Spor toplumda birleştirici bir gücü olsa da zaman zaman birçok spor müsabakasında şiddet olayları ön plana çıkabiliyor. Bugün futbol başta olmak üzere, basketbol, hentbol, voleybol gibi spor branşlarında şiddet olaylarının yaşandığına şahitlik etmekteyiz. Yaşanan bu vahim hadiseler, saha ve tribün olayları nedeniyle dünya spor kamuoyuna kötü örnekte oluyor. Bu noktada Av. Pervin Tünen, sporda şiddetin önlenmesi adına Pusula Gazetesi Spor Muhabiri Samet Aktaş’a önemli açıklamalarda bulundu. Tünen, sporda şiddetin önlenmesi için eğitimin büyük önem taşıdığına işaret etti. Sporun fair-play ruhuyla sevilmesi ve anlatılması gerektiğine dikkat çeken Av. Pervin Tünen, aksi takdirde bazı yaptırımlar meydana gelebileceğine dikkat çekti. Tünen, spor müsabakaları öncesi ve sonrası ortamı gerebilecek hal ve hareketlerden kaçınılması gerektiğine vurgu yaptı.
SPOR HUKUKU BARIŞIN OLMASINI AMAÇLIYOR
Spor hukukun tüm aktörleri birleştirdiğini söyleyen Av. Pervin Tünen, “Spor hukuku, spor dünyasından faaliyetleri adil, düzenli ve yasal çerçevede yürütülmesini sağlayan bir hukuk dalıdır. Spor hukuku aslında; sporcular, kulüpler, federasyonlar, taraftarlar gibi sporun tüm aktörlerini birleştiriyor. Bunun içinde sporcu sözleşmeleri, doping cezaları, transfer kuralları, kulüplerin finansal denetimi ve taraftarların davranışları gibi, birçok konu yer alıyor. 6222 sayılı kanunda sporda şiddetin önlenmesi adına kanunumuz var. Bu kanun sporda şiddeti önlemeyi, sporda barışın olmasını amaçlıyor” dedi.
TARTIŞMALAR MEVCUT
Spor müsabakalarında şiddetin önlenebilmesi adına çalışmaların yetersiz olduğuna vurgu yapan Tünen, “Spor müsabakalarında şiddeti önlemek için bu kanun getirilmiş ama, bu konu uygulanıyor mu diye baktığımızda, çok sayıda tartışma mevcut. Özellikle teknolojik altyapının yetersiz olduğunu düşünüyorum. Cezaların etkin bir şekilde verilip, verilmediğine bakmamız lazım. Yani cezalar var ama, bu kişiler tespit ediliyor mu? Ceza uygulanabiliyor mu? Bu noktada sıkıntılar yaşanıyor. Bunların geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sporda şiddetin önlenmesi adına kamu kurum ve kuruşların çalışmaları büyük önem taşıyor. Bizim gerçekten önleyici tedbirler almamız gerekiyor. Olay gerçekleştikten sonra, müdahale ediliyor ama, ama asıl buradaki amaç olay gerçekleşmeden önce müdahale edebilmek. Mesela müsabakalar için gizli polisler yerleştirilebilir. O zaman taraftalar arasında bıçak, kesici, delici aletler görüldüğü zaman, etkin bir şekilde müdahale edilebilir. Kamu kurum ve kuruşlarımızın bu konuları bir arada değerlendirmesi gerek. Yaralama, hakaret, holiganlık derecesinde varacak ifadeler yer alabiliyor. Elbette bunlara karşı yaptırımlar mevcut. İşte tamda burada caydırıcılık anlamında cezaların artırılmalıdır” diye konuştu.
TOPLUM BİLİNÇLENDİRİMELİDİR
Toplumun daha çok bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Tünen, “Sporda şiddeti önlemek adına aslında yapılacak en önemli unsurlardan birisi toplumun bilinçlendirilmesidir. Bu konuda eğitimlerin verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sporda barışın, sevginin hakim olduğunu anlatan seminerlerin verilmesi kanaatindeyim. Spor sevdası zaten çocukluktan başlıyor. O yüzden çocukluktan itibaren okullarda eğitim verilmelidir. Sporun şiddet değil, topluma barışçıl yönde, sevgiyi, saygıyı barındıran, centilmenliğin olduğunu göstermemiz gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
SPORDA ORTAMI GERMEYELİM
Sporda tüm kesimlerin ortamı gerebilecek açıklamalardan uzak durması gerektiğini dile getiren Tünen, “Müsabakalar öncesi ortamı gerebilecek açıklamalar oluyor. Burada açıklamanın amacına bakıyoruz. Bu neden yapılmış? Sporda şiddete neden olabilecek açıklamalar yapıldığı zaman idari para cezası ön görülmüş. Türk sporunun huzuru için, hem de kendilerinin idari yaptırımlarla karşı karşıya kalmamaları bu olayların yaşanmaması için ortamı gerebilecek açıklamalardan uzak kalması gerekiyor. Spor kanunu zaten Türk Ceza Kanunu ile bağlantılı bir durum. Türk Ceza Kanunu’nda madde 125’te hakaret suçu, madde 216’da da halkı kin ve düşmanlığa alenen sevk suçu gündeme geliyor. Bu kapsamda yargı konusu olabilir. O yüzden kulüp yöneticilerimizde açıklamalarında daha dikkatli olmalıdır” ifadelerini kullandı.
HAPİS CEZASI OLABİLİR
Aksi halde soruşturma başlatılabileceğine değinen Tünen, “Bu tarz durumlarda yine 6222 sayılı kanunun 17. maddesi düzenlenmiştir. Spor alanlarında kasten yaralama, mala zarar verme, suçları işlendiğinde şikâyet aranmaksızın, soruşturma başlatılır. Bu ne demek? Savcılığın direk, yetkisi var demek. Yine aynı kanunun 17 A maddesinde diyor ki, kimliklerini gizlemek maksadıyla yüzlerine bez geçiren, kişiler için cezalar artırabilir deniliyor. Onun dışında aynı kanunun 20. maddesinde hakemler görevleri ile bağlantılı olarak, bir zarar görürlerse, yine ceza artırılabiliyor. Çünkü onlarda memur sayılıyor. Kasten yaralama suçu zaten Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş bir suç. Türk Ceza Kanunu’nda kişi şikayet ederse, o zaman soruşturma olabiliyor. Lakin şimdi bu olaylar spor alanlarında gerçekleştiği için bu tarz suçlar için şikâyet aranmıyor. Spor müsabakalarında hakaret, küfür argo gibi kelimelerin yine14. maddede belirtildiği gibi idari para cezası var. Yine burada şikâyet şartı aranmıyor. Hapis cezası verilebilmesi için bu hakaretlerde din, dil, ırk, etkin köken, cinsiyet aranmaksızın 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ön görülebiliyor. İnsanları kışkırtacak şeylerin yapılması durumda, ceza yarı oranında artırılabiliyor” dedi.
GÜVENLİK TEDBİRLERİ ARTIRILMALDIR
Av. Pervin Tünen, günümüzde teknolojinin artık çok geliştiğini ve bunu en iyi şekilde uygulanması gerektiğini belirtti. Tünen, “Kasten yaralamada, tehditte, gibi ne gibi cezalar verilebilir? Diyecek olursanız, biz buna aslında güvenlik tedbiri diyoruz. Bu kişi için bir cezadır. Neden? Kişi taraftarı olduğu takımın maçlarına gitmesini engellemek amacıyla, diyoruz ki, maç saatlerinde karakola imza atması için böyle bir güvenlik tedbirimiz var. Bu seyirden yasaklama diye geçiyor. Müsabakalarda kesici, delici gibi aletlerin güvenlik noktalarından geçirilebilmesi aslında bir güvenlik açığı olduğunun göstergesidir. Buda güvenliği tehlikeye atıyor. Kamera sistemleri aslında çok gelişti. Bunu müsabaka yapılacak stadyum veya salonlara daha çok yaymamız gerek. Kişinin bir suç işlediği zaman, kendisinin o kameradan tespit edileceğini bilmesi lazım. Teknolojinin imkanlarından en iyi şekilde faydalanmalıyız” ifadelerini kullandı.
CENTİLMENLİĞE VURGU YAPTI
Tünen sözlerinin devamında ise şu ifadelere yer verdi, “Burada aslında insanların bilinçlenmesi önemli. Okullardan itibaren anlatılmalıdır. Çocuklara sporda centilmenliğin küçüklükten itibaren verilmesi lazım. Yargılamamız biraz yavaş. Eğer biraz hızlanırsa bu noktada, eylemi gerçekleştiren kişinin, nasıl cezalandırıldığı gündem olursa, o zaman fayda görür ve insanlar çekinebilir: Bu seyir yasakları çok önemli. Burada teknoloji kullanarak, yüz tanıma sistemleri konulabilir. Sporda, dostluk, kardeşlik aslında fair play ön planda tutulmalıdır. Sporun aslında insanları birleştiren, ortak değerleri ortaya çıkaran, bir alan olduğunu düşünüyorum. Hem sporcuların hem taraftarların bu anlayışla hareket etmelerini temenni ediyorum. Sporda şiddetin tamamen son bulduğu, gençlerin sağlıklı bir şekilde, spor yapabildiği, adil bir spor dünyası temenni ediyorum.