Sezonun ilk yarısını beklentilerin altında noktalayan Konyaspor, ikinci yarı hem korkulu rüya görmemek adına hem de şu an itibariyle Türk futbolundaki tek olumlu oluşuma yani taraftarına yakışır bir performans çizmek amacıyla ikinci yarı hazırlıklarını Antalya’da yapmış olduğu kampla gerçekleştirdi. Son oynanan Ç.Rizespor maçından bu yana kamuoyundaki genel gündem doğal olarak transferler ile ilgili. Ancak sezon başında bu konuda yetersiz kalan yönetim kurulumuz ne yazık ki ara transfer döneminde de gerekli hassasiyeti gösteremeyerek taraftarların içindeki sıkıntı seviyesini bir tık daha yukarıya taşımış oldu.
Ligin tamamına yakın bir bölümünde savunma hattında sıkıntı yaşayan ekibimiz, hal böyleyken hala santrafor transferine yoğunlaşmış durumda. Özellikle bek noktalarındaki ciddi eksiklerimiz hemen hemen har hafta gözler önüne seriliyorken bu hatta yapılması gereken takviyenin cümle içinde bile kullanılmaması işin bir başka boyutu. Bununla birlikte ilk yarının son bölümüne doğru takım savunmamızda yaşanan önemli düşüş de orta sahada oynayan oyuncularımızın rakip oyunculara haddinden fazla kibar davranmalarından kaynaklanıyor. Şahsi fikrim ise orta alanda daha çok rakibi sert oyunuyla yıldıracak, enerjisiyle savunmaya yardım edebilecek özetle kavga edecek bir oyuncu gerektiği yönünde. Ligin ikinci yarısının hem çok daha zor hem de çok daha sert geçeceğini de düşündüğümüzde kadromuzdaki mevcut oyuncular ile bu eksikliğin kapatılamayacağı aşikar. Tabii ki Rangelov’un gözden çıkarılmasıyla bir santrafor transferi de gerekebilir ancak bu nokta da yine oldukça anti profesyonel hareketler sergilediğimizi de söylememiz gerekiyor. Alternatifler arasından bir oyuncu ile anlaşıldığı ancak Rangelov’un takım bulamaması ve yabancı sınırlamasından dolayı yeni transferle mukavele yapılamaması hep o bahsettiğimiz vizyon ve profesyonellik eksikliğinden kaynaklanıyor. Eğer o noktaya bir oyuncu düşünülüyorsa Rangelov’un takımının lig bitmeden büyük ölçüde kararlaştırılmış olması gerekiyordu. Lig biter bitmez de hamleler çat çat yapılıp kamp döneminde yeni oyuncunun kampa katılması gerekiyordu. Ama yine hamle zamanlamamızın yavaşlığı nedeniyle bu noktada da sıkıntı çekiyoruz. Eğer bunu yapamıyorsan da Rangelov ile karşılıklı anlaşıp (burada devreye tabii ki maddi şartlar giriyor) sözleşmesini feshederek yine kamp dönemi öncesinde bu işin adını koymamız gerekiyordu. Temel mantığımız hem karnım doysun hem pastam dursun olunca da bu olumsuz durumlarla yüz yüze kalıyoruz. Bunun dışında yıllardır gelenek haline gelen son dakika transferlerine de bir parantez açmamız gerekiyor. Bursaspor ve Eskişehirspor karşılaşmalarında alınacak sonuçlara göre ani bir veya birkaç transfer de yapacağız muhtemelen. Bunun nedeni ise alınacak oyuncuların son günlerde fiyatının düşmesi ihtimali tabii ki de. Hani kurban bayramlarında kurbanlık almak için arefe gününü bekleriz ya bazen bu da onun gibi bir şey aslında. Öyle demeyin bu işten nerden bakarsanız bakın 600-700 bin TL civarında kar etmeniz bile olası. Ne gerek var sistemli bir şekilde transferleri yapıp kamp döneminde de takımla kaynaştırarak lige başlamaya!!! Hem böyle yaparsanız belki de kazanamayacağınız bir maçı kazanabilirsiniz, bu sayede de ortalama 1.2 milyon TL civarında bir prim de alabilirsiniz TFF’den!!!
Neyse sözü fazla dallandırıp budaklandırmaya gerek yok. Geçen transfer döneminde kaleci Ertuğrul koşuşturmacasında da söylediğim gibi “Fazla şiitmemek lazım; hazar olacaktır, nöörelim.”