Zaman zaman yaptığı konuşmalar ve icraatlarına kızsak da dediği olmayınca ABD’nin neler yapabileceğini göstermesi ve gizli kalması gereken malumun ilanı görüşmeleri yumurtlaması bakımından ABD Başkan’ı Trump’a ne kadar teşekkür etsek azdır. Kalitesini konuşturmasa da kırdığı yumurtalarla kendinden söz ettirmeye ve dünya basınının manşetlerinde yer almaya devam ediyor.
İşte böylesi haberlerden bir tanesi 03/10/2018 günkü gazetelerin sayfalarında yer aldı. Trump konuşmasında "Suudi Arabistan'ı koruyoruz, onları seviyoruz. Ve Kral'ı, Kral Selman'ı seviyoruz. Ama ona dedim ki 'Seni koruyoruz, bizimleyken tamamen güvendesin. Biz olmasak ne olacağını kim bilir? Biz olmasak orada (iktidarda) 2 hafta bile duramazsın. Trilyonlarca doların var. Ancak biz almamız gerekenleri alamıyoruz Ordum için ödeme yapmalısın." demiş. Sosyal medyada bu haber gözüme ilişince asparagastır dedim. Ardından haber sitelerine bakınca maalesef haber doğru. Aslında ABD’yi maddi yönden başta Suudi Amerika olmak üzere Körfez ülkeleri ayakta tutuyor. Bu, herkesçe biliniyor da açıkça söylenmiyordu. Bereket diplomatik teamülleri bilmeyen veya hiçe sayan; nerede, kime ne konuşacağını bilmeyen biri ABD’nin başına geldi de kapalı kapılar ardında kalması gereken görüşmeleri meydanlarda bir bir sıralayıveriyor. Eskiden çocuktan al haberi derlerdi. Şimdi Trump’tan alıyoruz.
Bu skandal açıklamanın ardından Suudi Arabistan kralı Selman “Öyle bir konuşma olmadı. Zaten biz kendi kendimizi koruyoruz. ABD’nin bizi korumasına ihtiyacımız yok” şeklinde bir açıklama yaptı mı acaba diye gazetelere göz attım. Boşuna baktım tabi öyle bir şey yok. Bunun için yürek ister. En azından “Sayın Trump’ın gizli kalması gereken ikili görüşmeyi açıklamasından büyük üzüntü duyduk” demiş olabilirler mi dedim. Maalesef böyle bir açıklamada yok. Bunun için mide lazım. Yine gazetelere göz attım, acaba Trump’ın bu açıklamasından sonra Kral Selman istifa etmiş olabilir mi dedim. Çünkü Trump’un yaptığı açıklama yenilir yutulur cinsten bir konuşma değildi. Nerde? Bunun için koltuğa yapışıp kalmamak lazım. Ara ki bulasın bu güzel hasletleri!
Trump’un açıklamasından nice sonra nihayet Veliaht Prens Muhammed, "Ülkesinin ABD'den 30 yıl önce var olduğunu, ülkesinin güvenliği için herhangi bir bedel ödenmeyeceğini ve ABD Başkanı ile çalışmayı sevdiğini” lütfen açıklamış. Buna da şükür! ABD Başkanı ile çalışmayı sevdiklerine göre Trump’ı da çok seviyor olmalılar. Ne diyeyim? Allah sevdikleriyle haşretsin onları.
Yeri geldiği zaman İslam ülkeleri niçin geri deriz. Belli olmuyor mu bu konuşmadan bu mıntıkanın niçin geri kaldığı. Boynunda ABD ve Batı’nın ipi olan bu tipler başta olduğu müddetçe İslam dünyası ne kalkınır, ne onur mücadelesi verir, ne de adam olurlar. Kafalarını kuma gömerek “Kralım ben kral” diyerek koltuk işgal ederler ancak. Halkına karşı despot ve acımasız, ABD ve diğer Batı ülkelerine karşı ise boynu kıldan incedir bunların. Osmanlı’ya ihanetlerinin bedeli olarak o koltukları işgal etmekteler. Her ne kadar koltukta oturuyor ve adlarına da kral dense de asla bir kral olamazlar. Olsa olsa köle olurlar diyeceğim ama kölelere hakaret olur. Çünkü tarihte yaşayan kölelerin özgür olma gibi bir ideal ve hayalleri vardı. Bunlarda o da yok. Şayet kölelerde olan duyarlılığın milyarda biri bu krallarda olsa acından ölür ama asla bu lafların altında kalmaz, hemen esaretten kurtulmak için bir mücadele başlatırlardı. Gerekirse bu uğruda ölmeyi tercih ederlerdi.
Krala değil de İslam dünyası kimlere emanet, Harameyn kimlerin elinde ona yanarım. Allah’ın beyti Kabe bunların esaretinde. Müslümanlar hiç boşuna başka işlerle uğraşmasın. Ne zaman ki Mekke, Medine, Mescid-i Haram gerçek Müslümanların eline geçer işte o zaman İslam dünyası esaretten, rezillikten kurtulmuş olur.
Yedikleri, içtikleri; varlıkları petrole dayalı olan bu entarili kişilerin o petroller burunlarından gelir inşallah! Ölümleri petrol yüzünden olsun! Başka ne diyeyim?