Tüm Türkiyemizin yüreğini dağlatan derin acılar içindeyiz. Yüzlerce vatandaşımızı kara kömür ocaklarında nefessiz bıraktık ve ağlıyoruz. Nedendir bizim bunca insanımızı ölüme mahkum etmemiz, nedendir bunca ölümler, nedendir bu ölümlere yıllardır çareler aranmaz, nedendir bunca hatırlatmalara rağmen güvenlik önlemleri alınmaz.
Sanki madende ölmek kaderleriymiş gibi hep yoksullar ölür, yoksulların çocukları yetim kalır kanter içinde nasırlı elleriyle çıkardıkları kömürler kimilerini zengin eder, kimilerine oy devşirir, kimilerinin yoksulluk kokan odalarındaki sobalarına yakacak olur.
Dünyada kömür ocağı kazalarında rekoru kırdık. Yerin yüzlerce metre altında önlem alınmamış, dip kömür kuyularında önce gaz soludular tatlı bir uykuya dalarcasına daha sonra kömür yaptık onları. Kimi doğacak bebeğine beşik alacaktı çıktığında, kimi yeni aldığı arabasının taksitini ödeyecekti bu ay alacağı maaşıyla ama olmadı...
Soma’nın kara topraklarının altındaki yangın Soma’nın köylerindeki, kasaba ve mahallelerinde yüzlerce insanımızın, çocuğumuzun, kadınımızın, annenin, babanın yüreğini yaktı gitti. Bu insanların ölümünden kimler sorumludur, neden bu ölümlere sebep olanlardan hesap sorulmaz, yıllardır yas biter, ölenler defnedilir unutulur gider aynı yoksulluk devam eder yine yoksulluktan iner kapkara dip kuyulara insanlar.
Bu ülkede hesap sorma geleneği neden gelişmez, neden sorumlular istifa etmeyi beceremezler, neden bu madenlerde olan ölümlere engel olmak için araştırma önergesine ret görevi yapmayı siyaset yapmak zannederler? Neden beyler, neden ölümler sonunda ders almazsınız?..