Şu bizim ucuz klavye Donkişotlarını Cenab-ı Allah’ım ıslah etsin inşallah.
Lafa geldiği zaman maşallah hak, adalet, insanlık ve İslamiyet üzerine en iyi ulema kendileri oluveriyorlar.
Kimseyi dinlemiyorlar, kimseyi beğenmiyorlar.
Tek doğru var o da kendi dedikleri.
İş dönüp dolaşıp Suriye politikasına geldiği zaman sadece ve sadece Sayın Cumhurbaşkanımıza takla atmak adına birilerinin gözlerine perde iniveriyor sanki.
...............
Hani laf arasında hep “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” deriz.
Bu sözün hadis olduğuna, Peygamber Efendimize (sav) ait olduğuna dair kesin bir bilgi yokmuş.
Söz Kuşeyrî, Risalesinde (s.62) “Yeri geldiğinde konuşmak, en güzel bir haslet olduğu gibi, zamanında susmasını bilmek de erdemli insanların özelliğidir.” dedikten sonra, Ebu Ali ed-Dekkak’da “Hakkı söylemeyen / haksızlık karşısında suskun kalan şeytandır.” diyor.
İbn Kayyim de el-Cevabu’l-vafî adlı eserinde (s.136) “Batıl / yanlış şeyleri söyleyerek insanlara nasihat eden, konuşan şeytandır. Hakkı söylemekten sakınan ise dilsiz şeytandır” demiş.
.....................
Ama biz genelde hep “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” der geçeriz.
Biz Allah’a şükürler olsun yazdığımız her kelimenin altına ismimizi, adresimizi ve kimliğimizi koyup yazıyoruz. Bu satırların hem hukuk önünde hem de ahirette hesabını vereceğimizin bilincindeyiz.
Bu sütunlarda yazdıklarımız sadece yazabildiklerimizdir.
Bu mübarek şehirde neler yaşandığını en acı şekilde güvenlik ve emniyet birimlerinin başındaki insanlar biliyor.
Pek çok Konya politikacısının bile haberi olmuyor.
Bir aydır sır gibi sakladığımız şehrin göbeğinde bir camimizde yaşanan iğrençlikleri fotoğraflarıyla görüntüleriyle saklıyoruz.
Haberini yapsaydık Türkiye sallanır mıydı? Sallanırdı.
Ama şehrimize ülkemize ve güzel dinimize en büyük zararı verirdik.
Sizler tosunlar gibi yatarken biz bu görüntüleri güvenlik güçlerimize teslim ediyorduk.
....................
Gelelim tekrar bugüne.
Çok daha acı ve utanç verici durumları şehri yöneten seçilmiş ve atanmış en yetkili isimlere, resmi görevlilere fotoğrafları ile adresleri ile veriyoruz.
Hani aklı sıra sosyal medyada bize sallayarak büyük iş yaptığını sanan sat-ı alileri yataklarında mışıl mışıl uyurlarken, biz şehrimize Suriyelilerin geldiği günlerde 15 yaşındaki Suriyeli kızları pazarlayan, satan şerefsizleri dönemin Sayın valisine fotoğrafları ile veriyorduk. Ve bunu sır gibi saklayıp kimseyle paylaşmıyorduk.
Ama bu insanların hepsi mi sütten çıkmış ak kaşık?
Neymiş efendim Suriyeli hırsız yakalandığı zaman Suriyeli demeyecekmişiz?
Suriyeli adam dövüp bıçakladığı zaman Suriyeli demeyecekmişiz.
Peki savaşta yaralanıp Türkiye’ye sığınan Afganlılar için niye bu kadar hassas değildiniz?
Irak’ta savaşta çarpışan, yaralı vaziyette şehrimize gelen bugün ya böbreği yok ya ayağı olmadığı halde ekmek parası için çalışan insan suç işlediği zaman Iraklı yazabilirmişiz.
Amaaaa savaşmadan şehrimize gelen, bu milletin bağrına bastığı Suriyeliler içinden çıkan ya da çıkabilecek birkaç mikrobu, mikrop da olsa yazamazsınız.
Niye?
Çünkü Suriyeli...
Yesinler sizin adaletinizi, hak, hukuk, vicdan, izan, akıl, feraset, insanlık ve İslamiyet anlayışınızı.
Cenab-ı Allah’ım bizi ve sizleri ıslah etsin inşallah.
Başka da bir şey demiyorum.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Keskin dişli kaplana acımak, zavallı koyuna haksızlıktır
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Düğünlerde derneklerde silah tüfek pompalı ile atış yapmaktan vazgeçtiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.