“FETÖ/PDY” ile mücadelede yapılan hataların artması üzerine tarafımıza çok sayıda şikâyetlerin gelmeye başlaması, yâni kurunun yanında yaşın da yanması/yakılmasını izah etmekte zorlanıyoruz.
Kaldı ki, “Batıya ve batılı değerlere” hizmetin ön planda tutulduğunu FETO’nun kendisi tarafından açıklanan bu siyasi örgütün Türkiye’ye, Türk-İslâm değerlerine ne derece zararı olduğu da ortada. Sittin sene uğraşsanız ahlâkî açıdan, değerler manzumesi açısından izleri son derece zor silinecek şeylerin ortaya çıkması, devleti idare edenler açısından da zor olsa gerek. Devleti idare edenlerin böyle bir yapıya uzun yıllar ses çıkarmaması, siyasi parti liderlerinin desteklemeleri de ayrı bir garabet olarak ortaya çıkması da oldukça düşündürücü. Amacı siyasi ve politik olan bir “hizmet hareketi” veyahut “cemaat” yapılanmasının dini değerleri referans göstererek taraftar toplaması ve onları da bu değerler karşısında küçük düşürmesi de insanı ister istemez oldukça düşündürüyor.
Bu ve buna benzer yapılarla mücadelenin zorluğu da bir gerçek.
***
“FETÖ/PDY” soruşturmasında açığa alındıktan sora NEÜ Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi’ndeki öğretim üyeliği görevine KHK ile son verilen Prof. Dr. Ali Murat Sümbül, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörlük Makamına, 22/07/2016 tarihli yazısı ile hakkında açılan soruşturmalara esas olarak bir SAVUNMA yapmış.
Hocaya 23 soru yöneltiliyor. Diğer hocalara da aynı veyahut değişik soruların yöneltildiği düşünülebilir.
Meselâ ilk soru şöyle:
“Uzunca süre halk arasınsa ‘Cemaat’, ‘Hizmet’ olarak bilinen örgüte hiç sempati duydunuz mu?”
Prof. Dr. Sümbül, bu soruya “Öğrencilik ve öğretim üyeliği dönemlerim de dâhil olmak üzere, hayatımın hiçbir döneminde FETÖ örgütüyle işbirliğim olmadığı gibi bu yapıya yönelik hiçbir sempatizanlık duymadım.” cevabını verdikten sonra ismini verdiği bir akademisyeni şahit olarak gösteriyor.
Hocaya yöneltilen bir başka soru da şöyle:
“Bu yapılanmanın (toplantı, sohbet, kermes v.s. türünden) faaliyetlerine hiç katıldınız mı? Katıldıysanız hangi faaliyetlerine, hangi sıklıkta ve kimlerle beraber?”
Sorunun muhatabı hoca, verdiği cevabında katılmadığını beyan ediyor. Ve Türkçe Olimpiyatlarına ısrarla telefonda davet edilmesine rağmen gelemeyeceğine dair konuşmaların telefon kayıtlarında olduğu ifade ederek şahit olarak şoförün dinlenmesi talebinde bulunuyor.
***
Sorular.. sorular.. sorular…
“Bu yapılanmaya şimdiye kadar doğrudan ya da dolaylı biçimde hiç maddi destek topladınız mı? (Burs, gazete aboneliği, sponsorluk doğrudan ve/veya dolaylı ayni ve nakdi yardım gibi)”.
“Bu yapılanmanın faaliyet(ler)inden herhangi birini organize ettiniz mi?”
“Akademik ve idari mevzularda, seçimlerde bu örgüt üyeleriyle sürekli ve düzenli biçimde ortak hareketiniz, dayanışmanız oldu mu? (Aynı yönde oy kullanma, muhatap olduğunuz insanları yönlendirme ve yöneltme, ortak akademik çalışmalar yürütme, proje sunma gibi)”.
“Siz bu yapılanmanın dershane ve/veya okullarına devam ettiniz mi?”
“Bu örgüt ve faaliyetlerine ilişkin eylem ve söylemlerinizden dolayı pişmanlık duyduğunuz oldu mu? Varsa nelerdir?”
Üzerinde durulması gereken başka sorular da şöyle sorulmuş:
“15 Temmuz 2016 günü başlayan ve halen etkilerini hissettiğimiz millet iradesini aşağılayıcı, devlet otoritesini yok edici hareketin arkasında PDY/FETÖ yapılanmasının bulunduğuna inanıyor musunuz? Bu neticenin ortaya çıkmasında rolünüzün bulunduğuna inanıyor musunuz?”
“Bu yapılanmayı zararlı buluyor musunuz? Buluyorsanız mücadele adına ne yapabileceğinizi, nasıl katkı sağlayabileceğinizi düşünüyorsunuz?”
AZİZİM DİYOR Kİ…
Ali Sümbül hoca, Sabah Dersanesiyle müştereken yapılan bir projeden dolayı suçlanıyor, açığa alınıyor ve görevine son veriliyor.
Söz savunmanın olduğu için verdiği cevaplar hakkında fazla yorum yapmak istemiyorum. Yetkili mercilerin cevaplandırılması gereken soru şu:
“Bu projenin tarafları arasında bulunan Selçuklu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden muhatap kişiler hakkında da soruşturma başlatılmış ve açığa alınanlar var mı?”