacak ve biz ilerleyen haftalarda yine bireysel yaptığımız hatalardan dolayı gol yiyeceğiz, kötü oynayıp yenileceğiz ve puanlar kaybedeceğiz. Yani bu ne ilk ne de son olacak. Bu takımın arkasında sabırla dik durduğumuz sürece sonunda muradımıza ereriz. Bunu dün bir kez daha görmüş olduk. Birlik olabildiğimiz sürece Alman, Fransız, İngiliz hiç fark etmez diyeceğimiz günlere koşuyoruz. Şükürler olsun.