“Size asla intikam peşinden koşun demiyorum ama yapılanları asla unutmayın...”
Aliya İzzetbegoviç
Bundan 22 sene önce 11 Temmuz 1995’te, Bosna Hersek’in Srebrenitsa şehrinde, yâni Avrupa’nın tam göbeğinde bütün Dünya’nın gözleri önünde 8 bin 372 Boşnak vahşice katledilmişti.
Kadın, çocuk, yaşlı demeden 25 bin Boşnak ve şehir, sığındıkları Bir(leşmiş) Milletler’in ve görevli Hollandalı BM askerlerinin gözetimi altında Sırplara teslim edilmişti. Boşnak mültecilerin yarısı sırplar tarafından şehit edilip, soykırıma tabi tutulmuşlardı. Henüz 3 bin kişinin bedenine ulaşılamadı.
Katliamlara şahitlik eden fabrikada düzenlenen töreni ekranlardan biraz izledim. Yüreğim daha fazla dayanamadı o Srebrenitsa ağıtlarına…
O yıllardaki vahşet tekrar gözlerimin önünde canlandı. Engel olamadığım gözlerimden yanaklarıma süzülen göz yaşları, Fatihalarla birlikte bir nebze olsun ruhumu teskin etti!
***
Srebrenitsa'yı unutmak ne mümkün...
Unutturmayacağız!
Avrupa'nın ortasındaki bu katliama göz yuman Batı'yı ise asla unutmayacağız.
Srebrenitsa'da katledilen her Boşnak için “bir Türk daha öldü” diyen sırpları ve Bir(leşmiş) Milletler domuzlar dikdatoryasını sakın ha UN(UTMA)!
Katliamlar günümüz dünya coğrafyasında Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de, Libya'da, Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Miyammar'da ve Afrika’da devam ediyor.
Emperyalist Batı, akıttığın bu kan gölünde elbette bir gün boğulacak!..
***
Bosna’da büyük bir dram yaşandı.
Sırplar, savaş adı altında Müslümanlara sistematik bir kıyım uyguladı.
300 binden fazla insan öldürüldü.
50.000 kadına tecavüz edildi (ki bunun gayesi tamamen Müslüman soyunu kırmaktı).
Boşnaklar bu acıları sırf Müslüman oldukları ve Türk kabul edildikleri için çektiler.
Büyük Sırbistan hayalini kuranların katliamlarına seyirci kalan Dünya, bugün farklı ülke ve coğrafyalardaki Müslüman katliamlarına da seyirci kalmaktadır.
Günümüzde sırplı kâtillerle ILİD, PKK, PYD, YPG arasında hiçbir fark bulunmamaktadır.
***
Bosna’nın dünü ile bugünü arasında büyük fark var. Günümüzde hiçbir şeyin eskisi gibi olması da mümkün görünmüyor. Müslüman Boşnaklar yaşadıkları soykırım ve naruz kaldıkları Sırp faşizminden sonra hiçbir şeyi unutmadılar ve unutmaları da mümkün değil. Zira savaşın izleri hâlâ çok taze. Boşnak kardeşlerimiz yaralarını sarmaya çalışırken, şehirler yaralarını ve savaşın derin izlerini hâlâ üzerlerinde taşımaktalar. Bosna’da bugün hiçbir mesele tam olarak çözülmüş değil ve her şey sessiz bir gerginlikle devam ediyor. Sırplar halâ Müslümanlara diş bilemeye devam ediyorlar. Bölge heran patlamaya hazır bir bomba gibi.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Doğu Türkistan’da, Moro’da, Miyammar’da, Afganistan’da, Irak’ta, Filistin’de, Suriye’de olduğu gibi Bosna Hersek’teki Boşnak kardeşlerimiz de; beklenen ve özlenen Türk’e ve Türkiye’ye doğru gözünü dikmiş vaziyette.
“Beklenen ve özlenen Türk ne zaman gelecek?” diye Müslüman bütün kardeşlerimizin gözleri yollarda…
“Mavi Kelebekler artık ölmesin” diye bütün gözler Türkiye’ye çevrilmiş durumda.