Nerede ne zaman samimi bir ortama girsek herkesin ortak sorusu “Tahir Başkan yeniden aday olacak mı?”…
Bu sorunun cevabını Reis’ten başka bilen tek bir Allah’ın kulu yok.
Biliyorum diyen de zaten yalan söylüyordur.
İnanın Tahir Başkan da ne olacağını bilmiyordur. Ama tahminen onun da kafasında iki, üç hatta dört alternatif vardır. En sonunda kendisi de “Hangisi hayırlı ise Beyefendi ne uygun gördüyse” deyip boynunu bükecektir.
Şahsen yeni dönemde ben Tahir Başkan’ın Büyükşehir Belediye Başkanı olarak değil Ankara’da çok daha farklı bir yerde Beyefendi’nin yanında olacağını tahmin ediyorum. Bizimki sadece bir tahmin. Belki de bir temenni.
…………
Biz meslekte yaşlandık yaaa.
Sağ olsunlar sevmeyenlerimiz kadar seven ve inananlarımız da var. Onlar arada bir bizi çağırırlar. Konya’da çağrıldığımız yerler genelde okullardan üniversitelere, farklı STK’lardaki paylaşımlardan sohbetleredir. Bu konuşmaların soru cevap kısmında sorular yerel olursa kesinlikle ve kesinlikle herkes Tahir Başkan’ı sorar, hizmetlerini kendilerince eleştiriler ve genelde de Tahir Başkan’ı niye sokakta, caddede göremeyiz derler.
Allah benim bu huyumu kahretsin.
Bir insanı sevdim mi satamıyorum.
Soru geldiği zaman “Nasıl Başkan’ı göremiyorsunuz? Başkan her yerde, tüm açılışlarda, törenlerde, ziyaretlerde, düğünlerde cenazelerde” filan dedik mi, o millet kartopu olup üzerimize geliyor.
Bugüne kadar hiç kimse ama hiç kimse “Tahir Başkan’ın şu yolsuzluğu vardı. Şöyle bir gayri ahlaki dedikodusu çıktı” demiyor. Demedi. Diyemez de.
Sonuçta biz Tahir Başkan iyidir dedikçe kötü diyen 5 kişi birden karşımıza dikiliyor.
Tahir Başkan bunları bir yerde hak etmiyor ama milletin ağzının kapanmamasının sorumlusu olarak büyüyen bir kesim ortaya çıkıyor.
Bu duruma iki cepheden de baktığımız zaman bir yerde çatlak var.
O çatlakta bizim de başkanın yüzüne defalarca söylediğimiz açıkça dile getirdiğimiz “yetersiz, heyecansız, sırtını başkana ve geçmişe dayamış çapsız, başkanın yüzünün yumuşaklığını ve sabrını çok iyi bilen zaaflarını kullanan ekibindeki bazıları”…
…………
Buyurun genç yürekli bir iletişimci kendi penceresinden hizmetin bir eksikliğini ya da yanlışını dile getirmek istiyor.
Bakın genç okurumuzun yaptıklarını ve sonucunu görün.
Sonrada biz “Tahir Başkan 1 tane deyip duralım” öyle mi?
Burhan Aysan isimli vatandaşımız şöyle yazıyordu;
“Öncelikle genç bir iletişimci, genç bir gazeteci olarak şehir ve memleket adına yaptığınız gazeteciliği, özgür ve seviyeli kaleminizi örnek aldığımı belirtiyor, saygı ve selamlarımı sunuyorum.
Uğur hocam köşenizi günlük olarak takip ediyorum. Köşenizde Konya'nın sorunlarını ilgililere ve muhataplarına ulaştırdığınızı, çözüme kavuşmasında aracı olduğunuzu görüyorum.
Aslında kamu kurumlarımızın ve belediyelerimizin yapması gereken bir işi, vatandaşı dinleme ve sorunlarına çözüm bulma işini yapıyorsunuz. Hem de çok hızlı yapıyorsunuz. Sizlerin de hakkıyla yerip, övebildiğiniz Konya Büyükşehir Belediyesi sosyal belediyecilikte, vatandaşına cevap vermekte problem yaşamaktadır.
Her konuda belediyeye görüş, şikayet ve talep iletilebilecek aktif bir birim ve koordinasyon bulunmamaktadır. Bu durum Konya'ya, hele hele Türkiye'ye örnek olduğunu söyleyen bir Konya Büyükşehir Belediyesine yakışmamaktadır. Eğer siz bu söylediklerimi yayınlarsanız eminim ki belediyeden şu birimimiz, şu telefon hattımız bu hizmetleri vermektedir diye cevap gelecek.
Amaç sadece sorunları dinlemek değil o sorunları koordine bir şekilde ilgili birime aktarmak, çözüm bulmak olmalıdır. Bu maili size atarken ülkem adına üzülerek atıyorum. Çünkü bir şehir gazetecisi köşesinde bu tarz belediye sorunlarını her gün yazmak yerine, şehrin ufkunu genişletecek, gerçekten şehir meselesi olan konularını ele almalıdır.
Ben eminim ki bu şekildeki şehir sorunları sizlere daha az gelse gazeteciliğiniz ve kültürünüz şehri yükseltmeye yeter. Çok uzatmadan meseleyi basitçe izah etmeyi ve köşenizde sorunumuza yer vermenizi temenni ediyorum. İnşallah bu küçücük ve belediyenin şikayet almadan zaten asli olarak yapması gereken sorunlar bundan sonra köşenize taşınmaz.
Ekte gönderdiğim fotoğraf Nalçacı Caddesinde bulunan Nalçacı Tramvay Durağının da bulunduğu trafik ışıkları.
Fotoğrafta görünen rögar kapaklarının ikisi de yol seviyesinin yaklaşık 10 cm aşağısında. Her yağmur yağdığında burada litrelerce su birikiyor ve kapaklar da araçların tekerlek basma noktasında olduğu için her araç geçtiğinde karşıdan karşıya geçmek için bekleyen yayalar ıslanıyor.
Hele hele geçen otobüs olursa vay o yayaların haline. Bu sorunu Eylül 2017’de Büyükşehir'in Kayacık tesislerine ilettim ancak çözüm alamadım. Oradaki görevliler bana kapakların su mu, kanalizasyon mu, Telekom mu, yağmur suyu kapağı mı? olduğunu sordu.
Eğer kendi ilgi alanlarındaysa yapabileceklerini, değilse yapamayacaklarını ilettiler. Ayrıca kapakların kendi ilgi alanlarında olup olmadığını bana geri bildirim de yapmadan, “Eğer yapılmazsa diğer sorumluları arayın” dediler.
Hâlbuki olması gereken o arkadaşların ya da ilgili kontrolör arkadaşların kapaklara bakıp kimin ilgi alanındaysa o birime iletmesiydi.
Sıradan bir vatandaş o kapakların hangi altyapı birimine ait olduğunu nereden bilsin? Eylül ayından sonra ne bir geri bildirim yapıldı ne de kapaklardaki çöküntü giderildi. Son olarak ben de 2 Nisan 2018 tarihinde ALO 153 WhatsApp hattına ekteki fotoğrafı ve sorunumu ilettim.
Görevli bir personel orayı inceleyip beni arayarak kapağın Telekom kapağı olduğunu ve ilgili yerlere ileteceğini söyledi. Üzerinden 15 gün geçmesine rağmen halen bir çalışma yapılmadı.
Burası kentin en aktif insan trafiğine sahip ve prestijli yeri.
Eminim ki benim gibi birçok insan burada mağdur oldu ve düzeltilmesi için talepte bulundu. Ama sonuç ortada.
Büyükşehir küçük işleri halledemiyor. Büyük düşler, büyük işler sloganı var. Sanırım bazı söylemlerin içi boş.
Uğur hocam bu sorunumu köşenize taşırsanız sonuna eklemenizi istediğim bir de Nene Hatun Parkı içerisinde Büyükşehir tarafından bırakılan ama içi 2 yıldır hiç boşaltılmayan evsel atık yağ toplama kutusu var. İnşallah bu tarz çevreci projelerde süreklilik esas alınır. Selamla.”
…………
Ahhhhh Tahir abim ahhhhhh.
Sen bunları asla hak etmiyorsun ama o zaafın var ya o zaafın…
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Propagandanın görevi akıllı olmak değil başarıya götürmektir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hava karardıktan sonra araçlarımızı kendi sokak ya da caddemize pak edip başka insanların alanlarını meşgul etmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.