Yeşilin turuncuya, turuncunun da maviye nazlandığı renk cümbüşünün adresi Yedigöller’dir. İmkanı olan herkesin mutlaka gidip görmesi gereken adeta saklı bir cennet köşesidir. Sonbaharda doğa ile iç içe bir yer arıyorsanız buraya bayılacaksınız. Her mevsim ayrı bir tadı olsa da bu bölge eminim ki sizleri de benim gibi güz mevsiminde büyüleyecektir. Lakin ülkemizin bu gizli cennetine ulaşmak için biraz emek harcamanız gerekiyor.
Batı Karadeniz Bölgesi’nde Bolu’nun kuzeyinde, Zonguldak’ın güneyinde, Düzce’nin doğusunda yer alan milli parka Bolu’nun Mengen ilçesinden ulaşım mümkündür. Bolu’ya 42 km. uzaklıktadır ve virajlı yolları tırmanarak önce bulutları ayaklarınızın altına alırsınız sonra da renk cümbüşüne selam verirsiniz. Bu yöre, Orman Kanunu’nun 25. maddesine dayanarak 29 Nisan 1965 yılında Milli Park olarak ayrılmıştır.
Karışık orman bitkilerinin topluca aynı yörede bulunmasından dolayı milli park olmuştur. Bununla beraber parka adını veren Seringöl, Büyükgöl, Deringöl, Nazlıgöl, Kurugöl, İncegöl, Sazlıgöl; yani yan yana kuzeyden güneye bu yedi adet küçük gölün varlığı buranın en dikkat çeken unsurlarıdır. İrili ufaklı göller, orman denizini andıran zengin bitki örtüsü, göllerde yaşayan alabalıklar ve bu değerlerin yarattığı rekreasyonel kullanım potansiyeli ana kaynak değerleri oluştururlar. Bölgedeki göller; yer hareketleri sonucu kayan kitlelerin vadilerin önlerini kapaması sonucu suların art arda birikmesi ile oluşmuş heyelan gölleridir.
Bunlardan bazıları dip kaçakları ile birbirine de bağlantılı olduğu bilinir. Milli parkta hakim bitki örtüsü kayın ağaçlarıdır. Ayrıca meşe, gürgen, kızılağaç, karaçam, sarıçam, göknar, karaağaç, ıhlamur ve porsuk gibi değişik tür ağaçlar da görülmektedir. Etkili koruma ile milli parkın içerisinde ve yakın çevresinde ki sahalarda sayıları artan geyik, karaca, ayı, domuz, kurt, tilki ve sincap gibi yaban hayvanı türleri bulunmaktadır.
Ülkemizde ilk kültür alabalığı üretme istasyonu, 1969 yılında bu milli parkta kurulmuş olup örnek teşkil etmiştir. Rekreasyon açıdan olta balıkçılığına kaynak olmuştur. Ayrıca kampçılık, günübirlik piknik, doğa yürüyüşü gibi uğraşların yanında fotoğrafçılık için de ziyaretçilerine zengin peyzaj güzellikleri sunar. Üst üste dizilmiş göller, Kapankaya manzara seyir terasından farklı renk doku tek tür çeşitliliği içerisindeki eşsiz peyzaj güzellikleri, irili ufaklı şelaleler, Karaçam Anıt Ağacı, çok sayıda doğal su kaynakları, geyik üretme sahası, Köyyeri tepesindeki halen kalıntıları görülen tarihi dinlenme yeri, özellikle sonbahardaki flora çeşitliliğinin sergilediği farklı renklerdeki peyzaj görüntüleri görülmeye değer yerlerdir. Kapankaya manzara seyir terasından gölleri izlemek mümkün olduğu gibi yol kenarındaki levhaların bulunduğu yerden patika takip edildiğinde Karacak Anıt Ağacı da görülebilir. Geyik üretim alanı da ziyaret edilebilecek yerlerdendir. Batı Karadeniz iklim kuşağındaki havzada İlkbahar serin, yazlar sıcak, Sonbahar da kısmen ılık ve kışlar soğuktur. Orman Bakanlığı'na ait misafirhane ve bungalov tarzı evlerde konaklama imkanı olduğu gibi ziyaretçiler çadır ve karavanlarda da konaklayabilirler.
Lakin bölge kalabalık olmasına rağmen ihtiyaçlarınızı gidermekte zorlanabileceğiniz için ihtiyaçlarınız dahilinde tedarikli olmanızı tavsiye ederim. Sessiz ve sakin tabiatı, güzel manzaraları, farklı arazi yapısı, göletleri, yürüyüş yolları, yaprakları, turuncudan yeşile geçen doğasıyla mükemmel bir mesire alanı olan Yedigöller’de; dinlenin, sakinleyin, ferahlayın, sonbaharın tadını çıkarın ve bol bol fotoğraf çekin.