Siyaset tarihimiz boyunca alışık olmadığımız bir dönemi daha atlattık. ANAP’laşacak, Doğru Yol’a dönecek denilen AK Parti tüm otorite görüşlerini yerle bir ederek Türkiye adına yepyeni bir dönemin önünü açtı.
Bu durum sosyolojik açıdan çok ciddi derecede irdelenmesi gereken bir vakadır resmen. Türk Milleti’nin geleceğine ambargo koymak isteyenlere verdiği yegâne cevaptır. Seçim öncesi çok kalem oynattık. 2-3 ay boyunca neredeyse her gün niçin 1 Kasım’ın bu kadar önemli olduğunu anlatmaya çalıştık. Çok şükür gerek şehir okumalarımızda gerekse siyasi analizlerimizde çoğu gibi ters köşe olmadık. 1 Kasım öncesi ne diyorsak yine aynı çizgideyiz.
Seçime 13 gün kala şu cümleler çıktı bu sütunlardan,“ Siyasi tecrübelerine güvendiğim insanlardan tahmin almaya devam ediyorum. Şuana kadar elime aldığım yüzdelik dilimlerde ne tek başına iktidar var ne de 7 Haziran’a oranla çok büyük bir değişiklik… Artı eksi 1’er puanda kaydırılıyor tahminler. Biz öyle düşünmüyoruz da tahminlerimizi son haftaya saklayalım. Ülke ve gelecek adına yeniden huzur ve istikrarın galip geleceği bir seçim hayalimiz var.”
Yine seçim öncesi, Tek başına mı, koalisyon mu? Sorusunu sorduğumuzda da aşağıdaki cümleler düşmüştü dilimizden:
Bugün neredeyse tüm anketler AK Parti’yi 39-43 bandında gösteriyor. Son hafta içerisinde yapılan tüm şirketlere ait anketleri detaylıca inceledik.
Sürpriz bekliyor muyuz? Evet. Bir partinin baraj altında kalması veya iki küçük partinin 10-12 bandında seyretmeleri sürpriz olmayacak. Bu durum iki büyük partiye yarayacak. Peki, vekil yeter sayısını almak bu durumda mümkün olacak mı? Anketlerdeki verilere göre rahatlıkla mümkün olacak. Çoğu yazar, “yeni dönemde de koalisyon kaçınılmaz. Bu yüzden liderler birbirlerini kıracak sözlerden kaçınıyorlar.” Diyor Hatta Cumhurbaşkanımızın “kuzu kuzu gelecekler” cümlesini de koalisyon ihtimali kesinleşti şeklinde okuyanlar var.
Öyle ya tek başına iktidar olsa Cumhurbaşkanı neden “kuzu kuzu (saray’a) gelecekler” desin? Çok gerilen ülkeyi yumuşatma senaryosu diyorlar buna. AK Parti – CHP Koalisyonunda yeni dengelerin oluşacağını ve ülkenin rahatlayacağını söylüyorlar.
Bugün hiçbir şey 7 Haziran öncesine benzemiyor oysa. Köşelerinden siyaseti dizayn etmeye çalışanların atladıkları nokta bu…”
Bir kez daha şükrediyoruz ki yanılmadık. Milletin dirayeti her şeyi yerle bir etti. Bu sonuçlar, yani %50 gibi astronomik bir oy oranı kesinlikle AK Parti kurmaylarınca çok iyi analiz edilmeli. Nasıl gün geldi bu Konyalı ‘Başbakan’ının kıymetini bilmeli’ minvalinde sözler ettiysek bugün de diyoruz ki kesinlikle hem ülke genelindeki oy oranının hem de Konya’daki %74’ün değeri çok iyi bilinmeli.
Bu 4 yıl gelir geçer.
Halk artık hızla siyasetten uzaklaştırılmalı. Terörle mücadele kendi seyrinde en iyi şekilde devam etmeli. Halkın 1. gündemi halini almamalı.
Hiç kimse kendisini kandırmasın. Halk bu oyu verdi ama kimsenin “gara gaşı gara gözü” için vermedi.
İnsanlar için öncelik her zaman huzur, güven ve ekonomidir. 1 Kasım’la birlikte huzur ortamı yakalandı. Psikolojik olarak insanlarda acayip bir rahatlama var. Sanki herkese Mısır’daki dedesinden miras kaldı!
Güvenlik derseniz bu hafta polis denetimleri bile çoğaldı. Hükümet mesajı doğru aldı. Güvenlik olmadan hiçbir şey olmaz. Devlet olmaz. Bu yüzden terörle mücadelede Kürt vatandaşların da istediği gibi sonuna kadar gidilmesi en doğru karar.
Ekonomiye gelince. İnsanlar yaşadığımız yüzyılda en iyi para harcayarak rahatlıyorlar. Bunun için de elbette paraya ihtiyaç var. 1 Kasım öncesine göre neredeyse hiçbirimize bir miras kalmadı. Lakin havamız böyle…
Şimdi ne olacağın cevabı da zikrettiğimiz 3 temel argümanda saklı: Huzur, güven ve ekonomi…