Siyasi gelişmeler Konya gündemini hep gözden uzak tutmamıza yol açıyor.
Meclis üye adaylıkları, gündemdeki siyasi tartışmalar, devlet içinde yaşanan çekişmeler gündemimizi öyle bir kuşatmış ki yaşadığımız şehrin kronik sorunlarını hep gözardı etmek zorunda kalıyoruz.
Sözgelimi 2007-2008’lerde Kalenderhane Mahallesi’nde bulunan bir sanduka sebebiyle mahallede arkeolojik çalışmalar yapılması gerektiği gündeme getirilmiş ve hatta o dönemin Selçuklu Belediye Başkanı Adem Esen de bu arkeolojik araştırmaya destek olmak için elinden geleni yapmıştı.
Ancak kazıyı kimin yapacağı konusunda yaşanan tartışmalar yüzünden söz konusu kazı gerçekleştirilememişti.
Belediyenin ve bilhassa Adem Esen beyin kazıyı Osman Eravşar’ın yapması konusunda ısrarcı olduğu, Eravşar hocayla arası açık bazı kişilerin de bu sebeple “yüzey araştırması yapılmayan yerde arkeolojik kazı olmaz” bahanesiyle bu girişimi engellediği şeklinde rivayetler tarafımıza kadar gelmişti.
Bakalım şimdi ne yapabilecek o çevreler?
Bunu şundan diyorum: Beşyol mevkiinde ortaya çıkan tarihi temeller, bölgede kapsamlı bir arkeolojik kazı yapılmasını zorunlu hale getiriyor.
O temellerin Kalenderhane Türbesi’ne doğru uzadığı, devamında bütün bir mahalleyi bile etkileyecek önemde bir kazı çalışmasının şu an Beşyol’da sürdürüldüğünü de belirtelim.
Ve böylelikle Konya tarihini bilmenin niye önemli olduğunu da kavrıyoruz.
Kalenderhane mahallesi, 1252 yılından sonra Konya sur dışına kurulmuştur çünkü.
Geçtiğimiz yaz dış surun Ertaş kapısı civarında da tarihi kalıntılara rastlanmıştı.
Onunla bunun arasında ne tür bir irtibat var peki?
Bilen var mı bunu?
1252 yılında Baycu Noyan, Konya’yı kuşatıp Ertaş kapısını yıktığında yanındaki kalenderi dervişlerin yerleştiği bölgeye verilen ismin Kalenderhane Mahallesi olduğunu biliyoruz.
Baycu Noyan, taşıdığı hakanlık arzusunun, Hulagu tarafından öğrenilmesi neticesi Moğolların Bağdat kuşatmasına katılması yolunda Hulagu tarafından çağrılır.
Bu sebeple de Konya kuşatmasını kaldırır. Başkaları bu konuda size birçok efsane anlatsa da inanmayın, çünkü Baycu Noyan Bağdat’ı kuşatan Moğol ordusuna katılır katılmaz Hulagu tarafından tutuklatılıp idam ettirilmiştir.
Beşyol’daki kazıya dönelim.
Bulunan mezarların tahrip edildiğini ve bu tahribin Osmanlı öncesine tarihlenebileceğini söylüyor kazı çalışmalarına katılan uzmanlar.
Bunun anlamı ne peki?
Bunun anlamı da yukarıda yazdıklarımızda aranabilir doğrusu.
Konya’nın Selçuklu halkı, esnafı bu kalenderi dervişlere iyi bir gözle bakmamış anlaşılan…
Karamanoğulları’nın da bunlardan hazzetmediği ortada.
Bütün bunlardan sonra günümüzde üstümüze düşen vazifeyi hatırlayalım.
Tarihi korumanın bu tür tarihi buluntuları bodrum katlarına hapsetmekten geçmek anlamına gelmediğini, bu yapıların bir şekilde gelecek kuşaklara da aktarılabilmesi için benimsenen koruma yöntemlerinin değiştirilmesi gerektiğini söyleyelim.
Bunun yolu ne?
Alanın uzmanı olmadığımız için bu yolu yordamı, yöntemi göstermemiz, doğrusunun ne olduğunu bizim söylememiz mümkün değil.
Ancak yanlışın ne olduğunu hep yaşayıp görüyoruz…
O yüzden bu yanlışlardan bir an önce dönülüp makul çözüm yollarının bulunmasını bu şehirde doğmuş, bu şehirde büyümüş, bu şehri seven biri olarak istemek hakkım.
Yetkililer bu hakkımı çiğnemezler inşallah…