‘Şaşkınız, öfkeliyiz, söylenmez biz hangi suçtan ölmeliyiz…’ Ömer Karaoğlu’ndan dinlediğimiz çok güzel bir ezginin sözleri geldi aklıma. Ortaokul yıllarımızda yüreğimiz sızlayarak dinlerdik bu ezgileri. Sözleri yüz yıllık hikayemiz ve yaşadıklarımız gösteriyor ki halâ taze… Yazımın başlığı da yine bu ezginin sözleri ve bu sözler tüm yazacaklarımın ve olup bitenin özeti; ‘Suçumuz adımızda saklıdır’.
İslamafobia çığırtkanlığı yapan batının İslam’ın ilerleyişini korku yayarak durdurma çabası maalesef dinimizin sürekli terörle anılır hale gelmesine sebep olmakta. İslam’dan ve Müslümanlardan başka herşeye hizmet eden türlü türlü saldırı bir şekilde tüm Müslümanlara mâl edilmekte. İkinci dünya savaşının hemen ardından Ortadoğu’da sahnelenmeye başlanan terör oyunu bin yıldır haçlı seferleriyle elde edemedikleri coğrafyayı batının oyuncağı haline getirdi. Petrolün cazibesi öyle gözlerini boyamış durumdaki bu coğrafyada ölen insanları bırakın kendi vatandaşlarının ölümleri bile umurlarında değil, hatta kendi vatandaşlarının ölümleri işlerine bile yarıyor.
Varlığını Hitler’e yani onun Yahudilere uyguladığı soykırıma borçlu olan İsrail devletinin şimdide Avrupa’da Yahudileri hedef alan saldırılar sonrası dünyanın her yerindeki Yahudileri İsrail’e çağırıyor olması normal. Normal olmayan şu; daha yeni kurulurken kimsenin itibar edipte malını mülkünü bırakıp gitmek istemediği İsrail Hitler gibi birinin zulmü sayesinde doldu… Ve şuan nüfus problemi yaşayan İsrail yine güya Yahudilere uygulanan şiddetten medet umuyor… Tüm dünya oturduk bu oyunu tekrar izliyoruz. Daha aylar önce sahilde oynayan çocukları katleden İsrail şimdi teröre karşı yürüyüşte en ön safta yeralıyor. Hanzala’nın çizeri Naci el Ali katledildiğinde çıtı çıkmayan insanlık Charlie Hebdo dergisi için seferber oluyor. Bilmem kaç dilde (ki bunların arasında Türkçede var) yayınlanacak dergi. Kapağında yine Peygamber efendimiz var. Bu karikatürleri dergi ülkeye ulaşmadan köşelerinde paylaşan Cumhuriyet gazetesi yazarlarına ne demeli… Olan biteni Fransa’da Cumhurbaşkanı’nın bile İslam’la ilişkilendirmemeye çalışan konuşmasına rağmen İslam’a hakaret için bahane olarak kullanan Ülkemin bir kısım medyasına ne demeli… On yılda on milyon insan öldü batının terörden arındırmaya çalıştığı coğrafyalarda. İsrail’in keyfi uygulamaları ve katliamları onyıllardır devam ediyor. Fransa’da meydanlara inen dünya liderleri Mavi Marmara’da İsrail tarafından şehit edilen kardeşlerimiz için zamanında aynı performansı gösterselerdi samimiyetlerine inanırdık belki. Bizim duruşumuz belli İslam’a uygun olmayan hiçbir eylemin içinde de yanında da arkasında da olmadık olmayız. Yapılmak istenen yüzyıllardır süregelen karalama oyunudur terörle İslam’ı yan yana anan, düşleyen, kabullenende ya bu oyunun bir oyuncusudur ya da gerçekten kördür. Bu oyun bitmeyecek, yüce yaradan vaâdini elbet gerçekleştirecek ve İslam tüm dünyada muzaffer olana kadar suçlamalar, iftiralar, karalamalar devam edecek. İşte tamda bunun için Müslümanlar tek ses olmalı, birlik olmalı, dirlik olmalı… Bu konuyu yine Ömer Karaoğlu’nun ezgisinden bir cümleyle bitirelim ‘Ölüme değil, ölümden değil gardaş… Biz dili bağlı gitmeye yanarız.’
…
Sosyal medyadan bir arkadaşımın geçtiğimiz günlerde paylaştığı bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir karı kocanın konuşmasına tanık olmuş arkadaşımız konuşma şöyle;
Adam: xxxx namaz kılıyormuş biliyor musun?
Kadın: Başka işi yok muymuş?
Hepimizin eksikleri ve yanlışları var Rabbim affetsin ama çevremizdeki onca kepazelik hepimize normal gelebiliyorken muhtemelen sorsan elhamdülillah Müslümanım diye cevap verecek olan insanlarımıza ibadet nasıl böyle anormal görünüyor? Cahiller… Cahiliz… Sen affet Allah’ım…
Hayırlı Cumalar…