Suriye'nin 61 yıllık Baas rejiminin çöküşü ve geçici hükümetin kurulmasının ardından, başta ABD ve Avrupa Birliği (AB) olmak üzere uygulanan yaptırımların kaldırılması, ülkenin ekonomik yeniden toparlanması için kritik bir adım olarak gündemde.
BAAS REJİMİ VE YAPTIRIMLARIN ETKİLERİ
Suriye'deki iç savaş, sivillere yönelik şiddet, insan hakları ihlalleri ve terör örgütlerinin desteklenmesi gibi nedenlerle Baas rejimine karşı uluslararası düzeyde çeşitli yaptırımlar uygulanmıştı. Ancak Esed rejiminin düşmesinin ardından, bu yaptırımların ülkedeki ekonomik ve siyasi toparlanmayı engellediği belirtiliyor.
ABD, 1979 yılında Suriye'yi "teröre destek veren devletler" listesine alarak yaptırımlara başlamış ve 2011'deki iç savaşla bu tedbirler çok daha genişlemişti. 2019'da yürürlüğe giren "Sezar Yasası" ile Suriye'ye yönelik yaptırımlar daha da sertleşmişti.
AB'NİN SURİYE YAPTIRIMLARI VE GELECEĞİ
Avrupa Birliği (AB) de Baas rejimine karşı bir dizi yaptırım uygulamıştı. Bu yaptırımlar arasında silah ambargosu, petrol ihracat yasağı ve Esed rejiminin baskı için kullanabileceği ekipmanlara yönelik kısıtlamalar bulunuyordu. AB'nin Suriye'ye yönelik yaptırımlarının kaldırılması için, Şam yönetiminden İran ve Rusya'nın ülkedeki nüfuzunu sonlandırması bekleniyor.
SURİYE HALKI ÜZERİNDEKİ DERİN ETKİLER
Suriye'ye uygulanan yaptırımlar, rejimi zayıflatmayı amaçlasa da, halk üzerinde derin etkiler yaratmaya devam ediyor. Ülkede enflasyon hızla artarken, temel ihtiyaçlara erişim zorlaşmış, işsizlik oranı yükselmiştir. Yaptırımlar, Suriye halkının yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor.
YAPTIRIMLARIN KALDIRILMASI EKONOMİK KALKINMAYI HIZLANDIRABİLİR
Yaptırımların kaldırılması, Suriye'nin ekonomik toparlanmasını hızlandıracak ve kalkınmasını destekleyecek. Ayrıca, insani yardımların daha kolay ulaşmasını sağlayarak sivil halkın yaşam standartlarını iyileştirecek ve geri dönüşlerin hızlanmasına yardımcı olacaktır. AB ve ABD, Suriye'nin yeniden inşası için adım adım bir yaklaşım benimseyeceklerini ifade etti.