Hızla gelişen, geliştiği kadar kendini yenileyen bir o kadar da gelenekselliğini yaşayan toplumumuzda, birlikte yaşayabilme, üretebilme adına çok sağlıklı sonuçlar ortaya koymanın mümkün olmadığı apaçık ortadadır.
Yaşanan bu hızlı süreç “ben” duygusu hakim bir toplum ortaya çıkardı. Yeni oluşan, bu biçim kendinden başka kimseyi tanımayan, sadece kendi için yaşayan, hayatı sadece şahsi egolarını tatmin etmek için organize eden, bunun dışındakileri figüran olarak ortaya koyan ve uygulayan zihniyet olarak ortaya koydu.
Oysa tarih sayfalarından günümüze yansıyan anlayış toplumun bütün ögeleri “ben” duygusunun hakim olmadığı “biz” duygusunun bütün vuruculuğuyla topluma hakim olmasıdır.
Örnek mi Ahi teşkilatlanması
Örnek mi Kuvay-ı Milliye ruhu
Örnek mi imece ruhu
Şuan görünen manzara ortada…
Bu ruhların hangisi toplumda yaşanıyor ve yaşatılıyor?
Yaşanılan hayat nasıl, kim kimi nasıl düşünüyor ve ne yapıyor?
Elbette bu soruların cevabını ararken mevcut yaşam zorluklarının da dikkate alınması gerekir.
İşte sorunda burada zaten. Korkunç bir işsizlik oranı, kent varoşlarında yaşanılan trajediler, kent merkezlerinde oluşturulan bataklıklar, cinayetler, soygunlar, fuhuş ve uyuşturucular…
Yaşanılan ve yaşatılan gerçek bu, biz gerçeğin neresindeyiz. Sıcak evlerimizin dışında, sıcak olmayan ve görmek istemediğimiz bu soğuk görüntüler hangimizi ilgilendiriyor ve ne kadar umursuyoruz.
Topluma sirayet eden bu vurdumduymazlık, bananecilik, adamsendelecilik ve görmemezlik ne?
Olumsuzluk adına ortaya konan bütün bu çelişkiler karşısında yaşanılan bir renk var. O da kopkoyu bir siyah.
Peki ne olacak?
Toplum sorumluluk alacak, nasıl mı?
Zor bir soru.
Gerekenler söylenecek,
Aldatmadan, kıvırmadan, dürüstçe…
Sonra ne olacak?
Varoş edebiyatı yapılmadan, varoşlara inilecek oy uğruna değil yeniden yapılandırma adına, sosyal projeler ortaya konarak insanlar, sistemle ve düzenle barıştırılacak, kısaca güven duygusu geliştirilecek.
Kim yapacak?
Biz yapacağız, biz kimiz?
Biz devletiz, hükümetiz, belediyeyiz
Hülasa milletin ta kendisi;
Türkiye Cumhuriyetiyiz.
Millet ne yapacak? İşte ilk fırsatta 30 Mart mahalli idare seçimleri.
Toplum bilinci oluşturulacak,
Aldanılmayacak,
Düşünülecek,
Ülke adına,
Kent adına,
Çocuklarımız adına,
Eller vicdanlara konacak,
Kader çizilecek,
Oylar kullanılacak…
Bu sorumluluk sizi germesin. Rahat olmalısınız, kimse sizinle oynayamaz.
Yarınlar adına daha önce kaçırdığımız fırsatları bir kenara koyarak, her yeni fırsat taze bir başlangıçtır. Taze başlangıçlar yeni bir umuttur diyerek görev bilinci içinde yeni düzgün bir yaşama “merhaba” demek, siyahı yok etmek, yeni renkleri toplum yaşamına sunmak adına sorumluluklarınızın farkına varın ve bir şeyler yapın.