Mart öncesi sıkı tedbirler uygulanırken ortalama vaka sayımız 6-7 bin seyrindeydi. Kısa süre içinde 50-60 bin rakamlarına ulaştık. Kimilerine göre hiçbir işe yaramayan tedbirleri gevşetmenin neticesini acı bir şekilde test ettik. 60-70 kişinin vefat ettiği günlerden 250’nin üzerinde vatandaşımızı kaybettiğimiz günlere geldik.
İnsanlar geldiğimiz noktada ikilem içerisinde. Bu klasik bir griptir diyen de var, asrın vebası olarak gören de. ‘Tamamen açılalım ne olacaksa olsun, acımızdan öleceğiz’ yorumlarını da duyuyoruz. ‘Neden 15-20 gün tam kapanma uygulanmıyor?’ sorularını sürekli gündemde tutanları da görüyoruz.
Şimdi önümüzde ramazan fırsatı var. Herhangi bir değişiklik olmazsa bugün Bilim Kurulu toplantısı yapılacak. Ardından tavsiye kararları alınacak. Yarın yani ramazanın ilk günü ise Bakanlar Kurulu toplanacak ve vaka sayılarımızın 50 binleri gördüğü günlerden beri gündemde olan kısıtlamaları açıklayacak.
Hiç kimse ayranım ekşi demiyor. Sürece bakacak olursak sanki bizim dışımızda herkes koronayı yayıyor da bir tek biz bir şey yapmıyoruz. Halbuki sorumluluk dediğimiz şey evvela kendimizden başlamalı.
Ramazan hepimiz için çok önemli bir fırsat. Yaza çok daha güçlü girebilmek için bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Zaten iş hacmi bu ayda ciddi şekilde düşüyor. Sokaklardaki insan sayısı azalıyor.
Yarın büyük ihtimalle kuaförlerden spor salonlarına okullara kadar geçen yıl daha düşük vaka sayılarında uygulanan bazı sıkı tedbirler geri gelecek. Üretim ve tedarik zincirini sekteye uğratmama temelinde insanları sokaklarda tutmayacak her türlü tedbir gelecek. Bu 1 ay aşılanma için de fırsat. Dünya aşı savaşlarının yaşandığı bugünlerde vatandaşına 2 çeşit aşı sunan devletimizle ne kadar övünsek azdır.
Tabii bu güven bizi bazen rehavete sürüklüyor. Kaynaklarımız ve imkanlarımız sınırsız gibi geliyor. Yapılan bütün açıklamalar eğer bu hızda devam ederse birkaç hafta içinde hastanelerin de ciddi şekilde zorlanacağı şeklinde.
Belki son bir gayret… Son bir bedel. Lakin hepimiz ramazan boyunca sıkı bir şekilde kısıtlamalara uyarsak bayrama güzel gireceğiz inşallah.
GELDİ GÖNLÜMÜZÜN SULTANI
Günler haftalar nasıl geçiyor birçoğumuz hiç anlamıyor. Pazartesi işe başlıyoruz bir bakmışız cuma vaktindeyiz. Kış geldi kar yok derken ilkbaharın ikinci ayının ortasında kara kışı birlikte yaşıyoruz.
Geçen yıl ilk vakalarımızın görülmesinin ardından tecrübe ettiğimiz oruç ayımıza yeniden kavuştuk. Temizlenmek ve arınmak için tam bir fırsat.
Belki biraz düşünsek salgın sürecinden bile manevi anlamda çıkaracağımız çok fazla ders olabilir.
Şu dünya durağında nereye doğru sürüklendiğimizi düşünme vaktinde değil miyiz? Etrafımızdaki her olay gibi bugün yaşadıklarımız da farklı ibret vesileleri değil de nedir?
Ramazan berekettir. Gönlümüzün sultanıdır.
Bugünlere özel yine birbirinden değerli Ramazan – Özel sayfalarımızı hazırladık. Salı’dan itibaren zevkle okuyacağınızı düşündüğümüz yayınlarımız sizlerle olacak.
Kurtuluşumuza vesile olan bir ay olması dileğiyle…