Tanıdığım Başkan: Dr. Mustafa Güçlü

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

TARİHE YOLCULUK  (179)

Hayatta hiçbir kul karşısında eğilip bükülmeyen vakur duruşuyla Konya’daki sivil toplumun yüreğinde taht kuran Dr. Mustafa Güçlü, ‘başkan’ olarak yüreğimizde yaşamaya devam edecek.

 

Hazret-i Ali Kerremallâhü Veche’nin bir sözü var ki pek hoşuma gider; “İki şeyden hiç korkma; rızık ve ecel. Çünkü rızkın da canın da Rabbine emanet” diyor.

Ölümden korkmayan ve son ana kadar da sağlığıyla (kalbiyle) ilgili riski göz önüne alarak devamlı ve aralıklarla ileri bir tarihe erteleyen bir insan düşünün…

Bir Selçuklu Salı Sohbetinde Saat Sekiz’de, kalbinden sorunlu olmasına rağmen büyük bir sorumluluk örneği göstererek hastaneye gitmek yerine İl Halk Kütüphanesi’ndeki sohbete gelerek arkadaşlarına; “Kendi kendime söz verdiğim için buradayım. Bu güzide topluluğa ve topluma karşı sorumluluklarım var. Bunun bilincinde olarak şu koltukta belki yığılabilirim. O vakit benim kolumdan tutar hastaneye götürürsünüz” diyecek kadar kendinden emin bir vaziyette; bu sözlerinin ardından biraz sendeleyen ve 22 yıldan beri büyük bir hizmet aşkıyla devam ettirdiği Selçuklu Salı Sohbetleri’ni, dini bayramlar haricinde hiç taviz vermeden ve aksatmadan devam ettiren bir gönül adamını düşünün…

Konya’da sivil toplum kuruluşları içerisinde müstesna bir yere sahip olmasına rağmen, Konya kültürü ve Türk kültürü söz konusu olduğunda akan suları durduracak kadar büyük bir hassasiyetle üzerine giden, tarihte ganaralaşmış aydın tipinden hiç hazzetmeyen, Müslüman Türk milletini muassır medeniyet seviyesine ulaştıracak insanların millî ülküye sahip, millî kültür ve İslâm ahlâkıyla mücehhez erdemli, aydın ve münevverler eliyle olacağına yürekten inanan aydın bir insanı düşünün…

Arkadaşına ve dostuna söz verdiği vakit o saat ve dakikadan önce orada olan, sözünün eri olarak bu hususa son derece dikkat ederek hassasiyet gösteren, karşısındaki muhatabı söz verdiği halde zamanında o yere gelmeyen üniversiteli bir genci; bu kötü hareketinden dolayı Mehmet Âkif Ersoy’u örnek göstererek o verdiği sözün “namus” kadar ne kadar değerli olduğunu kabul ettirinceye kadar sözleriyle ona büyük bir hayat dersi veren bir münevver düşünün…

Müslüman Türk toplumunun inanç ve kültürel değerlerini mükemmel şekilde temsil kabiliyetine sahip, en iyi yaşayan, savunan, anlatan, o değerlerin, yozlaşmaya karşı tedbirlerini öneren ve yaşaması için çözümler üreten, okuyan, araştıran bir entelektüel insan düşünün…

Zât-ı âlîlerini 1987’den bu tarafa tanıma şerefine nail olduğum, sosyal sorumluluk projelerinin altına 30 yıldan beri gönüllü olarak imza atan ve Türk-İslâm coğrafyasında savaş halindeki ülkeler ile riskli bölgelere birkaç defa giderek yurt içinde de Adapazarı ve Erzincan deprem bölgelerine gitmek suretiyle buralara Konyalı’nın yardımlarını ulaştıran yardımsever bir insanı aklınıza getirin…

Konya’nın tarihî, sosyal ve kültürel yönden sadra şifa olacak mesele ve problemlerine ürettiği 150 civarında proje ile fikir ve düşünce tekliflerini sivil toplum kuruluşları, oda başkanları ve basın mensuplarıyla paylaşarak bazı televizyon programlarında anlatan ve mahallî bir gazetede liste halinde yayınlanan, dönemin valisine de takdim eden Konya sevdalısı bir insanı göz önüne getirin…

Kendisini doktor kimliğiyle tanıdığımız bu muhterem ve saygın kişi, cefakâr, vefakâr, yardımsever, cömert, ahlâklı, erdemli gönül adamı Mustafa Güçlü’den başkası değil elbet.

Konya Tabip Odası’ndaki 40 yıllık ideolojik saltanata son veren cesur yürekli hekim de Mustafa Güçlü’den başkası değildir. 1988’de uyguladığı bir taktikle Konya’da çeşitli ekol, meşrepteki 67 hekimi harekete geçirerek bir çatı altında toplanmalarını sağlayarak köklü bir ittifak kuran Dr. Mustafa Güçlü’yü; size, daha nasıl anlatsam…

Konya’nın ilim, kültür, sanat ve tarih merkezi haline gelmesi/getirilmesi için elini taşın altına sokan nâdir sivil toplum başkanları arasında müstesna bir yere sahip olan Mustafa Güçlü, geçtiğimiz sene geçirdiği açık kalp ameliyatı esnasında ötelerden bir sinyal (uyarı) aldı. Mustafa abi, tam “Nerede kalmıştık!” demeye hazırlanırken “5S” olarak formülize ettiği bir Selçuklu Salı Sohbeti’nde ve Saat Sekizde; “Buraya kadar!” demek suretiyle bu sene yapılacak Konya Aydınlar Ocağı genel kurulunda adaylığını koymayacağını açıkladı.

Gönül adamı Dr. Mustafa Güçlü, bu kutlu yola 1996’da adım atarken çıkış gayesini; “Gelecekte inşa edeceğimiz 17. Büyük Cihan Devletimizin ve medeniyetimizin insanını yetiştirmek, onun fikir hamurunu yoğurmak, az okumaktan kaynaklanan kültürel eksikliğini bir nebze de olsun telafi edebilmek için ‘önce insan’ diyerek yola çıktık” şeklinde açıklamıştı.

Sözünde duran şahsiyet sahibi bir insan olarak tanıdığım Mustafa Güçlü, bundan böyle sahnenin önünde yer almayacak. Hayatta eğilmeden, bükülmeden ayakta kalabilen, kendisinden beklenen makam ve mevkilere bu tavrı sebebiyle gelemeyen, kimileri tarafından engellenen fakat her seferinde, soyadı gibi “Güçlü” kalmasını bilen Mustafa Bey, kendisini torunlarına hasredecek.

Aldığı karara saygı duyuyor ve bundan sonraki hayatında Rabbimden başarılar diliyorum.

Allah (C.C.) Yâr ve Yardımcın olsun.

Seçkin bir insan olarak yolun açık olsun!

Sivil toplumun ‘güçlü’ ‘başkanı’ olarak yüreğimizde yaşamaya devam edeceksin.

 

YARIN: Tarihin Donduğu Yer: Sarıkamış ve bir kahramanlık destanı…

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.