Size iki rakam sunuyorum

Sadık Büyüksakarya

Bir zar ve zarın iki yüzü.

Muamma ve belirginlik içeren sonsuz mânâ demeti.

Bir oradan ve bir buradan diyerek ne demek istediğimizi tecricen anlatalım.

Buyurunuz:

‘Hayat, bir tercihler arenasıdır aslında. Her an çeşitli tercihlerle karşı karşıyayız. Durmadan kararlar verir, nasıl hareket edeceğimizi belirleriz. Acaba bedeni ve zihni faaliyetleri ile bir bütün olarak yaşamımızın ağırlık merkezi, tercih yaparken nereye yöneliyor ve bunun sonuçları nelerdir?

Daha iyi anlaşılması bakımından konuyu iki rakama indirgeyip anlatmak mümkündür. Bu rakamlardan biri “Bir”, diğeri “iki” olsun. Zira kimimiz birin, kimimiz ise ikinin ve onların temsil ettiklerinin peşine düşeriz hayatımız boyunca. Düşüncelerimiz, tutumlarımız ve davranışlarımızla hayatımızın ağırlık merkezi ve genel tercihlerimiz ya Bir’e ya da ikiye yönelir. Bakın bu tercihler sonuçta neler getiriyor bize?

Bilerek ya da bilmeyerek Bir’e yönelmişse kişi; zihninde, zikrinde ve uygulamasında ikilik olmaz. Zira Bir; birliği, beraberliği, aykırılıktan arınmış bir yolu, kavganın anlamsızlığını, istişarelerin sonunda ulaşılan doğruluğu, nihai gidilecek yeri işaret eder. İki; ayrılığı, uzaklığı, sebepsiz yol kırılmalarını, her kırılmanın da alt kırılmalarını ve kayıp olan yolları işaret eder.

Bir; bütünün varlığında yok olmayı göze almak, bütünde buluşmak için hiçe talip olmaktır biraz da. İki ise; bütünü kayıp etmiş parçaların içinde yol aramayı tercih etmektir.

Bir; sayısız notanın uygun bileşimi ile tek melodiye ulaşması, tüm sazların, kulağı ve zihni coşturan bir anlam yükleyerek ortak bir armonide buluşmasıdır. Oysaki iki; yolunu şaşırmış notaların bir armonide buluşmak yerine kendi başlarına var olma telaşı ile oluşturdukları ses anarşisini ifade eder.

Bir; bütün tartışmaların bittiği, müzakerelerin sulha bağlandığı, ortak bir uzlaşının benimsendiği, Güzel’e giden yolun habercisidir. İki; bir türlü sonuca bağlanamayan, aykırılık üreten gereksiz tartışmaları ifade eder. Öyle tartışmalar ki tüm katılımcılar haklıdır, herkes alacaklıdır. Ateşli tartışmaların sonu Bir’de buluşmaz, sonuçlar pek çoktur. Faydalı gibi görünse de Bir’e ulaşmayan ikiler, ortak çözümü ve uzlaşmayı getirmez. Bir; kendini terk edebilmek, emanet olabilmek, bütünde sıfırlanmaktır. Oysa ki iki; ayrı olmak, aykırı olmak, ille de var olmak, ötekine karşı olmak, inadına farklı olmayı tercih etmektir.

Bir; dağın başındaki suyun denizlere akması ve damlaların, deryanın birliğine kavuşma arzusudur. İki ise; derya ile buluşma derdi olmayan, kendi başına deniz olma telaşındaki damlaların hazin halidir.

Bir; hiçlik kapılarının aralandığı bütünle buluşmanın; iki ise; varlık kapılarının zorlandığı yok oluşun habercisidir.

Bir; görünürde az, zayıf, cılız ama görünmez de çok, farklı, kuşatıcı bir bütüne ve çoğa, iki; görünürde çok, fazla, kuvvetli ama görünmez de zayıf, cılız ve aza talip olmaktır.

Yani ki Bir; az görünen çoktur, iki; çok görünen azdır.

Ve nihayet Bir’e akmayan iki, aslında yoktur.’

Söylenilesi çok olan anlam deryasının içinden bir bir seçip meraklısına, ilgilisine nazenin mânâlar sunmak benim için çok kıymetli.

Öyle ya, incitmeden, kırıp dökmeden sunabilmek bir maharettir.

Hele ki mevzuu bahis sevenler ve sevilenler arasındaki sükutun çığlısı ise.

Evet, bir başka oluyor bu ehemmiyet.

O halde vira tefekkür diyelim.

Selâmetle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.