“SU” İLE GELEN GURUR

Namık Ceyhan

Geçtiğimiz cumartesi günü Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Dünya’da bir ilki gerçekleştirdi. Asrın projesi sayılabilecek bir olayı hayata geçirdi. Anamur’daki Dragon çayının suyunu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine deniz altında döşediği borularla ulaştırdı.

 Öncelikle böyle bir projenin hayata geçmesinde başından sonuna kadar emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyoruz. Ülkemizin tam ihtiyacı olduğu zamanda suyla gelen bu gururla dünya tarihine damga vurduk.

Burada başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a teşekkür etmemiz gerekiyor. Önce hayal etmesi, proje için emir vermesi, 2011 den itibaren ısrarla takibi ve nihayet ilk suyun adaya aktarılması ile birlikte Dünya’ya verdiği barış mesajları için.

 Kim ne derse desin böyle bir zamanda bir gün önce uzaya gönderilen Türksat 4B uydusu, bir gün sonra coğrafyaları birleştiren deniz altından su taşıma projesi gibi böyle bir sevindirici hadiselere şahit olmaya ülke olarak çok ihtiyacımız vardı. Bu gururu bize yaşatan herkesten Allah (c.c) razı olsun.

Biz biliyoruz ki eski çağlarda yaygın bir kanı olan dört eleman kuralına göre “bütün cisimler su, toprak, hava ve ateşten” oluşmaktadır. Modern bilimin ışığında ise “Susuz Hayat Olmaz” inancı kabul görmektedir. Evet su hayattır ve geçtiği her yere hayat verir.

Bu nedenledir ki çevremizde görülen ve görülmeyen şekilde bütün canlılarda bulunan gizemli bir doğal kaynak olan suyun değerini ancak kaybedince anlıyor. Nitekim Kuzey Kıbrıslı yurttaşlarımız bunun sıkıntısını çok çektiler ve bu akıtılan yeni su kaynağının değerini umarım bileceklerdir.

Anamur’da Alaköprü barajından başlayıp, Güzelyurt’taki Geçitköy barajında tamamlanan ve 80 km denizin 250m altından olmak üzere toplam 107 km’lik can suyu hattından yılda aktarılacak 75 milyon metreküp su ile ada tekrar Yeşil Ada olacaktır, inşallah.

Dünyadaki su kaynakları; küresel ısınma kaynaklı yetersiz yağışlar, aşırı buharlaşma, mevcut su kaynaklarının tüketimi ve kirletilmesi nedeni ile hızla azalıyor. Bugün dünyada Kurak mevsimlerde 80 ülkede toplam 2 milyar insan, günde 2-3 litre suyu bile bulamıyor.

21. yüzyılın en önemli mücadelelerinden birisinin de dünya nüfusunun artan su ihtiyacını yeterli ve güvenli şekilde karşılamak olduğu gerçeğidir. Nitekim bugün orta doğudaki paylaşım savaşı sadece enerji kaynaklarını değil su kaynaklarını da yönetebilmek olduğunu da unutmamak gerekir. 

DSİ Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1.519 m3 civarındadır. Bu haliyle ülkemiz su azlığı yaşayan bir ülke konumundadır. Buna rağmen yavru vatandaki soydaşlarımızla suyumuzu paylaşmak ülkemizin büyüklüğünün bir göstergesidir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2030 yılı için nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörmüştür. Bu durumda 2030 yılı için kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1.120 m3/yıl civarında olacağı söylenebilir. Mevcut büyüme hızı, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerin etkisi ile su kaynakları üzerine olabilecek baskıları tahmin etmek mümkündür. Bu sebeple Türkiye’nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekmektedir.

Su, her ne kadar yenilenebilir bir doğal kaynak olsa da diğer doğal kaynaklar gibi sonsuza kadar tükenmeyecek değildir. Su, Cenab-ı Hakkın bize verdiği bir nimet ve emanet ettiği çok önemli bir doğal kaynaktır. Bu kaynağı doğru ve yerinde kullanmak ve bizden sonraki nesillerin hakkını gözetip sürdürülebilir olmasını sağlamak bütün inananların görevidir.

 

Bunun için burada suya doğru bakmak, suyu doğru görmek ve suyun işlevini doğru yorumlamak gerekir. Başta ülkeyi yönetenler olmak üzere Suyu alınır satılır bir mal, bir ticaret aracı olarak değil kutsal bir nimet, tabii bir kaynak olarak görmeli ve ona gereken değeri vermeliyiz.

 

Netice itibarıyla suyu kontrol edip, istediğimiz şekilde kullanmanın yollarını nasıl bulduysak, su ile akılcı ve dengeli bir beraberliği yürütebilmenin yolunu, yani sürdürülebilir su yönetiminin yolunu da aynı şekilde bulmamız gerekmektedir. İnanıyorum ki suyla gelen gururu yaşatanlar bunun yolunu da bulacaktır. Su gibi aziz olun, kalın sağlıcakla.

 

ÇEVRECİ SÖZÜ: Suyu kullanırken dikkatli olalım, sonra hasret kalmayalım.

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.