SULTAN II. ABDÜLHAMİD’İN HAYATINDAN KESİTLER-III

Ahmet Kuş

Sultan II. Abdülhamid döneminde, özellikle 93 Harbi’nden sonra sansür vardı ve giderek de sıklaştı. Bu uygulama keyfî olmayıp, devletin dış baskılar sebebiyle bunaldığı ve parçalanma tehlikesi geçirdiği olağanüstü süreci atlatmaya yönelikti. Üstelik sansür o dönemde sadece Osmanlı Devleti tarafından alınan bir tedbir olmayıp, dünyadaki Rusya, Fransa ve İngiltere gibi büyük devletler tarafından da uygulanıyordu. Sansürü bahane eden devrin aydınları Abdülhamid’e “Kızıl Sultan” diyerek muhalefette bulunuyorlardı. Aslında bu da Osmanlı’yı parçalamak isteyen ülkelerin tezgâhladığı oyunlardan birisiydi. Elbette hürriyetlerin geniş ve sınırsız olmasını herkes arzular fakat o dönemde olduğu gibi şartlar gereği çoğu zaman bu mümkün değildir. Şahıslar aşırı hürriyet talebinde bulunsalar da devletler için öncelikli olan güvenliktir. Devlet için güvenlik söz konusu olduğu zaman şahsî hürriyetlerin bahsi bile açılmaz. Örneğin, Sultan II. Abdülhamid’in oldukça uzun saltanat yıllarında idamına onay verdiği suçlu sayısı sadece on birdir. Onlar da anne ya da baba katili gibi siyasî olmayan, ağır insanlık suçlarından dolayı idam edilmişlerdir. Siyasî mahkûmlara verilen sürgün ise eski dönemlere nispetle daha hafif bir cezadır. Fakat Sultan Abdülhamid’in bu iyi niyetlerine karşın İttihat ve Terakkicilerin iftira kampanyaları ve onu iktidardan düşürebilmek için çevirdikleri entrikalar anlatmakla bitmez. Sultanın aleyhinde o kadar çok aslı astarı olmayan şey söylenir ki çoğu zaman bu söylenenlere, söyleyenler bile inanmazlar.

Sultan Abdülhamid Dönemi’nin önemli sıkıntılarından birisi de o sıralarda yeni yeni filizlenmeye başlayan Yahudi konusudur. İsviçre’nin Bazel şehrinde ilk Siyonist kongresini toplayan Teodor Hertzel, Yahudilerin Filistin’de yeniden toplanmaları gerektiğini öne sürerek zengin Yahudilerden destek aramaya başlar. Teodor Hertzel, Yahudilerin Filistin’e yerleşip orada ikamet etmeleri karşılığında Osmanlı Devleti’nin dış borçlarını ödeme teklifiyle iki kez İstanbul’a gelir fakat her iki ziyarette de bu teklif Sultan Abdülhamid tarafından reddedilir. Bunun üzerine Yahudiler, Abdülhamid’le ilgili büyük bir karalama kampanyasına başlarlar. Tehlikeyi gören sultan, Filistin’de toprak satmayı yasaklar. Filistin’le ilgili bu emellerine ulaşamayacaklarını anlayan Yahudiler önce İstanbul’da, daha sonra ise Selanik’te boy göstermeye başlarlar. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni kurdurarak, vatanın bir kısım bedbaht evlatlarını kesif bir propaganda sisinde boğarlar.    

Gelin görün ki gayrimüslim tebaaya karşı da müşfik bir tavır içerisinde olan sultanın halli gayrimüslimler eliyle olur. Sultanın yönetimden el çektirilmesi, dramatik olduğu kadar son derece ibretli derslerle de doludur. 31 Mart Vakası sonrasında iktidarlarını tehlikede gören İttihat ve Terakkiciler, Rumeli’den “Hareket Ordusu” denilen çoğu Rum, Ermeni ve Yahudi çapulcudan oluşan 15 bin kişilik bir kuvveti İstanbul’a sevk ederler. Sultan Abdülhamid bu çapulcu topluluğa karşı aşırı merhameti sebebiyle hareketsiz kalır. Hâlbuki sarayının etrafında iyi eğitim görmüş otuz bin asker vardır. Lakin sultan taht için kan dökmeye razı olmaz. Neticede Hareket Ordusu tarafından destek gören İttihat ve Terakki hükümetince hal olunarak tahttan indirilir. Hal edilmesinin hemen ardından, kasıtlı olarak bir Yahudi muhiti olan Selanik’e gönderilip, orada zengin bir Yahudi ailesi olan Alâtini Biraderlerin köşküne hapsedilir. Bu dönemde sıradan bir adama bile reva görülmeyecek zulüm ve baskılara maruz kalır. 

Üç haftadan beri devam eden Sultan II. Abdülhamid’in hayatından bazı kesitleri anlattığımız yazı dizimiz bu satırlarla sona erdi. Diziyi Mustafa Armağan’ın “Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı” adlı kitabından faydalanarak hazırladık. Türk-İslam tarihinde silinmez bir iz bırakan bir lideri bu vesileyle yâd ettik, onun hayatının ancak belirli bir bölümünü aktarabildik. Yazımıza son verirken Sultan Abdülhamid’e Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekânı cennet olsun.        

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.