Günümüz dünya düzeninde kurumsal sosyal sorumluluk artık yükselen bir değer ve tüketicilerin şirketlerden önemli beklentisi olarak yerini almış durumda. Marka imajı ve bilinirliği, güvenirliği, çalışanların aidiyetlik duygusu yönünden de sosyal sorumluluk projelerine katkı sağlayan başka bir deyişle kazancından kazandığı yöre ve insanına kaynak ayıran firmalar kazançlı çıkıyor.
Konya’mın bir yardımseverlik ve hayırseverlik kenti olduğunu düşünürüm. Çocukluğumdan beri gerek rahmetli babam gerekse ticaretle uğraşan tanıdıklarımızdan anılarım da yardımseverlik ve hayırseverlik örnekleriyle dolu. Ancak günümüz Konya’sında şirketlerimizin sosyal sorumluluk projelerini yaygın olarak benimsediklerini söylemek çok doğru olmaz. Örneğin Konya’nın en yeni hastanesi Medicana Konyaspor sponsorluğunda ama yıllardır kentime hizmet veren sağlık kuruluşlarından böyle bir destek yok bildiğim kadarıyla. ICK yapı Gençlerbirliği sponsoru olma sorumluluğunu taşıyor ancak inşaat sektöründe altın çağını yaşayan nice firmamız sosyal sorumluluk projelerinde pek de yer almıyor. İlhan Cavcav kurulması planlanan Polatlı Üniversitesi’ne “yıllardır Polatlı ile ticaret yaparım, başlangıç benden“ sözleriyle destek veriyor ancak benzeri örnekleri kentimde çok da yaygın görmüyoruz. Kazandığını Konya değerleri ve Konya’ya harcayan firmalarımıza teşekkür ederken sosyal sorumluluk projelerine katılımın yaygınlaşmasının ancak kent yöneticileri ve yaşayanlarının motive etmesiyle gerçekleşebileceğine olan inancımı dile getirmek istiyorum.
Konya insanı olarak mülayimiz, toplumsal reaksiyonlarımız çok da organize değil. Huzur kenti olmamızda yapımızın da rolü vardır kuşkusuz ancak günümüzde organize toplum olabilmek çok önemli. Bursaspor tarihinin en büyük başarısını sağlayan rahmetli başkanını mahkemeye verdi. Rizespor küme düştüğü sezon gazeteler yönetim kurulu üyelerinin tüm resimleriyle ve burada sözünü etmek istemediğim başlıklarla çıktı. Galatasaray Adnan Polat yönetimini ibra etmedi. Benzer davranışları yapmamalıyız, ahde vefamız olmalı ancak küme düştüğümüz ve transfer yasaklısı olduğumuz sezon sonu yönetim neredeyse yarım saatte ve “borç hemen hemen aynı, 26 küsur, kayyumdan kurtarmak için yönetimi alıyoruz” sözleriyle ibra edildiyse, UEFA borçları nedeniyle transfer yasaklısı olunurken alacağını alan veya hibe eden yönetici listesini bile öğrenmemişsek, dahası Konyaspor’a otogardan gelen çok kısıtlı maddi desteği mahkeme kararıyla iptal ettirdiği konuşulan şirketin adını bile bilmiyorsak bunda insan yapımızın ve hoşgörümüzün etken olduğunu düşünürüm.
Şirketlerimiz Konya marka ve değerlerimize destek olmalıdır. Bizler de tüketici olarak destek olan ve kazancını kentimizle paylaşan firmalarımıza ürünlerini seçerek destek olmalıyız. Raflarında yerel ürünlerimize destek vermeyen marketlerimizi tercih etmemeliyiz mesela. Ben kendi adıma Ankara’da marketleri bulunan yerel markamı tercih eder ve tanıdıklara önerirken Konya Gevreğini Konya’dan getirip satan Erzincan Mandıra, Tivmaş gibi yabancı olarak nitelediğim marketlerin aksine Ostim’de ürettiren ve yerel ürünlerimize ağırlık vermeyen markayı artık Konya’mın markası olarak kabul edemiyorum. Markalarımız elbette Konya sorunlarına ve Konyaspor’a önem vermeli, destek olmalıdır. Bunun öncelikli yolu bizlerin kazancını Konya ile sosyal sorumluluk ve sponsorluk olarak paylaşan firmalara destek vermemiz, ürünlerini tercih etmemizle mümkündür. Testiye destek verenle testiyi görmezden geleni bir tutarsak elbette desteğinin karşılığını görmeyen firma desteği kendine yük görecektir.