Şehir olarak bu ikinci kar dalgasının ilk gününde imtihandan geçtik.
Şehir insanı daha çarşambadan başlamıştı “Aman dikkat edin yarın çok şiddetli kar geliyor”…
Çarşamba akşamı oldu herkesin gözü dışarda “ha geldi ha geliyor”…
Perşembe sabahı daha gün doğmamıştı ki kar gelmişti o ilk sefer ki gibi şiddetli değildi.
Cenab-ı Allah’ım baktı gördü bu millete yazık oluyor sindire sindire indirdi rahmetini.
Hatta gün ağarmaya başlarken, birden hava sıcaklığı artılı derecelere yükseldi, üstüne üstlük birde güneş çıktı ki ne var ne yok hepsi eriyiverdi.
Bu satırları kaçta yazıyorum size ona göre bilgileri aktarayım diye saate baktım. 9.08.
Bir saatten fazladır dışarılardayım. Evden çıktım. Bir abimizin dükkanını yeni moda deyim ile ofisini ziyaret ettim. Üç bardak çay içtik. Tabii sohbette. Ortalıklarda da kimsecikler yoktu. Verdik veriştirdik indirdik ortalığı yığıverdik.(!)
YÖNETİCİLER BU KEZ HAZIRLIKSIZ YAKALANMADI
Çarşambadan itibaren özellikle öğrenci ve öğretmenlerin kulağı valilikten gelecek açıklamada idi. Dün sabah 7’den itibaren de bize yazdılar. “Okullar tatil mi?” diye. Bu kadar da yapmayın etmeyin Allah aşkına yerde bizim oralarda 7-8 santim kar vardı ama yumuşaktı. Evin önünden bile sokakta ilk çıkan bizdik. Bizden önce sadece karşı komşumuzun çocuğunu almak için servis girmişti. Yani yollarda yerlerde bir sonunda yoktu.
Sadece bir tek olumsuz fotoğraf geldi o da Aydoğdu bölgesinden
Bu da 7.50’de filan geldi.
Aydoğdu bölgesinde kar yığınlarına saplanan belediye otobüsü yolcuları tarafından kardan kurtarılmaya çalışılıyordu.
Yine bu aralarda birçok değerli abimiz Meram bölgesinden saat 7 sularında şunları yazıyordu;
“Gödene Kozağaç arasında da kar küreme çalışması yapılmış, güvenli bir şekilde araçlar trafikte seyrediyor özlenen ve beklenen hizmet tablosu budur... Kozağaç-Dutlukır kavşağı arası ve Dutlukır--Meram arası da yine sabah erken vakitte yol açılmış”…
……………..
Derken Selçuklu’dan Meram Bölgesine geçtik. Meram Eğitim Araştırma, Eğitim, İlahiyat ve bölgedeki okullar için trafik yoğunlaşmıştı.
Yollarda hiçbir sıkıntı yoktu. En büyük sıkıntı bencil, egoist, utanmaz, kendisini uyanık sanan maganda tipli sürücülerdi.
KADIN SÜRÜCÜLERDEN TAM KURTULMUŞTUK Kİ
Geçtiğimiz hafta ilk kar yağdığında Allah’a şükürler olsun ki kadın sürücülerimiz korkudan dışarıya çıkamadılar. Bu hanımefendileri ya eşleri taşıdılar ya da mecburiyetten toplu taşımaya yöneldiler. Dün yolu yumuşak bulan ve biraz cesur olan kadın sürücüler yollarda idiler. Ama o her zaman ki tedbirli (!) ve ekabir pozlardaki bazı kadın sürücüler trafiğin içine ediyorlardı. Mesela Meram Yeni Yol ile Eski Yol arasında bir bayan sürücü ile yolda karşı karşıya geldi. Yolun sağı solu karla kaplı zeminde park etmiş araçlarla dolu. Yola önceden ben girmiş olsam da karşımda ki sürücü hanımefendi olduğu için aracın sağ tekerleklerini kara çıkardım ve park etmiş araca iyice yanaşıp durdum.
Baktım karşıda ki araç hiç hareket etmiyor. Dikkatlice bakınca hanımefendi bir de el kol işareti yapmaya başladı. Dayanamadım camımı açtım parmağımla işaret ederek onunda kendisine göre iyice sağa çıkmasını istedim. Yooo hanımefendi asla o iki tekerin gittiği izden taviz vermiyor ve hala fokurduyor.
Dayanamadım camdan dışarı sarktım tekrar el kol işareti ile yardımcı olmaya çalıştım.
Bayan bu kez olması gerekeni yaptı tam yanımdan geçiyor bakıyorum ki bir baksa hatta camı açsa tekrar o el kol hareketleri yapsa. Yooo asla bu kez oklava yutmuş gibi dümdüz gidiyor ve gözünü yoldan ayırmıyordu.
Bayanlarımıza hele hele 50’sinden sonra ehliyet alıp eşlerinin hediye ettiği süper lüks araba sahibi olan teyzelerimize saygımız sonsuz. Ama Konya trafiği kadınsız çok daha rahat ve iyi işliyordu.
YAŞLI TAKSİCİ AMCA İLE
GENÇ UYANIK SÜRÜCÜDE VAR
Şimdi sabah sabah haksızlık etmeyelim. Bu magandalığın, bu kuralsızlığı kadını erkeği olmaz.
Meram Yeni Yol’da dümdüz yolda üç araç birbirine girmiş. Polisler görev başında. Ama trafik tek şeritten yavaş ilerliyor. Dolayısıyla aksıyor.
Meram Yeni Yol’dan eski Hava Hastanesinin kavşağına geldik. Kırmızı ışıkta bekliyoruz. İlk sıradayız. Sarıdan sonra yeşil yandı yanımdaki araçla birlikte hareket ettik. Aha o da ne. Karşı yönden en sağdan hızla sola dönen ve kırmızı ışığın ilk saniyelerde geçmeyi marifet sayan yaşlı bir taksi sürücüsü. Yandaki araçla birlikte ikimiz de anında frene bastık. Ben o hışımla kornayı sonuna kadar basıyorum. Ama yaşlı taksici amca hızlı, kapısının üzerinde yazılı olan durağını bile okumaya fırsat bulamıyorum.
Geliyoruz Vatan Caddesi’ ne.
Adalhan kavşağı. Yapılacaksa alt geçit üst geçit, yaya geçidi ilk önce buraya yapılmalı.
Üç şerit müsait akıyor. Çok şükür. Orta şeritteyiz. Herkes gidiyor biz gidemiyoruz. Ya da kımıl kımıl işliyoruz. Hayırdır derken mevzu anlaşıldı. Orta şeritten giden uyanık genç sakallı karizmatik arkadaşın derdi meğer sola dönmekmiş. Sol şerit akıp gidiyor araya girip burnunu sokamıyor. O zaman ne yapıyor? Yürüyormuş gibi yapıp akan trafiği ya da akacak trafiği engelliyor. O anda kırmızı yandı. Sol şerit durunca arkadaş kırmızı şeritte dönüp gidiveriyor.
Yani biz de büyük sıkıntı var.
TAHİR BAŞKAN KARDA MAHSUR MU KALDI?
Son kar muhabbetlerinin en büyük şehir efsanesi de bu olsa gerek. Bürokratından siyasetçisine eğitimcisinden bizim gibi gezenlere her yerde “Duydun mu geçen günkü kar yağışında Tahir Başkan evinden çıkamamış”.. Niye? “Kardan mahsur kalmış”…
Yapmayın etmeyin Allah rızası için. Bu iş bu kadar mı basit?
Bu şehirde Tahir Başkan değil hiçbir Başkan ya da siyasetçi karda filan mahsur kalmaz. Velev ki öyle olağanüstü bir durum var. Oraya helikopter indirir Başkan’ı yine çıkartırız.
Bu konu bana çok sorulduğu için yazmak zorunda kaldım.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Menfaat caddesinde başlayan dostluk, çile yokuşunda son bulur.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Karların eriyip yolların caddelerin göle döndüğü bölgelerde araç sürücüleri yayalara karşı biraz saygılı olup çamurlu su ile milleti baştan aşağıya yıkamadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz