Cuma günü uzunca bir süre ara verdiğim yazılara yeniden başladıktan sonra sanal alemden gelen tepkiler hiç şaşırtmadı aslında.
Kendi vaziyetlerinin idrakine varamayan zevat saldırıya geçti.
Kimliğini açıklamaktan aciz, falanca yerden arakladığı resimleri profiline koyan, şahsiyet zaafına düçar olmuş sanal karakterler klavye mücahidi olmuş boşluğa kılıç sallıyorlar.
Dün şunu demiştin bunu demiştin.
Falanca toplantıda söylediklerin elimizde.
Filanca mitingde konuştukların kayıtlarda.
Yazdığın yazılar arşivimizde falan filan.
Korkacağımızı, çekineceğimizi, köşemize çekilip fırsat bekleyeceğimizi sanıyorlar.
Ama bu bekleyiş nafile.
Evet. Biz on yıldan fazla zamandır göz önündeyiz. Bu süreç içerisinde zihnimizde hiç boşluk yaşamadık.
Konuştuk.
Söyledik.
Yazdık.
Yine aynısını yapacağız.
Şimdi bu aşamada tavrımızı merak edenlere bir kez ve son defa açıkça ifade edeyim ki:
Konuştuklarımın arkasındayım.
Söylediklerimin peşindeyim.
Ve yazdığım kalemi kırmadım.
Doğru olduğuna inandıklarımı anlattım, söyledim ve yazdım.
Bu günde aynı şeyi yapmaktan çekinmeyeceğim.
Ayıplayanların ayıplamasına itibar etmeyeceğim.
Her ne kadar kim olduklarını saklasalar da; ama, fakat, lakin diye itirazlarını iletip dünü hatırlatanların iki kısım olduğunu biliyorum.
Birinci kısım dün ölümüne AK Parti’yi savunup bugün ölümüne yok etmeye çalışanlardan oluşmakta.
Bunlara verecek cevabımız oldukça basit.
Dün siz AK Parti’de iken sizin yanınızda olmak istemedik. Çünkü size inanmadık.
Ama şimdi AK Parti’deyiz. Çünkü siz yoksunuz.
Kısaca; dün sizin AK Parti’de olma sebepleriniz bizim olmama sebeplerimiz iken bu gün hangi sebeple AK Parti’ye düşman iseniz biz aynı sebeple AK Parti’deyiz.
Sanırım yeterince açık olmuştur.
İkinci kısım ise dün aynı çatıda beraber olduğumuz bazı dostlarımızdır.
Onlara da şunu açıkça ifade etmekten çekinmeyeceğim.
Bugün yaşadıklarımız bir parti mücadelesi, bir makam mevki savaşı değildir.
Bugün yaşadıklarımız bir istiklal mücadelesidir. Dün ve bugün hangi idealin peşindeyseniz işte biz de onun peşindeyiz.
Sayın Başbakan uzunca bir süredir;
-tam bağımsız Türkiye.
-yeni Türkiye.
-yeniden büyük Türkiye diyorsa.
-dünya 5’ten büyüktür.
-yeni bir dünya düzeni kurulmalıdır diyorsa -ki diyor.-
Öyleyse bu cümleleri en iyi çözümleyecek ve anlayacak olan sizlersiniz.
Öyleyse 45 yıllık öğretimizi bir kez daha gözden geçirip şu sorunun cevabını iyice bir düşünün.
Ey insanlar. Bu gidiş nereye?
Ve öylece sarılın sarılacaklarınıza.
Ve saldıracaklarınıza.
Biz tercihimizi yaptık.
Siz saldırdıkça biz sarılacağız başbakanımıza.
Haydi şimdi herkes yoluna.