Siyahtı…
Koyu bir siyah…
Koyudan da öte
Kopkoyu karaydı
Soma karasıydı…
Ölümün kucağında,
Kimine geceden gündüz,
Kimine gündüzden geceydi…
Kömür kokuyordu…
Eller,
Yüzler,
Günler,
Bahtlar,
Topraklar,
Kömürler karaydı…
İnsanlık kopkoyu kara ve çirkindi.
Senden öncekilerde olduğu gibi
Sen de unutulursun!
Kömür karası MADENCİ KARDEŞ…
Buralar böyle!
Bekledim yazmak için;
Tersi olur diye…
Aldandım…
Bak bir haftayı geçtik bile
Sen daha çabuk unutuldun.
İnsan hayatı bizde ucuz,
Öleceksin ki
Yer açılacak…
Sen artık yoksun!
Oğlun, yeğenin, amcan, dayın, arkadaşın…
Yarın yine girecek ölüm çukurlarına
Çare yok!
Ekmek parası, kömür karası…
Utanmayın!
Alnınızdaki leke;
Kömür lekesi,
Onur lekesi,
Şeref lekesi…
Ekmek zor,
Aş zor,
İş zor,
Hayat zor be arkadaş!
Kimi suçlayalım?
Neyi suçlayalım?
Kime ne diyelim?
Yırtınmak, bağırmak, haykırmak geliyor
Susuyoruz…
Ölüm kol geziyor buralarda
Sadece ağlıyoruz,
Bu milat diyoruz
Devam…
Tekrar başa sarıyoruz
Sonra yine ölüm
Dedik ya;
Ne zor bir imtihandır bizimkisi
Sonumuz hayrolsun,
Mekanları cennet olsun,
Geride kalanlara da
Sabır… Sabır… Sabır…