Mesleğinde çok başarılı bir psikolog arkadaşım bir akşam sevgili eşine çarşıya çıktığında 3 yaşındaki oğluna oyuncak silah almasını söyler ve silahıngösterişsiz, sıradan olmasını da özellikle vurgular. Ertesi akşam eve gelen arkadaşımızı oğlu elinde son derece gösterişli, ışıklar saçan, sesli bir oyuncak tüfekle karşılar; anne yüreği evladına oyuncak silahın da en iyisini aldırmıştır. Oysa arkadaşımızın amacı silahın önemsiz, ele alınmaya /oynamaya değmeyecek bir nesne olduğunu vurgulamaktır.
1984 yılında zamanın Başbakanı rahmetli Turgut Özal, “İnsanların birbirlerini vurmayacaklarını bilsek silah ithalini de serbest bırakacağız” buyurmuş. Bugün ruhsatlısı, pompalısı, kurusıkıdan döndürülmüşü silah cennetiyiz. Basit trafik kazası sonrası silahlar ateşleniyor, İstanbul’un merkezinde mafya hesaplaşıyor, kısaca şiddet toplumu olduk. Trafikteki araçların muhtemeldir ki % 80’inda döner bıçağı, şişler, çivili sopalar en azından oklavalar bulunuyor. Bizim gibi bir avuç vatandaş korumasız, teşkilatsız, tedariksiz ortada dolaşıyor. Sıkıntı büyük. Silahlanmayı “at, avrat, silah” geleneğimize bağlamak basite indirgemek olur. Silahlanmanın getirdiği en büyük sorun Allah korusun kim vurduya gitme riskinin yüksekliği. Yetkililerin artık kanıksanan ve neredeyse üçüncü sayfa haberi olma özelliğini bile yitirmeye başlayan; sıradan hale gelen silahlı yaralanma/öldürmelere dur demek adına tedbir almaları gerek ama çoğu yaralanmanın faili meçhul kaldığını veya faillerin genelde tutuksuz yargılandığını düşününce umutvar olmak da pek olası değil.
Daha birkaç gün önce Konya’da bir mekanda hesap yüzünden çıkan kavgada bir kişi pompalı tüfekle öldürüldü, 2 kişi yaralandı. Hatırladığım kadarıyla birkaç ay önce Meram ilçesinde bir otomobilden açılan ateşle bir kişi rahmetlik oldu. Sorun ülkemin sorunu elbette, sadece Konya’mın değil ama öfke toplumu ülkemde benzer olayların artmaması için çocuklara, gençlere yönelik silahtan caydırıcı kamu spotlarından başlamak, belki ruhsatsız silahların, pompalı tüfeklerin kontrol altına alınmasını/ caydırıcılığını sağlayacak tedbirler almak toplum huzuru ve biz vatandaşların güvenliği için zorunludur. Hani tiyatro oyunları için söylenen bir söz vardır “sahnede silah varsa o silah oyunda mutlaka patlar”. Hayat bir tiyatro sahnesi bence ve sorumsuz, silahtan güç aldığını zanneden eller silahları varsa mutlaka ateşleyecek; sonra şeytana uyduklarını söyleyeceklerdir. Hepinize kazasız, belasız, şerden uzak hayırlı günler dilerim. Saygıyla,