Eskiden "devletin kurum ve isletmeleri çok geri ve ilkel, özelleştirmek lazım" diye eleştirilirdi. İşler tersine dönmüş. Şimdi devlet kurum ve işletmeleri çok daha ileri, kaliteli ve güven veren bir yapıya kavuşmuş.
Bazı özel sektör isletmeleri ise oldukça gerilerde kalmış. Bunlardan biri "Ulaşım" sektörü. Verilen hizmetin kalitesi, hareket saatlerindeki zamanlama düzensizlikleri, bir kısım personelin eğitimsizlikleri gibi hususların alt düzeylerde olduğu dikkat çekiyor.
Ünlü diye bilinen, ama yolcuların 5 dakikalık namazına dahi tahammül edemeyen bazı otobüs firmaları, bozuk otobüsleri sefere koyup yolcuların işiyle, vaktiyle, sağlığıyla alay ediyor sanki..!
Allah aşkına biz hala 50 li yıllarda mıyız? İkide bir şoför ve muavin inip, bozulan otobüsü tamir ediyor ve yola devam ediyorlar. Devletimizin bu sektöre muhakkak bir nizam, eğitim ve kalite standardı yaptırımı getirmesi lazım.
Demiryollarındaki gelişmelerin, Yüksek Hızlı Trenlerin, hava yolu ulaşımının eriştiği yüksek standartları düşününce aradaki farkı daha iyi anlıyoruz.
İnsanin, İyi ve Güzeli gördükten sonra, Kötü ve Çirkine katlanması çok zor bir durum.
Özel araçlarıyla yolculuk edenler arada bir toplu ulaşım araçlarıyla seyahat edip durumu yakından izlemeliler diye düşünüyorum.
Yeni ve Büyük Türkiye'de yapılacak o kadar çok iş var ki, hiç durmadan çalışmak lazım.
Mesela geçmiş yıllardaki o eski model yavaş araçların düşük hızlarına göre yapılmış kıvrım kıvrım virajlarla dolu yolların düzgün hale getirilmesi şarttır.
Maşallah şimdi alım gücü yükseldiği için piyasadaki araçların artık hepsi yeni ve hızlı. Ama zamandan, ekonomiden kayıplara sebep olan o eski yollar ise dar, çoğu yerde hala tek şeritli ve yetersiz.
Hele tadilatı henüz tamamlanamayan Konya - Aksaray yolunda neredeyse her gün kaza haberleri duyuyoruz. Yazık bunca mal ve can kaybına. Hâkeza Konya - Beyşehir yolunun genişletme çalışmaları da nedense çok yavaş ilerliyor. Geçmiş yıllardan bu günlere kalmış düzeltilecek o kadar çok eksiklikler var ki.
* * *
Diğer çok önemli bir konuya gelince.
Bu yıl okul kayıtları döneminde yükseköğrenim yurdu açığı had safhada kendini hissettirdi. Yapılan araştırmalara göre şu anda Konya'da yükseköğrenim yurdu açığının en az 40.000 kişilik olduğu ortaya çıkmaktadır.
Üniversite yurtlarında, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize milletimizin değerlerine uygun barınma imkanları sunmamak bir vebaldir muhakkak.
Bu yönde her şeyi devletten beklememelidir. Duyarlı zenginlerimizin, vakıf ve derneklerimizin de yeni yurtlar yapması, bu önemli sektöre acilen destek vermesi gerekir. Kaldı ki bu sektör aynı zamanda ticari bir yatırım sektörüdür.
Gençlerin bazı yanlış hal ve hareketlerinden şikayet edenler, aynı zamanda bunların yetişmesinden de sorumlu olan büyükler değil midir?
Yüz binlerce gencin uygun okuma ve barınma imkanı olmayışından dolayı ahlâki değerlerden uzak yetişmesinin sorumluluğunu, bir koyunun kırılan bacağını Hz. Ömer'den soran Allah, kendilerine nimet verdiği zenginlik sahibi kimselerden de sormaz mı? Sorar.