Tarihî Mâbedlerimiz (8)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Amberreis Câmiî ve Türbesi

  • Anberreis Camii ve Türbesi’nin, 1936’ya kadar depo ve yatakhane olarak kullanıldığı ve bu vakıf câmisi, “Cuma ve bayram namazlarında dolu, diğer günlerde cemaat az” gerekçesiyle satım kararı alınmasına rağmen dönemin valilik ve vakıflar müdürlüğünün ısrarlı itirazları üzerine satılmaktan kurtulmuş.

Konya’nın Meram İlçesi, Şeyh Sadreddîn Mahallesi’nde ve İstasyon Caddesi üzerindedir. Gödene taşıyla yapılan duvarlarının üst kısımları dört köşe yeşil çinilerle kaplı tek minareli olan son dönem Osmanlı eseri câmi, yok olan eski Anberreis Camisi yerine 1911 yılında Arifî Paşa’nın Konya valiliği zamanında yapılmıştır. Câminin ismi Selçuklu devri büyüklerinden Şehabeddîn Anber Reis’ten gelmektedir. Caminin adı, okyanusların çeşitli kesimlerinden toplanan güzel kokulu bir madde olan “Amber” kelimesinden gelmektedir. Aslının Arapça “Anber” olduğu İslâm Ansiklopedisi’nde kaydedilmektedir. Kıymetli kokulu tesbihlerin adına da “misk ü anber” denilmektedir. Hacılar, eskiden Mekke ve Medine’den dönüşte “misk ü amber” kokusunu hediye olarak getirirlerdi. Bu arada anber, divân edebiyatında rağbet gören bir teşbih unsuru olarak görülmüş, dinî ve tasavvufî eserlerde sevilen şahsın nefesi, yüzündeki benleri, saçları, sakalları, kaşları ve ayağının tozu, bastığı yer hemen daima anbere benzetilerek bu kelimeyle yapılmış pek çok birleşik isim, sıfat ve tamlama kullanılmıştır. Anber ise, hususiyetle saç sakal için “çok parlak kuzgunî siyah” karşılığı kullanıldığı da İslâm Ansiklopedisi’nde belirtilmekte. Dört mezhep imamlarınca vergiden muaf tutulan amber, İslâm fıkhı açısından temiz ve helâl kabul edildiğini de özellikle belirtmekte yarar var. “Dinin (akan) yıldızı” anlamına gelen Şehabeddîn’in “misk ü anber” kokusunu sevdiğinden midir yoksa saç ve sakallarının “çok parlak kuzgunî siyah” olmasından mıdır neden “Anber Reis” denildiği meçhulümüz. Habeşli olmasından dolayı “reis” olarak seçildiği muhakkak.

Tarihçi Haşim Karpuz, Konya Ansiklopedisi’nde, Amberreis Câmisi’yle ilgili olarak şu bilgiye veriyor: “Konya’da özellikle sevil mimaride uygulanan neoklasik tarzda yapılmış bir cami olarak dikkati çekmektedir. Caminin 1911 tarihli ikinci defa yapılış kitabesi müzededir.”

Caminin kitabesinde şunlar yazılı: “Devr-i Selçukî ricâlinden Şihâbü’d-dîn Anber Re’isin binakerdesi olan işbu câmi’i şerîf külliyen harâb olmuş iken Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye’nin Birinci Meşrûtiyet Pâdişâhı olan e’s-Sultân isnü’s-Sultân e’s-Sultan Mehmed Reşâd Han-ı Hâmis Hazretleri’nin ahd-i hilâfet-i saniyyelerinde Konya vâlîsi e’l-Hâcc Ârifî Paşa hidmetiyle müceddeden yapılmışdır (1329-1911).”

CÂMİNİN BAŞINA GELENLER

Halk arasında “Yeşil Camii” olarak da bilinen caminin dıştan kıple sol tarafında birde Kütahya çinili bekçi kulübesi var. Bu kulübenin hangi maksatla yapıldığı konusunda değişik rivayetler var. Bu caminin çoğu kere yıkılmaktan son anda kurtulduğu da biliniyor. Konya Lisesi ile Anberreis Camii ve Türbesi, 1936’ya kadar depo ve yatakhane olarak kullanıldığı ve daha sonra bu vakıf câmiinin, “Cuma ve bayram namazlarında dolu, diğer günlerde cemaat az” gerekçesiyle satım kararı alınmasına rağmen dönemin valilik ve vakıflar müdürülüğünün ısrarlı itirazları üzerine satılmaktan kurtulduğu da yaygın iddialar arasında.

Anberreis Mahallesi’nin eski sakinlerinden günümüze kadar aktarıla gelen hatıralar arasında yer alan rivayetlerden birisi de şu: “Bu caminin hemen yakınında apartman yapılmadan önce bir evi bulunan varlıklı bir kişi, ezân sesinden rahatsızlık duyduğu için yaz tatiline çıkmadan önce, birisine, bu camiyi yıkması için yüklüce bir para vermiş. Allah’ın işini bakın ki, hatırı sayılır o kişi, bu parayla o camiyi nasıl yıkılacağına dair kara kara düşünürken aklına; sonradan yıkmak yerine, vicdanının sesine kulak vererek kendisine verilen parayla camiyi tamir ettirmiş ve bu sefer de yıkılmaktan böylece kurtulmuş.”

 

ANBER REİS TÜRBESİ
Şehabeddin Anber Reis Türbesi ise, eskiden kendi adını aldığı Anberreis Mahallesi’ndeki Anberreis Camisi ile Konya Erkek Muallim Mektebi arasındaki yol üzerinde 1264 tarihinde yapılmış bir Selçuklu türbesi idi. 1927 senesinde meydan ve yol genişletme çalışması sırasında yıktırılmıştır. Bu yol günümüzde Amberreis Caddesi olarak geçmektedir.

Eski resimlerde yer alan türbenin kare planlı gövdesi belirli bir yükseklikten sonra sekizgene dönüşmekte ve üzerine külah geldiği görülmekte. Tarihçi Konyalı’nın “Âbideleri ve Kitabeleriyle Konya Tarihi” adlı eserinde, türbenin kapısının üstündeki mermer Arapça kitabede, üç satır halinde şunların yazılı olduğunu kaydediliyor:

“Bu kubbe yüksek Tanrı’nın rahmetine muhtaç Zaim-üd-dâr Habeşî Şihab-ed-dîn Anber’in türbesidir. Allah kabrini münevver eylesin ve kendisini kıyamet gününde lütuf ve keremi ile ve Peygamberi Muhammed’in hürmetine korktuğundan kurtulup umduğuna nail olanlardan kılsın.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.