Önce Adem Esen sonra Uğur İbrahim Altay başkanlar, Sille’nin şehrimizin yeni bir penceresi olması adına tarihi dokunuşlar yaptılar bu 5000 yıllık bölgeye.
Ancak bir okurumuzun aşağıdaki şu notu bugün bizim yeniden Sille ile ilgili küçük bir hatırlatma yapmamıza vesile oldu.
Ve Sayın Mehmet Özaltın Bey ile yine bu mesleğin dahası bize güvenen siz samimi okurlarımızın güzel dostlarımızın katkısını dolayısıyla aşk değil kara sevda bir tutku olan bu yazıp çizme işinin önemini bir kez daha dolu dolu yaşadık.
Bakın Mehmet Bey ne diyordu;
“Değerli Uğur Bey üstadım. Başınızı çok sık ağrıtıyoruz ama nazımız sana geçiyor, idare et. Ama Konya ile ilgili bir sıkıntı olduğunda tutamıyorum kendimi.
Sille’yi belediyemiz çok güzel hale getirdi, laf eden nankörlük etmiş olur. Lakin bu kafelerin, mekanların önünden geçen yürüyüş yolu trafiğe açılmış yeniden. Millet ailesiyle yürürken arkadan cayır cayır araba geliyor. Kimse gezdiğinden bir şey anlamıyor, özellikle şehir dışından gelen turistlere karşı hiç hoş bir intiba olmuyor. Hele de bazı Şahinciler iyice rahatsız ediyor milleti. Vatandaş huzur bulmaya gelip, stres olup, gerilip gidiyor. Sayın idarecilerimiz bir an evvel bu yürüyüş yolunu yeniden araç trafiğine kapatmalıdır, Sille cazibe merkezi olsun diyorsak. Buraya harcanan maddi manevi emek zayi olmasın. Saygılar değerli abim…”
…….
Hiç yüz yüze gelmediğiniz, oturup çay içmediğiniz, konuşmadığınız insanların sizlerle mutluluklarını, üzüntülerini paylaşabilmeleri ne büyük bir duygu… Allah tüm samimi okurlarımızdan razı olsun.
Evet Mehmet Bey’in hatırlatması ile yeniden 5000 yıllık bir tarihi avucumuzda tuttuğumuz muhteşem güzelliğe dönmek istiyoruz. Sayın Başkan Ahmet Pekyatırmacı ile Sille konusunda uzun uzun ve derin bir sohbetimiz olmadı.
Sadece bir görüşmemiz esnasında Sille’nin dağlarının, tepelerinin yüksek binalarla doldurulmaması gerektiğini, bunun nedeninin de şehrin nefes aldığı Gedavet rüzgârlarının şehre doğru esmesinin önünün kesileceği endişemizi dile getirdik.
Ahmet Başkan bu konuda son yapılan kooperatif binalarının bile daha yüksek katlı halden mevcut hale getirilebilmesi için büyük uğraşlar verildiğini hatırlattı.
Başkan da bizden çok daha iyi biliyordu ki insan sağlığı, şehrin ruhu dediğimiz güzellik kadar önemlidir. Hatta şehrin ve şehrin insanlarının sağlığı her şeyden önemli değil mi?
Bölge insanının yani kendi insanımızın sağlığı ile birlikte bölgenin imarı, restorasyonu, yapılanması yeni cazibe merkezilerinin oluşturulması da sadece Konyalı ya da Anadolu insanının değil dünyanın pek çok noktasından şehrimize gelecek on binlerin Konya’yı sadece Hazreti Mevlana ile değil Hazreti Mevlana’dan öncesini tanımasını sağlayacak. Hatta onları tarihin derinlerine götürecek.
Bizim bir Sillemiz var. Ve önümüzdeki dönemde Ahmet Başkan’ın tarihi görevlerinden birisi de Sille konusunda Uğur Başkan’dan aldığı çıtayı daha da yukarılara taşımak olacak mutlaka.
Geçen gün Sille’nin içinden değil dışından geçen yolda arabadan indim ve şöyle tepelerden Sille’ye bir baktım. İnanın bir ara korktum.
Restore edilmiş, şirin ve güzel Sille yapılarından çok harabe halinde, yıkık ve bakımsız evler gözüme çarptı.
Buralar sahipleri tarafından süratle ama süratle bölgeye kazandırılmalı. Eğer evlerin sahiplerinin maddi durumları iyi değilse belediye ile mutlaka işbirliğine gidilmeli diye düşünüyorum.
Çünkü dünyanın pek çok noktasında gezdikçe başta Sille olmak üzere Konyamızın tarihi güzelliklerini nasıl değerlendiremediğimizi ve vücutlarını koruyamadığımızı, buralara efsaneleri yazamadığımızı görüyorum.
Ama Sille konusunda Ahmet Başkan’ın da düşünceleriyle ilgili birazcık da olsa bilgi sahibi olan bir yerel gazeteci olarak bu konuda çok ama çok ümit varım. İnşallah güzel şeyler olacak…
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
“Ne kadar zengin olursan ol yiyebileceğin kadar yersin. Testiyi denize daldırsan alabileceği kadar alır, gerisi kalır.”
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ramazan ayı yaklaşırken durduk yere etiket fiyatlarında yukarıya doğru oynamalar yapmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.